Sayfa Yükleniyor...
Sevgili okur;
Sen bu yazıyı okuduğunda ben çok uzakta olacağım. Bu aynı satırlarla başlayan kaçıncı mektup oldu bilmiyorum ama gazetede yazdığımdan beri ilk mektup olmadığını biliyorum.
Uzak bir yere gidiyorum çünkü biraz uzaklaşmaya ihtiyacım var. Yaz boyu doçentlik sınavı için ders çalışıyor olduğumdan şöyle ağız tadıyla bir tatil yapamadım. Doçentlik sınavıma giren jüri üyelerinden üç tanesi, ıvır zıvır nedenlerle, eser aşamasından başarısız derken iki tanesi başarılı dedi. Bir oy farkla kaldım.
Neden kaldığım ile ilgili çok şey yazabilirim. Yazabilecek kadar da doluyum ama içimden geçenlerin hepsini yazarsam bundan sonra gireceğim sınavlarda doğrudan başarısız olmayı garantilemiş olacağım.
Bu aşamada başarısız oldum ama bu başarısızlığım bana başarılı olmak için bundan sonra ne yapmam gerektiğini öğretti. Mesela bu sınavın nasıl da objektif kriterlerden uzak, tamamen torpile dayalı bir sınav olduğunu öğrendim. Oysaki ben hazırladığım çalışmalara güvenmiş, jüri üyelerine birilerini aratıp bana torpil yapmalarını istememiştim.
Türkiyede yaşadığımı unuttum.
Sağlık olsun. Denemekte sınır yok. Bir daha, bir daha deneyeceğim.
Sınavdan başarısız olmanın yanı sıra evoleybol.com da beraber yazdığımız ve beni yazmaya başlatan, teşvik eden değerli hocam Hasan Uğur Epirdenin ani ölümü de beni olumsuz etkiledi . Onun mezarına toprak attığım günden beri, var olmanın, hayatın anlamını sorgulamaya başladım. Haliyle bütün bunlar yoruyor insanı.
Biraz kafa iznine ihtiyacım olduğuna karar verdim. Bir on beş gün kadar Uzak Doğuya gideceğim. Budizm inancından mı bilemiyorum ama negatif enerjinin daha az olduğunu bildiğim o bölgelerde kendimi deşarj (ya da reşarj da diyebilirsiniz) etmek niyetimdeyim.
Şu an bu yazıyı iki yıl önce de aktarma yapmak için durduğum, Katarın başkenti Dohadaki, devasa, Hamad havaalanında, bir sandalyede yazıyorum. Karşımdaki koltuklarda çekik gözlü, siyahi, siyah beyaz arası koyu tenli, sarışın, esmer, kel, uzun saçlı, genç, yaşlı birbirinden farklı bir sürü insan var...
Onlara bakınca aslında dünyanın ne kadar büyük olduğunu, kendi küçük dünyamıza kendimizi hapsettiğimizi/hapsedildiğimizi (ekonomik nedenler) düşünüyorum.
Gezmek, gezebilmek çok güzel bir şey ve şimdiden rahatlamaya başladığımı hissediyorum.
Her zaman yazdığım gibi, eğer fırsat bulursam sizlere yazmayı düşünüyorum. Bulamazsam da inşallah dönüşte görüşürüz.