Bugün Herkes İçin Bayram mı? 3


  • Oluşturulma Tarihi : 15.09.2016 08:59
  • Güncelleme Tarihi :
Bugün Herkes İçin Bayram mı? 3   yazının resmi

Teyzenin genel durumu iyi değildi.

Üstelik birkaç gündür iyi beslenmediği için vücudu çok sıvı kaybetmiş, tansiyonu düşmüş, kalbi ihtiyacı karşılamak ve için olması gerekenden çok hızlı çarpıyordu. Israrımla kızının telefonunu verdi. Numarayı uzun uzun çaldırdım. Bir erkek sesi telefona cevap verdi. Teyzenin kızı ile konuşmayı beklediğimden, yaşadığım ilk şaşkınlığı atlatıp kendimi tanıttım ve ‘Teyzeyi hastaneye götüreceğim. Birinin bakması gerekebilir’ dedim. Karşıdaki, müzik ve gülme seslerinin geldiği ortamda, söylediklerimi kısmen anlıyor, bazen aynı şeyi birkaç kez tekrarlamak zorunda kalıyordum. Damadı olduğunu söyleyen ses, eşinin havuza girdiğini bu nedenle telefonu kendisinin açtığını, tüm bayram tatili boyunca çocukları ile beraber orada kalacaklarını, parasını peşin verdiklerini, teyzeye bakması için Bornova’da kalan oğlunu aramamı söyleyip beklemeden telefonu kapattı.

Tüm konuşma boyunca teyze gözlerime, cevaplarıma bakıyor, ne konuştuğumuzu kestirmeye çalışıyordu.

‘Onlar havuz başında keyif yapıyorlar, belli ki sen umurlarında değilsin’ diyemedim. ‘Misafirliktelermiş, ‘yeni geldik, kalkamayız’ diyorlar’ dedim.

‘Teyze kuruyan ağzını, dudaklarını tozlu sehpanın üzerinden aldığı, her tarafını kireç kaplamış bardaktaki su ile ıslattı. Bornova’daki oğlunun telefonunu aldım, aradım. Oğlu, ailesiyle, Dikili’ye dünürlerin yazlığına geldiklerini, belki ertesi gün döneceklerini, o zaman uğrayabileceğini, annesinin durumu acil ise İzmir’de oturan diğer yeğenini aramamı söyleyerek kapattı.

Dört çocuğu, en az 10 yetişkin torunu olan hasta ve yaşlı bir kadınla, tek başıma kalmış, onu hastaneye götürdüğümde ilgilenecek birini bulmaya çalışıyordum. Yaşlı kadının telefon defteri olarak kullandığı iki sayfalık buruşuk kâğıttan torunum Beril yazan numarayı çevirdim. Uzun uzun çalmasına rağmen telefonu kimse açmadı. Bir daha aradım. Uykulu bir ses’ Aloo’ diye inilti ile karışık cevap verdi. Ona da durumu anlattım. Erkek arkadaşı ile bayram tatili için gezmeye çıktıklarını, yarın Yunan Samos’a geçeceklerini, dolayısıyla gelemeyeceğini söyledi.

Yaşlı kadın, birinin gelip kendisi ile ilgileneceğini duymak ister gibi gözlerime bir umutla bakıyordu.  ‘Beril Hanım’da rahatsızmış, evde yatıyormuş’ dedim.

Çaresizlik ve aldığım cevapların uyandırdığı kızgınlıkla etrafa bakındım. Duvarda yer yer kırılmış bir çerçevede, Ayhan Işık bıyıklı, simsiyah saçları biryantinle, düzgün şekilde arkaya taranmış bir adamın arkasından sarılan, siyah fönlü saçları beline kadar sarkan güzel bir kadının resmi vardı.  Gözlerinden o kadının şu an halsiz bir şekilde yatan teyze olduğunu anladım. En az elli yıllık bir resim olmalıydı.

Hey gidi günler hey. Acaba bir gün bu hallere düşeceğini düşünmüş müydü? Yalnızlık ve çaresizlik ile ölümü bekleyeceğini, ölümün bir kurtuluş olacağını, ölümü arzulayacağını düşünmüş müydü? Acaba ben de bir gün bu durumlara düşecek miyim? Acaba bu kadar yaşlanacak mıyım? Acaba beni arayan soran, hastalandığımda başımda duran birileri olacak mı? diye düşünürken, diğer yandan da ne yapabilirim diye hesaplamaya çalışıyordum.

Teyzeyi arabama attım, acil servise götürdüm, doktor olmanın da torpili ile teyzeyi yatırdım. ‘Ne iş olsa yaparım’ diye bana telefonunu bırakan bir yakınımı aradım. Teyzeyi ücret karşılığı ona bıraktım ve döndüm. Oğlum beni görünce bana doğru koşturdu. ‘Baba nerdesin, seni çok özledim’ diye sarıldı.

Ona sarılırken ‘Acaba yaşlandığımda da bana doğru koşup sarılıp özlediğini söyleyecek mi?’ diye düşünüyordum.

 

Bugün Herkes İçin Bayram mı? 3
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan