Bu Acı Geçecek mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 14.08.2016 07:45
  • Güncelleme Tarihi :
Bu Acı Geçecek mi? yazının resmi

Bazen bir şey yazamadığım oluyor. Tüm çabama rağmen...

Bu akşam birkaç defadır bir şeyler yazıp siliyorum. Sonra başka bir noktadan tekrar yazmaya başlıyorum ama yine olmuyor.

Nereden başlarsam başlayayım devamı gelmiyor, başa dönüyorum. Nasıl gelsin ki? Nasıl başlayıp bu olayı anlatsam ki? Sosyal paylaşım sitesinde paylaşılmış bir resim. Resimde teknede objektife gülerek mutlu bir şekilde bakan iki genç. Paylaşılan mutlu anlardan biri diye ‘beğen’ tuşuna gidiyor elim. Resmin üstünde, “Canım Kardeşim benim, kızardın. ‘Abi kalk! miskinlik yapma. Hadi gezelim!’ derdin bana. Şimdi sen kalk hadi! İstediğin yeri gezelim. Bu acı geçecek mi? Mekanın cennet olsun, yakışıklı kardeşim benim” diye yazıyor.  Bir an kavrayamıyorum durumu. Sonra darmadağınık kelimeler bir araya geliyor ve yarattıkları anlama inanamıyorum.

Genç bir insana yakışmıyor ki gidilen bu mekan. ‘Aman Allahlım’ diye bir daha, bir daha, tekrar tekrar okuyorum. Evet anladığım doğru ne yazık ki.

Sonra ‘Neden?  Genç yaşta bu ölüm neden?’ diye resmi paylaşan genç hocamın sayfasında bir aşağı,  bir yukarı bakıp sebebini anlamaya çalışıyorum. Başka bir şey yazmıyor.

Başka bir hocamı arıyorum. ‘Hocam; Halil hocamın kardeşi vefat mı etmiş?’ diyorum. ‘Yok, canım, hoca kardeşine şaka yapmış işte. Eşşek şakası’ demesini bekliyorum.

‘Maalesef hocam. Bu gün defnettik’ diyor üzgün bir sesle.

‘İnanamıyorum ya. Çok genç, neden vefat etmiş’ diye şaşırarak soruyorum

‘Boşu boşuna hocam, bir hiç uğruna. Olayın olduğu akşam bir mekanda oturuyormuş. Orada kavga çıkmış, o da kalkıp gitmek, oradan uzaklaşmak istemiş. Kavga eden gruptan birileri de onu diğer gruptan sanıp bıçaklamış’ diyor.

‘Bu kadar mı? Kavgayla ilgisi de yok yani. Boşu boşuna…’ diyorum.

‘Evet hocam boşu boşuna’ diye tekrarlıyor.

Bin bir emek, bin bir çaba, bin bir sevgi ile vatanına, milletine, çevresine faydalı olsun diye yetiştirilen, hayatının başında, umutları, sevdikleri, sevenleri olan 19 yaşında genç bir fidan, ‘serseri bir mayın’ tarafından, hiç yere, sebepsizce, kalbinin ortasına bir bıçak saplanarak katlediliyor. Tek suçu o anda, orada olmak ve kavga ortamından uzaklaşmak için hareketlenmesi…

Bu kadar kısa işte bu coğrafyada hayat ve bu kadar saçma bir nedenden ölebiliyor insanlar.

İyi bir aile eğitimi almamış, zorbalığın, kendisinin olmayan bir şeye, çalışmadan, zorla sahip olmanın, kaba kuvvetin yüceltildiği diziler ile büyümüş ‘serseri mayın’larla dolu etrafımız.   Üstelik bu tarz gençlere prim verilen, yüceltilen bir çevre ve yasalar var. Bizim kendi serserilerimiz yetmiyormuş gibi eğitimsiz, kontrolsüz büyüyen, yaşadığı kötü koşullar ve savaş sebebiyle belki de bizi suçlu gören 4-5 milyon mülteci nüfusu da yetişiyor.

Yarın ne olacak? 

Ölüm ne kadar yakın aslında bize.  Bu kadar basit, bu kadar saçma işte...

Ne büyük bir acı.

Ne söylenirse söylensin geride kalanların içindeki ateş sönmeyecek, acıları bitmeyecek biliyorum. Ama bir gün sevenlerin kavuşacağına dair umut büyütüyorum içimde. O güne kadar sabırlar diliyorum…

Bu Acı Geçecek mi?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan