2

Çocuğumun büyüdüğünü görmek istiyorum


  • Oluşturulma Tarihi : 13.11.2017 06:36
  • Güncelleme Tarihi :

Dört yıl önceydi. Türkiye’ye tatile gelmiştim. Annemlerin yazlığında ana-kız yüzmekten gelmiş, banyonun girişinde üstümü çıkartırken annem benim için havluyu getirmeye gitmişti.  Tıpkı küçükken olduğu gibi. Her şeyi çıkartırken öylece ortalığa atardım ve o arkamı toplardı.

‘Benim güzel prensesim, keşke kaderin de senin gibi güzel olsaydı’ dedi banyonun girişinde bana hüzünle bakarken. Annem eşimden ayrılmamı bir türlü kabullenememişti. Ne kadar modern bir şehirde yaşarlarsa yaşasınlar, onlara boşanmak ayıptı ve boşanan kadın ortada kalmış, çevre tarafından farklı gözle bakılan biriydi. Oysa ben sevgiyle-aşk demiyorum- başlayan evliliğimizin ufak tefek pek çok sebeple bitmesine annem kadar üzülmüyordum. Elbette ki kimse boşanmak için evlenmezdi ama eğer mutlu değilsen de sadece çocuk var diye devam etmeyi çok anlamsız buluyorum.

‘Amann anne, yine başlama’ dedim.

‘Gel bakayım buraya’ diye beni omzumdan tuttu. Sarılacağı zaman öyle yapardı. Yine sarılacak zannettim. Ona doğru dönüp ben de sarılacak gibi kollarımı uzattım. O sol göğsümü tutmuş, yan tarafına bakıyordu. ‘Bu ne? Bunu görmüş müydün?’ diye biraz derinin içe çökmüş olduğu bir yeri gösterdi. O noktada hafif bir çukurluk da oluşmuştu.  ‘Hayır görmedim’ dedim. ‘Belki şezlongun köşesine falan gelmiştir’ dedim ama o ‘Yarın derhal benim doktoruma gidiyoruz’ dedi.

Annem biraz pimpiriklidir. Bu yüzden sık sık doktora gider ve hemen hepsiyle de bir süre sonra ahbap olurdu. Hastaneye gittiğinde özenle yapılmış sarmalar, börekler, kekler… Bir sürü şey götürür, tüm personeli doyururdu. Ne yapsın çocuklardan biri İngiltere, diğeri İstanbul’da olunca kadıncağız bu şekilde kendini mutlu ediyordu.

Yine akşamdan bir sürü şey yaptık, elimiz de poşetlerle hastaneye gittik. O kadar fazla şey yapmış ki biz tek başına taşıyamadığımız için oradaki personel çocuklardan birinden rica ettik, yardım etsin diye.

Genel Cerrahi katına çıkıp oturduk. Randevu saatimiz geldiğinde içeri girdik. Annemi görünce o ana kadar biraz bezmiş bir yüz ifadesi ile hastalara bakan doktor yerinden kalkarak ‘Yine ne getirdin bakalım?’ dedi sevinçle. Annem ‘Biz içerde keyif yaparken diğer hastaların hakkını yemeyelim’ diye öğlene en yakın randevu saatini almıştı.  Çaylar, kahveler geldi, börekler, kekler yenildi, sohbet ederken.  Doktorumuz annemin getirdiklerini yediğinden öğlen yemeğine gitmemişti. Bir elinde çay bardağı ile doymuş şekilde, keyifle koltuğuna oturduğunda diğer eliyle karnını ovuyordu.

‘Vallahi senin gelmeni dört gözle bekler olduk Raziye hanım. Hani Allah korusun, sana bir şey olmasın’ dedi.  Sonra birden aklına bir şey gelmiş gibi ’Hayrola? Bir şeyiniz yok ya?’ dedi. Annem ‘Benim bir şeyim yok çok şükür. Ama gelmişken ben de tahlillerimi yaptırayım.  Bu gün kızım için geldik’ dedi. ‘Sanırım annem biraz vesvese ediyor ama..’ diyerek gördüklerimizi anlattım.  Personeller hızlıca odayı toparlayıp, onlara ayırdıkları için teşekkür edip giderken Doktor ’Siz şöyle geçin’ diye beyaz bir paravan ile odadan ayrılmış bir muayene masasını işaret etti. 

Ne yapacağımı bilmiyordum. Doktor bilgisayarda bilgilerimi kaydederken annem işaret ile bana ne yapmam gerektiğini anlatıyordu.  Üstümü çıkartıp uzandım.

Doktor annemle bir şeyler konuşup gülerken yerinden kalkıp yanıma gelmişti. Birden gülen yüzü değişti. ‘Bu ne zamandır var?’ diye eliyle sol göğsümde, annemin dün gördüğü noktayı gösteriyordu.

Devam edecek…..

Çocuğumun büyüdüğünü görmek istiyorum
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan