Neşe'den Haber Var


  • Oluşturulma Tarihi : 10.08.2017 08:04
  • Güncelleme Tarihi :
Neşe'den Haber Var yazının resmi

Kaynaklarımız tükendi!

İnsanların doğadan yararlanarak kullandığı kaynakların, dünyanın 1 yılda ürettiği kaynak miktarını aşması olarak bilinen gün, Limit Aşım Günü (Earth Overshoot Day) olarak kabul ediliyor. İnsanlık bu yıl bu konuda rekor kırarak şimdiye kadarki en erken tarihini görmüş oldu. Bu yılın Limit Aşım Günü 2 Ağustos olurken, 2017’nin kaynaklarını bitirdiğimiz için şimdiden 2018 yılının kaynaklarını tüketmeye başladık!

İnsanlığın doğa üzerindeki baskısını en iyi anlatan göstergelerden birisi Limit Aşım Günü. Son yıllarda bu aşım gününün sürekli olarak geri bir tarihe çekilmesiyle, dünyanın ekolojik sınırlarını epeyce aşmış oluyoruz. İnsanlığın sözde gelişimi ve bu gelişimin daha doğrusu açgözlülüğün devamlılığı büyük oranda doğal kaynakların sermaye işe paraya çevrilmesiyle mümkün oluyor. Bu nedenle insanlık sürekli olarak doğal kaynakları kendisini yenilemelerine izin vermeyen bir hızla tüketiyor.

EKOSİSTEMİN ÇÖKÜŞÜNÜ ÖNE ÇEKİYORUZ!

Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network)’e  göre “Dünya Limit Aşımı Günü”, insanlığın doğa üzerindeki yıllık kullanımının, dünyanın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı gün olarak tanımlanıyor. Günümüzden yalnızca 20 yıl önce, 1997 yılında Eylül ayına denk gelen Limit Aşımı Günü, 2017 yılı için 2 Ağustos’ta yaşandı. Yani bu demek oluyor ki şu sıralar 2018 yılının kaynaklarını tüketiyoruz! İnsanlığın açgözlülüğünün sonucunda doğa ve doğal kaynaklar üzerindeki baskısını ve tüketimini anlatan bu tarih, ekolojik ayak izi kavramını da yeniden gündeme getiriyor. Tüketilen kaynaklar kadar üretmek ve yaratılan atığı bertaraf etmek için gereken toprak ve su alanına işaret eden ekolojik ayak izi büyüdükçe limit daha erken aşılıyor. Dünyanın yaratılan talebe kaynak yetiştiremediğini söyleyen Küresel Ayak İzi Ağı, ekolojik sınırların aşıldığı her yıl ekosistemin çökme ihtimalinin daha çok öne çekilmesi olduğuna işaret ediyor. Yani, denizler ve ormanların emebileceğinden daha fazla karbondioksit üretiyor, stokları daha kendilerini yenilemeden tüketiyor, ağaçları yeniden büyümelerine izin vermeden kesiyoruz. Hal böyle olunca da dünya talebimize kaynak yetiştiremiyor. Örneğin araştırmalara göre 2012 yılında Türkiye, 1,5 Dünya varmış gibi yaşarken, şimdilerde 1.9 Dünya varmış gibi yaşıyor. Bu sadece ülkemizle sınırlı bir durum değil, tüm dünya bu şekilde doğanın ürettiğinden daha fazlasını tüketiyor ve üretime herhangi bir katkıda bulunmuyor.

3 GEZEGENLİK KAYNAK GEREKECEK!

Global Footprint Network (GFN)’nin belirlemelerine göre, tarih boyunca tüketimiyle gezegenin sunduğu doğal kaynakları yenilemesine fırsat veren insanlık, 1970’li yıllarda önemli bir eşiği atladı ve insanlığın tüketimi, gezegenin doğal kaynakları yenileme kapasitesinin üzerine çıkmaya başladı. Küresel Ayak İzi Ağı’nın yaptığı hesaplamalara göre bugün, insanlığın doğal kaynaklardan ve ekosistemlerden olan talebi 1.5 gezegene eşdeğer! Bu şekilde yaşamaya ve tüketmeye devam edersek, yüzyılın ortasında 3 gezegene eşdeğer doğal kaynağa ihtiyacımız olacak.

BU DURUMU GERİ ÇEVİREBİLİRİZ

Doğal kaynakların böyle hunharca harcanması, dünyanın gidişatını maalesef tehlikeye sokuyor. İnsanlığın sadece kendisini ve yaşadığı günü düşünerek yaptığı harcamalar, israfa neden oluyor. İşin kötü kısmı ise bu kadar kaynak tüketimine rağmen dünyanın birçok bölgesinde insanların yiyecek yemeğe ve içecek suya muhtaç olması!

Bu durumu geri çevirmenin mümkün olduğunu belirten uzmanlar, Limit Aşım Günü’nü her sene biraz daha ileriye atarak, geleceği kurtarabileceğimizi ifade ediyor. Bunun için yapılması gereken en önemli şey de israfa engel olmak. İsrafa engel olundukça, dünya kaynaklarının yenilenmesine fırsat verebilecek ve bu sayede her sene Limit Aşım Günü’nü birkaç gün de olsa ileri atabileceğiz. Hal böyle olunca da gelecekte, dünyanın kaynakları bizim ihtiyaçlarımızı karşılamaya devam edebilecek. Aksi takdirde tüm canlıları büyük bir kıtlık bekliyor!

İsraf etmeyin…

Doğayı koruyun…

Canlılara saygı duyun…

Vicdanlı kalın…

Ekolojik Ayak İzi Nedir?

Ekolojik ayak izi, belirli bir nüfusun doğaya olan yükünü hesaplamak için oluşturulmuş olan bir yöntemdir. Bu yöntemle insanların kullandığı yenilenebilir kaynakları sağlayabilmek için gereken, biyolojik olarak verimli ve suyun bulunduğu alanlar hesaplanır. Bu kavram, ilk kez 90’lı yıllarda Dr. Mathis Wackernagel ve meslektaşı Prof.Dr. William Rees tarafından sürdürülebilirliğin analizi şeklinde bilim dünyasına sunulmuştur. Bu bilim insanları, bozulmamış olan doğal kaynakların miktarının ve verimliliğinin ölçülebilmesi ve sınırsız kaynak tüketimi anlayışının önlenmesini sağlayan ve mevcut duruma çözümler getiren yeni bir hesaplama yöntemi ve tekniği geliştirmişlerdir.

Karbon Ayak İzi Nedir?

İnsanın tüketim faaliyetleri doğa üzerine kalıcı bir etki oluşturmaktadır. Karbon ayak izi, bu etkinin büyüklüğünü ifade etmenin bir yoludur. Bir başka tanıma göre ekolojik ayak izinin en büyük bileşenini oluşturan “karbon ayak izi”, küresel ısınmaya neden olan sera gazları arasında yer alan karbondioksit gazının emisyonunun absorbe edilmesi için gerekli biyolojik üretken alan miktarıdır.

Günün Vegan Tarifi

Avokado salatası

Malzemeler

2 adet avokado

1 adet portakal

1 adet kuru soğan

1 fincan zeytinyağı

1/2 fincan elma sirkesi

1 çay kaşığı tuz, pulbiber

Yapılışı

Soğanı doğrayarak halkalara ayırın. Portakal ve avokadoyu küçük parçalar halinde doğrayın. Salata sosu için yağ, sirke, tuz ve biberi iyice karıştırın. Büyük salata kasesinde tüm malzemeleri karıştırın ve salata sosunu ekleyin. Kuru soğan halkalarıyla süsleyerek servis yapın.

Neşe'den Haber Var
Neşe Yavuz
Yazarımız Kim ?

Neşe Yavuz