2

100.Yıla İthafen 19 Mayıs


  • Oluşturulma Tarihi : 19.05.2019 07:20
  • Güncelleme Tarihi :

19 MAYIS 1919 ANISINA;
Bugün Türkiye oldu konuşuyor dilim.
Samsun’da bir yiğit gördü gözlerim.
Biz gençlere armağan ettiğin bugünde, iyi ki doğdun Atam!
(M)ayısın 19’uydu, Nutuk’ununsa ilk sayfası
(U)sulca Samsun’a süzülmüştü Bandırma
(S)okaklarda İngilizler boy gösteriyordu
(T)a ki, gece karanlıktan kurtulana kadar
(A)rdındaki Mustafa Kemal görünene kadar
(F)ilizlenmişti milli mücadelenin tohumları
(A)tılmıştı milli vatanımızın ilk adımları
(K)urtuluşa ermek haktı Türk milletine
(E)gemenlik ve bağımsızlık ise tinimizin yapı taşı
(M)ustafa Kemal tarih sahnesinde göründü
(A)sil kanından aldığı güçle aydınlığa yürüdü
(L)ayık olduğumuz utku bize çok yakındı
Kalbimdeki Mustafa Kemal’e ve yolundan gittiğim Atatürk’e bu mektubum;
Mutsuz olduğum anda salıncakta sallandığın fotoğrafına bakıyor hep gözlerim. Sonra içimdeki çocuğa sesleniyor gülümseyen yüreğin ve “Bir milletin ilerlemesindeki temel taş çocuklardır! Çocuklara gereken değeri verirseniz, ilgiyi, şevkati gösterirseniz, onlar da bir gökkuşağı edasıyla geleceği renklendireceklerdir” diyen sözlerin. Ardından Florya Deniz Köşkü’nde, elinden tuttuğun o küçük kızı anımsıyorum. Sana bir itirafta bulunayım. Bu yaşıma kadar hep çok kıskandım onu. Yanlış anlama sakın, kötü anlamda değil. Sadece onun yerine koymak istediğimden kendimi. Ama biliyor musun, yeni yeni anlıyorum seni. O elinden tuttuğun küçük kız sadece Ülkü Adatepe değilmiş meğer. Benmişim aslında, bizmişiz ya da. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün çocuklarıymış oysa...
Bu mektubumu denize bakarak yazdığımdan mıdır nedir, bilmiyorum ama denizden yükselen kan kokuları geliyor burnuma. Ve İzmir’in sıcağında, daha iyi anlıyorum Çanakkale’ye tinini gömmüş atalarımızı. Onlar yükseliyor çünkü bulutların üstüne. Ve seni görüyorum istiklal şehitlerimizin kanıyla süslenmiş al bayrağımızla. “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” diyorsun yine. Taa 1915’ten beri. Bu dünyanın bizden istekleri var biliyorum. Senin bizden, bu dünya için isteklerin var onu da biliyorum. Ey Türk Gençliği! diye seslendin ya bize. İşte ben de Ey Atam! diye sesleniyorum sana. Bu da sözüm olsun sana. And içiyorum Türk İstiklalini ve Türk Cumhuriyeti’ni, ölünceye dek koruyacağıma ve savunacağıma!
Biliyor musun, gözlerine bakmak istediğimde gökyüzüne bakıyorum hep ya da denize. “Ya İstiklal, Ya Ölüm” diyen sesin çınlıyor kulaklarımda. Öyleyse biz Türk milleti için iki yol var diyorum. Ya İstiklal ya da ölüm... Vatanımız için ölürüz de, istiklalimizi elimizden alacaklar diye korkuyorum Atam. Kimimiz; din ve soy kavramının birbirinden faklı ve önemli iki konu olduğunu anlamıyor. On bin yıllık Türk tarihimizi sadece altı yüz yıla indirgiyor. Ne yazık ki kutsal dinimizi, sadece Araplaşmak olarak görüyor. Oysa sen değil misin, dinimizi anlayalım ve onu doğru yaşayalım diye Kur’an’ı Kerim’i Elmalılı Hamdi Yazır’a Türkçe’ye çevirten. Müslümanız, Tanrı’nın indirdiği son kitap Kur’an’ı Kerim’e inanıyoruz. Ama daha ilk emri olan “oku”yu bile yerine getirmiyoruz. Bunun için de Tanrı hesap soruyor bizden biliyorum... Kimimiz de İngiliz özentisi olmuş. On bin yıllık Türk tarihimizi unutarak modernleşiyoruz(!). Unuta unuta çağdaş bir toplum haline geldik artık(!). Evet biliyorum, bir lisan bir insan, sözünü çarpıtarak yaşıyoruz, çarpıtarak yaşlanıyoruz. İnan her gün ayrı bir trafik kazası. Bunun için de sen affet bizi... Oysa “Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir” diyen de sensin; “Türk demek, Türkçe demektir. Ne mutlu Türk’üm, diyene” diyen de sen.
 

100.Yıla İthafen 19 Mayıs
Sıla Arsel
Yazarımız Kim ?

Sıla Arsel