İzmir’de havaların 40 derece olmasını fırsat bilip her sene gittiğimiz plaja gitmeye karar vermiştik. Ancak bu sefer gittiğimizde farklı bir manzarayla karşılaştık. Devlete ait olan ve her sene ücretsiz bir şekilde gittiğimiz plaj, etrafına tel örgü çekilerek özelleştirilmiş ve giriş için hiç cüzi olmayan rakamlar istendi. Bize kalan bir deniz keyfimiz vardı, onu da elimizden aldılar.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte birçok insan deniz kenarında keyifli zaman geçirmek ve serinlemek için plajları tercih ediyor. Ancak son yıllarda plajların ücretlendirilmesi uygulaması gündeme oldukça sık geliyor. Plajlara giriş ücreti alınması, kamusal alanların erişilebilirliği ve eşitlik ilkesi açısından tartışmalara yol açan bir konu. Plajlar, doğal güzellikleriyle ve bu kavurucu havalarda serinleme imkanı sunmasıyla halkın sıkça tercih ettiği kamusal alanlardandı. Kamusal alanlar, herkesin eşit şartlarda erişebileceği ve faydalanabileceği yerler olup, plajlar da bu kapsamda önemli bir yere sahipti. Ancak plajların ücretlendirilmesiyle birlikte, bu kamusal alanların erişilebilirliği ve eşitlik ilkesi toplum tarafından son günlerde oldukça tartışılmaya başlandı. Üstelik önemli tatil beldelerinde bulunan pek çok plaj özel bir işletmenin yetkisine geçtikten sonra yalnızca denize girmek için para ödemekle de kalamıyorsunuz. İçeride ekstra ödemeniz zorunlu tutulan bir alt limit ücreti de konuyor. Ve ben bu uygulamanın hangi amaca hizmet ettiğini anlamakta güçlük çekiyorum.
Plajlara giriş ücreti alınması, özellikle ekonomik olarak dezavantajlı kesimler için engel oluşturuyor. Herkesin maddi gücü plajlara giriş ücretini karşılayacak düzeyde olmayabilir. Bu durum, sosyal eşitsizliği derinleştirebilir ve bazı insanların deniz ve plaj keyfinden mahrum kalmasına neden olabilir. Bana kalırsa kamusal alanların erişilebilirliği ve eşitlik ilkesi açısından, plajların ücretsiz olması ve herkesin bu doğal güzellikten eşit şekilde faydalanabilmesi gerekiyor. Plajların ücretlendirilmesi, aynı zamanda turizm açısından da bir sorun teşkil edebilir. Tatilcilerin ve turistlerin bölgeye gelmesi, yerel ekonomiye katkı sağlar. Plajların ücretsiz olması, turizm potansiyelini artırabilir ve daha fazla insanın bölgeyi tercih etmesine olanak sağlayabilir. Turizm gelirlerinin artmasıyla, bölgedeki hizmet ve altyapı olanakları da gelişebilir. Elbette, plajların sürdürülebilirliği, temizliği ve güvenliği gibi faktörlerin sağlanması için bazı mali kaynaklar gerekiyor. Fakat bu kaynakların sağlanması, plajların ücretsiz olması ilkesine uygun bir şekilde yönetilebilir. Örneğin, bölge yönetimleri ve yerel hükümetler, plajların bakımı ve düzenlenmesi için vergi gelirlerini veya diğer kaynakları kullanabilirler. Aynı zamanda, plajlarda ticari faaliyetlerden elde edilen gelirlerin de plajların iyileştirilmesi ve halka daha iyi hizmet sunulması amacıyla kullanılması sağlanabilir. Plajların ücretlendirilmesi konusunda yapılacak her türlü düzenleme ve uygulama, kamusal alanların erişilebilirliğini ve eşitlik ilkesini göz önünde bulundurarak yapılmalı. Plajların ücretsiz olması, herkesin deniz ve güneş keyfini eşit şekilde yaşamasını sağlar. Bir insanın temel ihtiyaçlarından olan suyun bile para karşılığı sağlandığı bu kapitalist düzende sınıfsal olmayan ve erişilebilir çok az şeyimiz kalmıştı. Onları da teker teker elimizden alıyorlar. Yakın tarihte elimizde yalnızca hava kalacak, bedava tüketebildiğimiz.