Sayfa Yükleniyor...
Taylandın güzelliklerinden bahsediyorduk.
Burada bir arkadaşımız olduğu için gelmiştim ve o arkadaşım bana her konuda bilgi veriyordu.
Abi burası erkekler için cennet. Hiç bir erkeğin yalnız kalma olasılığı yok. Ama şunu da unutmamak gerekir ki paran bitti mi her şey biter.
Nasıl yani?
Bak abi. Burası 1964-74 yılları arasında suren Vietnam savaşı sırasında Amerikan askerlerinin rehabilitasyonu için kullanılan bir bölge. Burada sokakta barlar ve her barın ortasında da Amerikan bilardosu vardır. Amerikan askerleri burada insanları her şeyi para ila yapmaya alıştırmışlar. Dolayısıyla hepsi için diyemem ama pek çoğunun sevgisi para oluncaya kadar sürer. Para biter sevgi biter dedi.
Neyse ki Allahtan bizim paramız var diye gülüştük.
Abi param var diye har vurup harman savurma. Çünkü para burada acayip hızlı tükenir diye uyardı bizi.
Otele eşyalarımızı yerleştirdikten sonar Soi denilen sokaktan deniz kenarına doğru yürüdük.
İlk dikkatimi çeken şey kokulardı. Her sokakta çeşit çeşit yemek yapıp satan seyyar satıcılar ya da lokantalar vardı.
Ne kadar çok yemek yerleri var dedim.
Yanımdaki arkadaşım Abi Thai kültüründe evde yemek yapmak, yemek yoktur. Genelde dışarıdan yerler dedi.
Gerçekten adim başı seyyar arabalarda mangalların üstünde çeşit çeşit yemekler yapılıyordu. Deniz mahsulleri sıklıkla tüketilenlerin başında yer alıyor. Tavuk, et, sakatat şişler ve döner dürüm burada da yaygın olarak yenen diğer yemekler. Bunlar birbirinden farklı baharat ve soslarla yeniyor. Dolayısıyla dışarı çıktığınızda mangal ve baharat kokuları hemen burnunuza çarpıyor. Kokuya hassas olanların buraya gelmeyi bir kez daha düşünmelerini öneririm. Özellikle sıcak mevsimlerde kokular çok rahatsız edici boyutta olabiliyormuş.
Her taraf bar dolu ve sokaklardan geçerken kızlar sizi kolunuzdan tutup bir şeyler içmeye davet ediyorlar. Onlara yakalanmazsanız sokaklar denize çıkıyor. Deniz kenarına indiğimizde yaklaşık 5-6 kilometre kadar devam eden sahil kıyısında bir kaç santim aralıklarla kadınlar ve ladyboylar müşteri bekliyorlar.
Ladyboylar için ayrı bir parantez açmak lazım. Dünyanın en güzel kadınları Tayvan erkekleridir dedi burada yaşayan arkadaşım. Nasıl yani? dedim şaşırarak. Bana birini gösterdi. Bak abi mesela ne kadar güzel bir kadın değil mi? diye bana sordu. Baktım derin göğüs dekolteli, mavi uzun elbisesi ile yaklaşık 1.80 boyunda podyuma koysan Türkiye mankenler kraliçesi Senay Akaydan ayıramayacağınız bir hatun duruyordu. Yanında ona benzer başka kadınlarla müşteri bekliyordu. Gerçekten de manken gibi dedim ağzım açık şekilde bakarak.
Abi bak mesela bu ladyboy dedi.
Anlamadığımı görünce devam etti abi aslında bu erkek. Ama cerrah marifeti ile kadın olmuşlar dedi. Anlamıştım. Hala ağzım açık şekilde kadına bakıyordum. Ona hayranlıkla baktığımı gören ladyboy yanıma geldi. Elimden tuttu. Arkadaşım elimi kız-oğlanın elinden çekti hızla. Abi bak gidersin dikkat et, herkese elini verme diye uyardı. Ben hala kendime gelememiştim. Ne kadar güzel kadın. Yarabbi yarattıklarından sual olmaz. Elhamdülillah dedim. Abi onlar Taylandlı cerrahların marifeti dedi. Haşa sümme haşa. Tövbe tövbe dedim. Adamlar bir cinsi adeta yeniden yaratıyorlardı.
Birçok kadından çok daha güzel ve oraya gelen birinin kesinlikle ayıramayacağı kadar güzel kadın yapıyorlardı. Valla gerçek kadın gibi dedim şaşırarak. Abi şaşırman normal. Buraya gelen pek çok kişi ayıramıyor. Kazaya kurban gidiyorlar dedi.
Ricamız üzerine ladyboy bizimle 5 lira karşılığı fotoğrafta çektirdi.
Kazaya kurban gitmeden yola devam ettik