Koronavirüs tatil yapmaz...

Aslında güzel bir haftaya güzel bir köşe yazısı ile başlamak isterdim. Mübarek kurban bayramını tüm ülke olarak kutladık. Epey de uzun bir tatil yaparak.

Bende kısa bir tatil yapma fırsatı buldum ve korona tedbirlerine değinmeden esas konuma geçmek istemiyorum.

Bir kaç köşe yazımda korona tedbirlerine uymamız ve aşı olmamız hususunu buradan yazmıştım. Hatta tatil beldelerine Koronavirüsün uğramadığını, anlaşma yapmış olabileceğini bile söylemiştim.

Tam da öyle, bu korona virüs sanki tatil beldelerinde hiç yok. Hiç uğramıyor, sanki o da vatandaşlar ve turistler gibi tatile çıkmış.

Tatil beldelerinde hiç ama hiç bir tedbire dikkat edilmediğini üzülerek gördüm. Yolda giderken maske takan benim ailem ve üç beş kişiden başka kimseyi görmedim. Sanırım Kurban tatili süresini vatandaşlarımız yanlış anlamışlar. Tatile biz vatandaşlar çıktık koronavirüs değil.

Neden bunu anlamakta zorluk çekiyorlar bende bunu anlamıyorum. Neden halen aşılarını olmak istemezler asla anlamıyorum.

Denize ve havuza girenlerin elbette maske takmalarını beklemiyoruz. Ancak güneşlenenlerin maske takmasını elbette bekleye bilirim. Çünkü aynı anda bir birleri ile sohbet edenler var. Hapşıran, öksüren kişiler var. Tüm bunlar bir birlerine olan yakınlık ile virüsün bulaş hızını arttırmakta. Halen bu şekilde virüsün daha çok yayıldığını anlamayanların bulunmasını da ben anlamıyorum.

Arkadaşlar Koronavirüs ile en önemli mücadelenin mesafe ve maskeden geçtiğine inanıyorum. Ben dinlediğim tıp hocalarından bunu net anladım.

Ancak önemli bir konu da var ki AŞI. Aşının da korona virüs ile mücadelede ne kadar önemli olduğunu, hem kendi basınımızdan hem de yabancı basın organlarından net bir şekilde anlıyoruz.

Peki aşılamada bayram öncesi yakaladığımız günlük bir milyon rakamına halen niye olaşamıyoruz. Neden aşı olmaktan imtina ediyoruz.

Aşınan ne kadar koruyucu olduğunu bilim adamları ifade etmekte. Ayrıca aşı olmayanların da ne kadar çok virüs yayabilecekleri hususu da net olarak ta bilinmekte. Öyle değil mi?

Tüm ülke olarak hızlı bir aşı kampanyasına katılım sağlamamız gerekli. Bu şekilde giden aşılama sayıları ile ben Eylül ayında özellikle üniversitelerin açılmasının imkansız olacağı kanaatini taşıyorum. Zaten genç nüfusun özellikle öğrencilerin aşılarının tamamlanmadan asla okullarının da açılması taraftarı değilim.

Öyleyse ne yapmalıyız?

El birliği ile aşılamaya katkıda bulunmalıyız. Özellikle gençlerimizi bir an önce aşılamalı hatta mümkün ise iki doz aşılarını tamamlamalıyız ki Eylül 2021 ayında gençlerimizi özledikleri üniversitelere, okullarına gönderebilelim.

Eğitimde meydana gelen bu aksaklığı, uçurumu kapatmanın en önemli yolunun aşılamadan geçtiğini de ifade etmek istiyorum. Maske, Mesafe ve Temizlik hususlarına da dikkat etmeye özen gösterelim.

Sağlıklı günler çok yakın. Buna hepimiz ulus olarak, dünya olarak inanmalıyız.

Koronavirüs tatil yapmaz...