2

İnsan Bile Bile Ölümü Neden Seçer?


  • Oluşturulma Tarihi : 29.04.2017 06:54
  • Güncelleme Tarihi :

“Kızım bu caniyle 3 yıl önce bizim karşı çıkmamıza rağmen evlendi. Evlenmesine rağmen okuması için Kıbrıs’a gönderdim. Ben memurum, maaşımın büyük bölümünü kızıma gönderdim, asalak kocası da benim paramla yaşıyordu” demiş bir baba.

‘Kızım işi gücü yok’ demişler ‘Olsun beraber çalışır geçiniriz. Hem para önemli değil’ demiş.

‘Evi, barkı yok’ demişler ‘İki gönül bir olunca samanlık seyran olur’ demiş.

‘Çok sinirli, agresif. Seni de kısıtlıyor’ demişler ‘Beni seviyor, kıskanıyor’ demiş.

‘Okulun var, bitir bir iş güç sahibi ol’ demişler. ‘Okumamı istemiyor. Mutluluğumuz için okulu bırakacağım’ demiş.

‘Sigara, alkol kullanıyor. Yarın öbür gün kendini kaybeder’ demişler. ‘Bu devirse kullanmayan mı var? Hem arada içiyor’ demiş.

‘Komşumuzun oğlu Mehmet var, seni istiyor, iyi de bir mesleği var, tertemiz, efendi, saygılı, senide çok istiyorlar’ demişler ‘İyi de evlilik için benim de çok sevmem lazım’ demiş.

Demişler de demişler…

Bir işe yaramış mı? Hayır.

Kendi bildiğini okumuş soyadı gibi, Burcu Okumuş. Sevdiğini düşündüğü adamın ve o adamın ona inandırdığı ‘pembe’ dünyanın peşinden gitmiş. Birbirlerini ‘Şiirlerdeki gibi’ büyük bir aşkla seveceklerdi. Ağaçlar arasında, tahtadan yapılmış bir evin çıplak salonunda, eski bir çekyatta, tek bir battaniye altında, birbirlerine sarılıp kitap okuyacaklar, film seyredecekler, sabah kadar içip sohbet edeceklerdi.

Mutlu olmak için paranın gerekmediğine inandırmıştı adam onu. O da bunun böyle olduğuna inanmak istemişti. Gençti, hayal dünyasında yaşıyordu.

Ama hayatın gerçekleri ve hayaller örtüşmüyordu.

Ağaçlar arasında, tahtadan bir ev buldular. Ama kirası? Özgür’ün doğru düzgün bir işi yoktu ve bulduğu işlerde de tutunamıyor, elindekiler de içki ve sigaralarını ancak karşılıyordu.

Ne yapmalıydı? Burcu da geçinmek için çalışmaya başladı. Ancak kocasının “Nerede kaldın? Kaçta çıktın, kaçta indin, bu kadar sürede eve gelemedin mi?” tarzı soruları gitgide kavgalara yol açıyordu. Bu kavgaların birinde yediği tokat onu kendine getirdi. Anne babasının yanına döndü. Kırgın ve kızgın olmalarına rağmen sevgi ile kucakladılar kızlarını. Üniversite eğitimini tamamlaması için Kıbrıs’a gönderdiler. Özgür de peşinden gitti.

Önce Ümit Yaşar Oğuzcan’ın ‘Ayten’in Sonu’ şiirini paylaştı sayfasında.

“Ayten’i Markiz pastanesinde vurdular

 Onu ben vurdum

 Ayten kanlar içinde düştü yere

 Bense ağlıyordum”

Ardından eşiyle bir kafede buluştu. Burada tartıştığı eşini, yanında getirdiği bıçakla, biri boynuna ikisi göğsüne olmak üzere 6 yerinden bıçaklayıp öldürdü.

Gazeteler ‘Yine bir erkek cinayeti’ diye yazdı ama ölüm aslında Burcu’nun bile bile seçtiği bir yol değil miydi?

Mesela biraz ailesini dinleseydi, biraz ‘mantık’la hareket etseydi.

Ya da biraz hayatın gerçeklerini görseydi.

Yahut okuduklarından bir şeyler çıkarabilseydi.

Yapsaydı, etseydi, şöyle böyle olsaydı desek artık önemi kalmadı ki.

Gerçek olan tek şey Burcu Okumuş ardında acılı bir aile bırakıp sonsuzluğa gitti.

Rahmetle…

İnsan Bile Bile Ölümü Neden Seçer?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan