Sayfa Yükleniyor...
Genç yaşta kalbine yenildi diye yazmış gazete.
Gazetedeki fotoğrafta, muhtemelen çalıştığı işyerinde, objektife gülerek bakmış resim çekilirken. Binlerce hastayı tedavi etmek için koştururken bu resminin bir gün ölüm ilanında kullanılacağını düşünmüş müydü? Hiç sanmıyorum. Kim düşünür ki böyle bir şeyi? Ölümü Bir gün öleceğini.
Strese bağlı kalp krizi diye açıklama yapmış meslektaşları. Oysa dışarıdan her şey yolunda gibi görünüyordu hayatında. İyi para kazandığı bir işi, düzenli bir hayatı vardı... Neyi büyüttü kafasında? Neyi dert etti kendine acaba?
Bundan dolayı öleceğini bilse yine aynı hayatı yaşamaya devam eder miydi?
Bir gün bir hikaye okumuştum. Orada bir yerde Her gününü hayatının son günü gibi yaşarsan, günün birinde haklı çıkarsın diyordu. Bu cümle beni çok etkilemişti. İnsan kısa sürede öleceğini bilmiş olsaydı aynı hayatı mı yaşardı? O cümle hayatımla ilgili pek çok kararı almamda büyük etken oldu. Çünkü kaçınılmaz bir gerçeği hatırlatıyordu. Ölümü..
Ölüm, hayatın en güzel icatlarından birisidir. Hayatın değişim ajanı. Yenilere yer açmanın, eskilerden kurtulmanın tek çaresi. Ölüm hepimizin ortak sonudur. Ondan kaçmak mümkün değildir. Yine de hiç kimse ölmek istemez. Cennete gideceğini düşünenler bile. Ancak zamanımız kısıtlı. Bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak onu harcamayın.
Eğer bu gün hayatının son günü olsaydı, bu gün yapacağın şeyleri yapmak ister miydin? diye sormaya başladım kendime. Uzun süre art arda hayır cevabı verdiğimde bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anladım diyordu Apple kurucusu Steve Jobs.
Eğer bu gün hayatımın son günü olsaydı sorusunu hiç sordunuz mu kendinize? Ancak ölüm düşüncesi insanın hayatı hakkında büyük kararlar vermesini sağlayabilir. Bu soruya vereceğiniz cevap çok önemli. Çünkü eğer cevabınız hayır ise siz de geç kalmadan hayatınızda mutlaka bir değişiklik yapmalısınız.
Ne yapalım? diye soranlarınız olacaktır. Kelin ilacı olsa başına sürerdi diye cevap vereyim size. Çünkü bu soruyu ben de çok sık sormaya başladım kendime. Ve ilginçtir cevabım da çoğunlukla Hayır oluyor. Henüz hayatımda radikal değişiklikler yapacak kadar cesur hissetmiyorum kendimi.
Gazetedeki fotoğrafa, artık bu dünyada olmayan meslektaşımın gülen yüzüne bir kez daha bakıyorum. Gözlerindeki hayat pırıltısı gitmiş mi yoksa ben mi böyle görüyorum artık? Yüzündeki gülüş donmuş sanki. Fotoğraf çekildikten sonra Hadi yapacak çok işimiz var deyip gülümseyerek oturduğu yerden hızla kalkıp günlük hengamenin içine karışacak.
O hiç öleceğini düşünmüş müydü? Sanmıyorum.