İzmir’in sembolü saat kulesi değil, ölü balık kokusu!

Bakın, burası İzmir! Ege'nin incisi, gavur İzmir, özgürlüklerin, güzel havanın ve tabii ki o meşhur körfezin şehri. Ama artık o körfezden ne incilik kaldı ne de güzel hava! Gözümüzün önünde, burnumuzun dibinde bir çevre felaketi yaşanıyor, kimseden doğru dürüst bir ses çıkmıyor. Bu bir utanç tablosudur, beyler!

Diyorlar ki, 'Balıklar ölmüş, renk değişmiş, koku varmış.' Yahu, varmış'ı falan yok! Koku, İzmir'i sarmış vaziyette! Sanki dev bir lağım çukuru patlamış da, bütün şehir o iğrenç kokunun esiri olmuş. Körfezin rengi mi değişti? Artık o bildiğimiz mavi Ege rengi değil, yeşilin en kirli tonu, kahverenginin en çamurlu hali! Denize bakıyorsun, miden bulanıyor!

'POMPA' ÇÖZÜM MÜ? KOMEDİ Mİ?

Şimdi bakıyorsunuz, Büyükşehir Belediyesi ne yapıyor? 'Denizi havalandırıyoruz' diye pompa kurmuşlar! Allah aşkına, koskoca körfezi, devasa bir kirlilik sorununu pompa ile mi çözeceksiniz? Bu, sinek varken fil avlamaya çalışmak gibi! Ya da kanayan yaraya yara bandı yapıştırmak gibi bir trajikomedi!

Mesele, balıkların nefes alamaması meselesi değil, mesele körfezin boğulması meselesi! Bilim insanları bas bas bağırıyor: Arıtma tesisleri yetersiz, derelerden giren kirlilik had safhada! Fabrika atıkları, lağım suları, ne varsa körfeze akıyor. Bu kirlilik durdurulmadığı sürece, isterseniz yüz tane pompa kurun, o koku da gitmez, o balıklar da yaşamaya geri dönmez!

İzmir'in kronikleşen 'Koku Sorunu' var. Yıllardır çözülmüyor, aksine beter hale geliyor. Bu, yerel yönetimlerin vizyonsuzluğunun, merkezi idarenin de bu vurdumduymazlığa sessiz kalmasının bir sonucudur. Kimi kime şikayet edeceksin? Halk, bu pisliği soluyor, bu görüntüyü çekiyor!

YA O ZEHİRLİ BALIKLAR?

Gelelim işin en can alıcı, en tehlikeli kısmına. Kıyıya vuran binlerce ölü balık. Kefal gibi en dayanıklı türlerin bile öldüğü söyleniyor. Körfezde oksijen bitmiş, zehirli mikroorganizmalar çoğalmış.

Peki o kokuşan, rengi dönen, zehirli olduğu iddia edilen sudan hala balık tutan balıkçılar ne olacak? Onlar bu balıkları bize, İzmir halkına yedirmiyor mu? Kim garantisini veriyor bu balıkların temiz olduğuna? Analiz sonuçları şeffafça açıklanıyor mu? Zehirli atıkların içinde yüzmüş, ölmüş balığı yerseniz ne olur? Bunu kimse sormuyor mu? Bu, düpedüz bir halk sağlığı skandalıdır!

Yerel yönetim topu Çevre Bakanlığı'na atıyor, Bakanlık 'Eylül sonuna kadar eylem planı hazırlayacağız' diyor. Bu körfez eylem planı falan beklemez, acilen, anında temizlik ister, radikal önlemler ister!

İzmir, sadece plajlarından ibaret değil! İzmir'in can damarı olan körfez çürümüş! Bu sadece bir çevre sorunu değil, bu İzmir'in onur meselesidir!

Artık yeter! Körfeze pompa değil, bilim lazım, irade lazım, denetim lazım, ceza lazım! Yoksa o ölü balıklar ve koku, bu vurdumduymazlığın utanç verici birer anıtı olarak kıyılarımızda kalmaya devam edecek!

Ne dersiniz? Bu utancı daha ne kadar soluyacağız?

İzmir’in sembolü saat kulesi değil, ölü balık kokusu!