Kurban Resmi

Hak Nerede?


  • Oluşturulma Tarihi : 22.11.2015 08:59
  • Güncelleme Tarihi :
Hak Nerede? yazının resmi

20 Kasım, Dünya Çocuk Hakları Günü’ydü…

Tüm dünya son zamanlarda, çocuk hakları konusunda sınıfta kalmaya devam ediyor. Siyasal ve hukuksal açıdan kağıtlarda oldukça gelişmiş gibi duran çocuk hakları, uygulama konusunda ise maalesef tıkanıyor. Çocuk hakları, ne kültürel, ne toplumsal ne de uygulama yansımalarında gerçek bir ‘hak’ konumunda bulunmuyor.

En temel hak örneği ile başlayalım, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen ve 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 6. Maddesi: ‘Yaşamak, her çocuğun temel hakkıdır ve herkesin ilk görevi çocukların yaşamını korumaktır’ diyor.

Son yıllarda özellikle Ortadoğu’ya hakim olan savaş havası göz önüne alındığı zaman bu çocukların yaşam hakları sizce korunuyor mu? Okullar bombalanırken, küçük çocuklar sığınmacı olmaya zorlanırken, neden BM sesini çıkarmıyor? Neden yaptırım uygulanmıyor bu hareketlere? Şu an İsrail hapishanelerinde 400’e yakın Filistinli çocuğun bulunduğu söyleniyor. Sadece geçtiğimiz ay 800 Filistinli çocuk göz altına alındı. Çatışmalarda, bombalamalarda ölen çocukları saymıyorum bile.

Diğer maddelere de bir göz atalım; Sözleşmenin 2. ve 22. maddesi diyor ki: ‘Çocuk Hakları, bütün çocuklar içindir. Doğum yerleri, konuştukları dil ne olursa olsun fark etmez. Büyüklerinin inançları ya da görüşleri nedeniyle hiçbir çocuğa ayrım yapılmaz.’, ‘Yaşadığı ülkenin dışında bir başka ülkeye gitmek zorunda kalan her çocuğun, gittiği ülke tarafından korunma hakkı vardır.’ Bu konuyu da mülteci çocuklar üzerinden değerlendirecek olursak, bu çocukların dili, ırkı, dini nedeniyle sığınmacı olarak bulundukları ülkelerde ayrımcılığa maruz kaldıklarını biliyoruz. Mülteci çocukların ailelerinden ve çevrelerinden uzak kalmaları, sürekli ırkçı davranışlarla karşılaşmaları, eğitim haklarına ulaşamamaları en büyük sorunların başında geliyor. Bunun neticesinde ise maalesef son zamanlarda sık sık duymaya başladığımız Afgan çocuklar gibi, bu problemlerle baş edemeyerek intihar ediyor, ya da intihara teşebbüste bulunuyorlar.

Sözleşmenin 32. Maddesi ise maalesef ülkemizin de en temel problemlerinden birini oluşturuyor: ‘Çocukların okula gitme, oyun oynama hakkı vardır. Onlar yetişkinler gibi çalıştırılamazlar. Çalışmak zorunda kalırlarsa yapacakları iş onların sağlığı ve eğitimleri için sorun oluşturmamalıdır.’ Türkiye’de hala çocukların büyük bir çoğunluğu zorla çalıştırılıyor, ve devlet denetiminin yetersizliğinden ötürü bu durumun önüne tam anlamıyla geçilemiyor. Türk vatandaşı olan çocuklar konusunda ilerlemeler olsa da, şu sıralar maalesef mülteci çocuklar fabrikalarda, atölyelerde mecburen çalışmak zorunda kalıyor.

Bu sözleşmeyle çocuk haklarının korunması amaçlanmış olsa da taraf devletlerin büyük bir çoğunluğunun sözleşmede yer alan maddeleri gerçekleştirmemesi, yeterli denetimi sağlamamasından ötürü çocuk haklarının sadece kağıt üzerinde kaldığını söyleyebilirim. Toplumlarda, kültürlerde yer almış ve uzun yıllardır devam eden uygulamalar eğer değiştirilemezse çocuk haklarının geçerliliğinden de tam olarak söz etmemiz mümkün olmayacaktır.

“Artık havalar iyice soğudu. Kuş sesleri duyulmaz oldu. Şimdi yalnızca, anasını ya da babasını, kardeşini yitiren çocukların ağlamaları duyulabiliyor. Bizler, bir ülkesi ve umudu olmayan çocuklarız.” (Bu sözler eski Yugoslavya’da savaşı yaşamış bir çocuk olan Dunja’ya ait…)

 

 

Hak Nerede?
Neşe Yavuz
Yazarımız Kim ?

Neşe Yavuz