Allah acınızı göstermesin


  • Oluşturulma Tarihi : 16.05.2016 06:44
  • Güncelleme Tarihi :
Allah acınızı göstermesin yazının resmi

‘Teyze senin en büyük problemin kiloların’ dedim.

Başını önüne eğdi, bir süre öylece, hiçbir şey söylemeden yere baktı.

‘Oğlumu kaybettikten sonra çok kilo aldım’ dedi başını kaldırmadan. Düşündüklerimden dolayı kendime kızdım. Çünkü kilo almasının sebebi olarak söylediği şeyi duymadan önce, onu ‘Midesine düşkün,  her şeyi hesapsızca yiyen biri’ gibi düşünmüş, ona biraz da kızarak bakmıştım.

‘Başınız sağ olsun. Ne zaman kaybettiniz oğlunuzu?’ dedim.

‘Birkaç yıl oluyor’ dedi.

Başını kaldırdığında gözlerinden yaşlar akıyordu.

‘Teyzeciğim üzme kendini. Hayatın gerçekleri bu ne yazık ki’ gibi bir şeyler söylemeye çalıştım. Ama evladını kaybeden bir insana kelimelerin kifayetsiz geleceğini biliyordum. Rahmetli annemin her namazda, her fırsatta tekrarladığı ‘Allah sizin acınızı bana göstermesin’ duası aklıma geldi. Evladının ölümünü görmüş, bu acıyı tatmış bir annenin acısı ve gözyaşları tam karşımdaydı. Bir mendil uzattım. Sildikçe daha fazla akan gözyaşlarını mendilin yanında eli ile de silerken ‘Çok zor çok’ dedi.

Bir süre bir şey konuşmadan öylece durduk.

‘28 yaşındaydı. Bir fabrikada çalışıyordu. Hiç üzmezdi beni. Bir anne baba için en önemli şey nedir bilir misin oğlum?’diye sorarak yüzüme baktı. Ben sorunun cevabını düşünürken o ‘Bir anne babanın gönlünü kırmamaktır’ dedi. ‘Dört çocuğumun en küçüğüydü. Küçükler her zaman küçük kalırlar gözümüzde. Diğer kardeşlerini baş göz etmiştik. Bir o kalmıştı. Kıvanç Tatlıtuğ çok güzeldi benim oğlum. Şimdi ne zaman onu bir filmde, reklamda görsem ağlıyorum. Görüştüğü bir öğretmen kız vardı. Evi tutmuşlar, eşyalarını yerleştiriyorlardı yavaş yavaş. Ama o eşyalarda oturmak nasip olmadı işte’ diye ağlamaya devam etti teyze.

Teyzenin gözünden yaşlar boşaldıkça anlatıyor, anlattıkça daha fazla ağlıyordu. Birkaç mendil daha verdim.

Bu arada teyze oğlunun beyin kanamasından aniden nasıl öldüğünü, haberin kendisine nasıl ulaştığını, otopsi yaptırmak konusunda kararsızlığını ‘Güzel oğlumu parçalasınlar istemedim’ diyerek anlattı.

Ben artık onu daha fazla üzmemek için bir şey sormuyordum. Sadece dinliyordum. Onun üzülmesi beni de üzüyor ancak ‘Belki anlatınca ferahlar biraz’ diye düşünüyordum.

‘O öğretmen kız oğlumun ölümünden sonra. ‘Ben o eşyaları görmeye dayanamam siz gidin ne isterseniz yapın. İsterseniz satın, isterseniz atın. Ben evin kirasını ödemiştim’ diye anahtarı getirdi. Bizim çocuklar eşyaları hayrına ihtiyacı olanlara vermişler. Sonra kızcağız birkaç kere daha gelmek istedi ama ben oğlumu hatırlattığı için ufak tefek bahaneler uydurarak ret ettim’ dedi.

‘Evlendi mi? Ne kadar zaman sonra evlendi? Yeni birini sevmesi ne kadar sürdü? Senin oğlanı unuttu mu? Arada aklına geliyor mu?’ diye kafamda soramadığım sorularla teyzeye bakıyordum.

‘Neyse oğlum. Ben kafanı çok ağrıttım. Bekleyenlerin hakkına girmeyeyim. Allah ısmarladık. Allah annene acınızı göstermesin. Allah bana da çok çektirmesinde bir an önce oğluma kavuştursun’ dedi.

Kapıyı kapatıp gitti.

Allah acınızı göstermesin
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan