Sayfa Yükleniyor...
Hain terör örgütü PKK’nın Gara’da alçakça şehit ettiği 13 vatandaşımızın canının değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Öncelikle tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yitip giden bu canlar ocaklara ateş düşürürken, yine bu hain terör için harcanan paralar, fabrika açmaya korkan yatırımcılar ve üretemez hale gelen fabrikalar ekonomiye de büyük darbe vurmakta. Terörle mücadele sırasında oluşan hasarların giderilmesi için ödenen miktar bile 3 milyar doları geçti.
Yapılan araştırmalara göre hain terör örgütünün 40 yıldan bu yana devletimize zararı ise 500 milyar doları buldu. Eğer bu terör örgütü başımıza bela edilmeseydi bugün İsviçre, Finlandiya, Japonya gibi ülkelerle aynı kategoride olabilirdik. Aradan geçen bu 40 yılda belki de günümüzün en önemli buluşlarında Türkiye imzası olurdu.
Peki bu 500 milyar dolarla ne yapılabilirdi? Örneğin Doğu ve Güneydoğu gibi az gelişmeler bölgelerde her biri 50 milyon dolardan 10 bin adet fabrika yapılabilirdi. Bu fabrikaların her birinde ortalama 100 kişinin çalıştığını düşünürsek 1 milyon kişinin iş sahibi olması demek. Yani tam 1 milyon hanenin iş sorunu yaşamadan hayat sürmesi demek. Bu sayede gelişmemiş kentlerden büyük şehirlere göçün de önü kesilir, artan refah seviyesi eğitim düzeylerinin de yükselmesine yansırdı. İş bulma sıkıntısı olmadan eğitim alan gençler de bölgelerindeki fabrikalarda işlenen ürünlere nasıl katma değer kazandırabileceklerine yoğunlaşırdı.
Başka neler yapılabilirdi? Her bir çiftçiye verilecek 100’er bin dolarlık desteklerden tam 5 milyon çiftçimiz yararlanabilirdi. Böylece toprağını gelişmiş tarım araçlarıyla işleyebilir, soğutmalı depolarda ürünü saklayabilir, hatta teknolojiyi kullanarak kendisi pazarlayıp lojistiğini de kendisi organize edebilirdi. Böylece çiftçinin ürünü ucuza alıp vatandaşa pahalıya satan aracılar da devreden çıkmış olacağından vatandaş çok daha ucuza, çok daha kaliteli ürünlere ulaşabilirdi. Burada bir parantez açmak isterim; Terör nedeniyle doğu ve güneydoğudaki 16 ilde 945 köy ve 2 bin 925 mezra olmak üzere yaklaşık 4 bin civarında yerleşim birimi boşaltılmıştı. Bu boşalmadan dolayı 353 bin kişi yerleşim yerini terk etmek zorunda kaldı. Tarım veya hayvancılığa elverişli yaklaşık 30 bin kilometrekarelik bir arazi de terör eylemleri yüzünden atıl kaldı.
Bu 500 milyar dolar bölgenin turizm alanında gelişmesine harcansa adeta dünyanın eğlence merkezi Las Vegas veya Disneyland gibi rüya şehirler oluşturulabilirdi. Bu parayla her biri 100 milyon dolarlık 5 bin ultra lüks turizm tesisli, film platoları, yarış pistleri, tema parklar inşa edilebilirdi. Buradan elde edilecek döviz sayesinde hiçbir zaman yurtdışına borçlanmaya gerek duyulmazdı. Artan döviz kuru gibi bir derdimiz olmayacağı gibi değerlenen Türk lirasıyla birlikte düşük seyredecek enflasyonla vatandaşın alım gücü son derece artacaktı.
Evet yukarıda saydıklarımın hepsi gerçekleşebilir, asgari ücret 7-8 bin liralarda olur, yüzde 2 veya 3’lük bir enflasyon ve sıfır işsizlik ile çok rahat bir yaşam sürebilirdik. Kendi ürettiklerimizin bize yettiği, gıda ihracatında dünyadaki ilk 3 ülke arasında olacağımız; eğitimli ve tam donanımlı gençlerimizle yüksek katma değerli ürünlerin pazarlandığı bir ülke olabilirdik. Fakat ne yazık ki bunu gerçekleştirmemiz için 40 yıldır önümüzde set kurup hain pusularla, çoluk çocuk demeden masum insanları öldüren alçak bir terör örgütüyle karşı karşıyayız.
terör belasından kurtulamadığımız sürece; ülke içindeki siyasi çekişmeler, yüksek enflasyon ve işsizlik oranları, düşük alım gücü, ithalata dayalı ekonomi modeli, üretimin yüksek maliyetler gerektirmesi, ihracattaki azalma, artan döviz kuru, azalan özgürlük ve demokrasi anlayışı, hukuk devletinden uzaklaşma gibi tüm olumsuzluklar dışarıda avuçlarını okşayarak pusuda bekleyen ülkeleri daha da sevindirecektir. Hepinize mutlu, sağlıklı ve huzur içinde bir hafta sonu diliyorum.