Son zamanlarda sıklıkla tartışılan ve tüketicileri tedirgin eden genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) içeren ürünlerin özel bir etiketle işaretlenmesi talep ediliyor. GDO’lu yiyeceklere etiket konulmasını talep eden bir vatandaş, change.org üzerinden bir imza kampanyası düzenledi. Şimdiye kadar 34 bin 381 kişiden destek bulan kampanya, GDO’nun insan üzerindeki zararlarından bahsederken, hazır yiyeceklerin GDO içerip içermediğini bilmek isteyenler tarafından imzalandı.
“Sağlığınla oynamalarına dur de” ifadesiyle başlayan kampanya açıklamasında, GDO’lu ürünlerin bireyleri hasta yaptığı söylendi. Açıklamada, “Hemen hemen birçok yiyeceğimizin genetiğiyle oynandı. GDO’suzdur etiketi olmadığı sürece bilmeden alacağımız ürünler bizi hasta bir toplum haline getiriyor. Bu ürünlerin başlıcaları ise şunlar: Gofret, çikolata, kola, gazlı içecek, kahvaltı gevreği, hazır çorba, hazır kek, sucuk, salam, sosis, renkli yoğurt, çiklet, aromalı kahve, ketçap, mayonez, bisküvi, kraker, şekerleme, renkli içecek, ekmek üstüne sürülen ezme, cips, vb” ifadeleri kullanılıyor.
Kampanyayı açan vatandaş, “Hemen hemen birçok yiyeceğimizin genetiğiyle oynandı. GDO’suzdur etiketi olmadığı sürece bilmeden alacağımız ürünler bizi hasta bir toplum haline getiriyor. Bu ürünlerin başlıcaları şunlar: ‘Mısır şurubu, yüksek fruktozlu mısır şurubu (nişasta bazlı sıvı şeker –NBSŞ), mısır nişastası, mısır yağı, bitkisel yağ, margarin, soya unu, soya proteini, soya lesitini, soya yağı, dokulu bitkisel protein, dekstroz, maltodekstrin, früktoz, sitrik asit, laktik asit, kanola yağı, pirinç, pamuk yağı. Artık ne tükettiğimizi bilmek istiyoruz. Lütfen ürün etiketlerinde GDO’lu olup olmadığı yazılsın” ifadelerini kullandı.
Paketli gıda ürünlerindeki içeriklere mutlaka dikkat edilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada; mısır şurubu, yüksek fruktozlu mısır şurubu (nişasta bazlı sıvı şeker –NBSŞ), mısır nişastası, mısır yağı, bitkisel yağ, margarin, soya unu, soya proteini, soya lesitini, soya yağı, dokulu bitkisel protein, dekstroz, maltodekstrin, früktoz, sitrik asit, laktik asit, kanola yağı, pirinç, pamuk yağı gibi hammaddeler içeren ürünlerin yüksek ihtimalle GDO’lu olduğu belirtildi. Bu kampanyayı imzalamaya duyarlı tüm vatandaşlar davet edildi.
VATANDAŞLARIN TEPKİLERİ SERT
Vatandaşlar kampanya sayfasına yaptıkları yorumlarda GDO’yu eleştirdi:
Sağlığımız önemli ve ne yediğimizi bilmek hakkımız. (Funda Demir)
Çünkü ne yediğimizi bilelim. Geleceğimizi şimdiden yok etmeyelim. (Kerime Başaran)
-Doğal yaşamın, özellikle yiyecekler üzerine oynanan ve kabul verilen her türlü olumsuz kararlara hayır hayır hayır. (Ayşe Altan)
- Yerli tarım, yerli tohum, yerli yiyecekler istiyoruz artık. (Adil Gök)
- Çocuğuma ne yedirdiğimi bilmek istiyorum. (Murat Akyılmaz)
- GDO'lu ürün yemek istemiyorum. Etiketini yapsınlar.. (Mustafa Ersöz)
- Sağlığımızı bozan ürünlerin etiketlenmesinin zorunlu ve kontrollü olmasını istiyorum. Kim istemez ki? (Mehmet Özer)
- Zararlı olan, hayatımızla oynayan her şeye hayır. (Aynur Say)
- Genetiğiyle oynanmış gıda maddeleriyle beslenmek istemiyorum. Herkesin tükettiği gıdaların içeriğini bilmeye hakkı var, ancak bu şekilde sağlıklı bir seçim yapılabilir. (Deniz Boyer)
- Sağlığımızla ilgili hiç bir konuda taviz vermemeliyiz. (Suat Menteş)
GDO’NUN ZARARLARI NELERDİR?
-GDO’lar öldürücü alerjilere neden olabilir.
-GDO’lu yemler, hayvanlarda antibiyotik direncini artırır, antibiyotiklerin etkisini azaltır.
-Çoğu GDO’nun içerdiği böcek öldüren toksinlere hamile kadınların kanında ve fetüsünde rastlandı.
-İtalya’da yapılan bir bilimsel araştırmada marketlerden alınan her 4 sütten 1’inde GDO geni parçalarına rastlandı.
-GDO’ların salgıladığı böcek zehrinin tamamının insan sindirim sisteminde parçalanmadığı ortaya çıktı.
-GDO ekim tarlalarında kullanılan yabani ot ilaçları, memeliler için toksik etki ve insanlarda hormonal dengeyi bozma riski taşıyor.
-GDO üretimi, süper dayanıklı böcek ve yabani bitki türleri yaratır. Bu türlerin varlığı ekosisteme ve tarıma büyük tehdit oluşturur.
