Günümüz dünyasında beslenme alışkanlığında, kalorisi bol, enerji yükü çok fazla gıdaların günlük tüketilme oranları her geçen gün artmaktadır. Bireyin günlük kullanımından fazla miktarda alınan kalori, insan vücudunda depo edilen enerji olarak adlandırılan yağların artmasına neden olmaktadır. Bu olumsuz sağlık koşuluna, düşük fiziksel aktiviteli yaşam stili de eklenince, kalori alma yükü ve harcama oranı arasındaki fark daha da fazla açılmaktadır. Aşırı yağlanma sonucu da aşırı kiloluluk ve obezite gibi metabolik bir sorun ortaya çıkmaktadır. Yaşanan bu olumsuz koşullar direkt olarak obezite ve obezitenin neden olduğu sağlık sorunlarını da arttırmaktadır.
Obezite DSÖ nün (Dünya Sağlık Örgütü) tanımıyla sağlıkta zararlı etkiler yapacak ölçüde fazla yağ dokusu birikimine bağlı vücut ağırlığının artışı olarak bilinmekte ve diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler rahatsızlıklar, eklem sorunları, omurga ve bel problemleri, depresyon, kanser ve hatta ölüm ile bağdaştırılmaktadır. Obezite kronik hastalıkların oluşmasında çok etkin bir faktör olduğu için, obezite kökenli metabolik sorunlar toplumda hızla artmakta ve bu durum hem tedavi olanaklarını kısıtlamakta hem de çok daha fazla sağlık hizmeti giderine yol açmaktadır.
Obezite, tüm dünyada cinsiyet, yaş, ırk, eğitim düzeyi ve gelir seviyesi ne olursa olsun, bütün popülasyon gruplarını birbirine yakın oranlarda olumsuz etkilemektedir. Bu küresel metabolik sağlık sorunun önlem ve tedavisinde, yaşam tarzı değişikliği ve yaşam kalitesinin arttırılmasının olumlu sonuçlar sağladığı bilinmektedir. Obezite riskinden uzak, sağlıklı bir yaşam sürebilmek için düzenli egzersiz ve uygun beslenme stratejlerinin hayata geçirilmesi en uygun yaşam tarzı olarak önerilmektedir.
Obeziteye neden olabilecek faktörlerin, çocukluğun ilk dönemlerinden başlayarak kontrol altına alınabilmesi ve bireyin hayat boyu devam edebileceği bir şekilde sağlayabileceği alışkanlıklar haline getirilmesini sağlamak, sağlıklı nesillerin yetişmesi adına en akılcı yöntem olarak düşünülmelidir. Beslenme alışkanlığını düzenlerken, bireylerin sağlıklı besin seçimine özen göstererek, aşırı kalori içeren ürünlerden ve “fast-food’’ beslenme tarzından uzak durmakla birlikte düzenli spor ve fiziksel aktivite yapmaya özen gösterilmesi önemlidir. Günümüzde sosyal bir olgu haline gelen sporun, bilimsel esaslara uygun planlamalarla obezitenin önlem ve tedavisinde, alınan enerji yüküyle harcanan enerji yükünün dengelenmesi için ideal bir yaşam standardı oluşturulmasında katkı verdiği gözlemlenmektedir.
Sonuç olarak özellikle fazla kalori içeren beslenme tarzının hakim olduğu beslenme alışkanlıklarının değiştirilerek, kalori kısıtlamalarına gidilmesi ve vücut ağırlıklarının kontrolü için yaşam tarzı değişiklikleri ile sportif aktivitelere önem verilmesi obezite ile mücadele adına alınılması gereken en önemli önlemler olarak göze çarpmaktadır.
