Sayfa Yükleniyor...
Bir arkadaşımla konuşuyoruz.
Geçen yıl, 25 ve 27 Ekim 2015te yazdığım Kadınlar ve Aşk 1 ve 2 ile ilgili Onların sonunu merak ettim. Ne oldu, bir araya gelebildiler mi? diye sordu.
Evet sanırım bir ara tekrar denemeye karar verdiler dedim.
Peki sonra? Sonra ne oldu? Mutlu oldular mı? dedi.
Sence? Kendi fikrini söyle mutlu olmuşlar mıdır? dedim.
Ya lütfen beni daha fazla merakta bırakma. Anlat dedi.
Bir araya gelmişler. Ancak bir süre sonra kız ayrılmak istemiş dedim.
İyi de çocuğun aşkından yanıp tutuşan, onunla tekrar bir araya gelmek için çabalayan, öldüm bittim diyen kız değil miydi? dedi.
Evet öyleydi. Ancak bir araya geldiklerinde artık onu eskisi gibi sevmediğini fark ettiğini, hiç de hayal kurduğu gibi şeyleri yaşamadığını söyledi. Ayrıca yaşadığı o zor günlere ve çektiği acılara neden olduğu içinde çocuğa karşı içten içe bir kızgınlık ve öfke duyduğunu, ilk fırsatta intikam almak istediğini, bu nedenle kendi isteği ile ondan ayrıldığını söyledi dedim
Biraz durdu, düşündü. Aslında şaşırmamam da lazım. Çünkü aynısını bende yaşamıştım. Üç yıl yıl falan süren bir ilişkim olmuştu. Deli gibi seviyordum. Hani üstüne titremek derler ya öyle bir şekilde. Onun için her şeyden vazgeçmiştim. Kız arkadaşlarımla bile görüşmeme izin vermiyordu ki beni bilirsin ben özgürlüğüme çok düşkünüm. Ama onun kafası rahat olsun, huzursuz olmasın, keyfimiz kaçmasın diye her istediğini yaptım. Kendi zevklerimden, kendi hobilerimden vazgeçtim onun sevdiği şeyleri yaptım. Hep o daha mutlu olsun, beni daha çok sevsin diye. Ben onun için yemek bile yapmayı öğrendim ya! dedi.
Araya girdim, Bütün bunları sen mi yaptın? dedim.
Bak sana şaşıracağın bir şey daha anlatayım. Kadınlar için doğum günü, sevgililer günü gibi günler çok önemlidir, bilirsin. Ya az değil üç yıldır beraber olduğum adam, ya da adam demeyeyim, o öküz benim doğum günümü bile hatırlamadı. Gece saat 12 ye kadar Unutmamıştır canım. Unutmuş gibi yapıyor, ha şimdi, ha sonra sürpriz yapacak diye bekledim. Ama nafile. Adam çekyatta uyuyakaldı. Kızdım tabi ki. Tüm gece Ben onun için bu kadar mı önemsizim diye düşündüm. Düşünsene ne bir sevgililer günü ne de başka bir gün herhangi bir beklentim olmadı. Üç yıldır beraber olduğum adam doğum günümü bile hatırlamamıştı. Hakkını yemeyeyim. Ben onu daha ilk tanıdığımda öküz olduğuna karar vermiştim ama zaten biz kadınlar bizi seven, peşimizden koşanları değil, öküzleri severiz. Bilirsin dedi Yüzünde alaycı bir gülümseme oldu.
Neyse nerde kalmıştık? dedi.
Doğum gününü unuttuğu için kendini değersiz hissetmiştin ve kızmıştın dedim.
Evet. Gerçekten kendime inanamadım. Huzursuz oldum tabi ki. Kızgınlığım davranışlarıma yansıdı. Saçma sapan bir problemden dolayı da kavga ettik ve Aman ben senin kaprislerini çekemem deyip gitti. Aradım, telefonlarıma cevap vermedi. Her yerden engelledi beni. Neyse çok uzatmayayım. Arkasından bir dönem çok üzülmüştüm. Sonra normal hayatıma döndüm, bana ilgi gösteren insanların olduğunu gördüm ki onunlayken hiç bakmıyordum bile. Sonra ne oldu biliyor musun? dedi gülerek.
Biliyorum. Adam döndü dedim.
Evet aynen. Benimki kuyruğunu kıstırmış bir şekilde döndü. Ama onu hiç o şekilde pısırıp geleceğini hesaplamamıştım. Döndü ama ben eski ben değilim artık. Sanki Büyü bozulmuş ve rüyadan uyanmışım gibi oldum. Çok uzatmadan da eline tezkeresini verdim ve bitti. Hiç üzülmedim. Tam tersine özgüvenim tavan yaptı dedi.
Ne güzel senin adına sevindim dedim.
Peki kız ne yapıyor şimdi? dedi.
Her şeyi tek yazıya sığdırırsak yazacak bir şey kalmaz bana. Onu da başka bir zaman anlatırım dedim.