Geçtiğimiz günlerde dünya için sıradan bir gün, ama takvimler “Kitapsever Günü” yazıyordu. Sahi, kitapseverin günü olur mu? Kitap sevenin günü olmaz; onun gecesi, sabahı, trende giderken cam kenarı bile kitap kokar. Hatta bazen, bekleme salonunda yan koltukta oturan yabancının kitabının sayfasına bile göz ucuyla bakar.
Ama yine de böyle özel günlerin bir güzelliği var. Belki o gün, birileri elinden telefonu bırakıp tozlu bir rafın önünde durdu. Belki yıllardır açılmamış bir romanın ilk sayfası hışırdadı. Belki biri, çocukluğunda okuduğu bir kitabı tekrar buldu ve “Aa, hala aynı duyguyu veriyor” dedi. Belki de çok satanlar rafından değil, arka köşedeki incecik bir şiir kitabından kendine yol arkadaşlığı seçti.
Kitap dediğin sabırlıdır. Hiç acele etmez. Yıllarca bekler, kapak kapanır, tozlanır, sayfaları sararır… Ama bir gün eline aldığında sana hiçbir sitem etmez. Sadece “Nerede kalmıştık?” der. Ve sen kaldığın yerden devam edersin, hatta bazen bıraktığın yeri bile unutup baştan başlarsın. Çünkü iyi bir kitap, ikinci okuyuşta da başka şeyler söyler.
Bazen bir kitaba yalnızca iki durak boyunca bakarsın, bazen bir haftanı alır, bazen ise aylarca bitmez. Ama her seferinde seni götürdüğü yer farklıdır: Çocukluğun mutfağı, yağmurlu bir sokak, hiç gitmediğin bir ülke ya da hayal edemediğin bir zaman… Kitap, sana hem harita hem de bilet keser, üstelik bedava.
9 Ağustos geçti, evet. Ama kitaplar için fark etmez. Onlar takvim yapraklarını bilmez. Onlar için tek “gün”, kapağın açıldığı ve ilk satırın okunduğu andır. O yüzden “Kitapsever Günü” aslında 365 gün. Hatta bazen, gece yarısı saat üçte, herkes uyurken sessizce sayfa çevirdiğin o an, yılın en özel günüdür.
Belki bugün, o günü tekrar yaşamanın tam zamanıdır. Kitaplığına bak. Belki bir köşede seni bekleyen bir hikâye vardır. Belki o hikaye, seni sandığından çok daha uzağa götürecektir.
Çünkü kitaplar sabırlıdır. Ve hâlâ buradadır.
Belki de biz, kalabalığın gürültüsünden, ekranların hızlı akan görüntülerinden yoruldukça, dönüp yine onlara sarılacağız. Sayfaların arasındaki o sessizlik, aslında en güvenli limandır. Orada acele yoktur, bildirim sesi yoktur, bitmek bilmeyen bir koşturmaca yoktur.
Kitap, seni dinler. Susarak, ama dikkatle. Ve sana, belki de başka hiçbir şeyin veremeyeceği o hissi verir: “Buradasın, önemli bir yerdesin, bu sayfa sadece senin için yazıldı.”
9 Ağustos geçti… Ama sen istersen, bugün de Kitapsever Günü olabilir.