Sayfa Yükleniyor...
Antarktika’nın Bizden Sakladıkları
Neden ısrarcıyız sizce bu kara kutu lafında?
“Garip şeyler bulduk, bazıları daha önce hiç görmediğimiz şeyler!” demişti geçmişte NASA yetkilisi Richard Hoover. Ve ismini açıklamadan keşif yapan 4 bilim adamı da büyük keşiflere imza atmışlardı bu yolda. Antarktika’nın bizden sakladığı sırlar vardı hala çözemediğimiz. Bir rivayete göre yerin 1 km altından başlayan Antarktika piramidi, içindeki tüneller, yer altı şehirleri ve bulunan 2 UFO gemisiydi en ilginç olanı. Bu piramidin yüzde 80’ine ulaşılmıştı. Ancak yüzde 20’lik kısmı gizemini hep korudu. Bu araştırmanın devamı getirilemedi çünkü iç içe geçmiş ve sürekli yer altına inen birbirine bağlı bütün odaların gizemini çözmek için geçiş kapılarının şifrelerini çözmek gerekiyordu. Ve bu şifreler söz edildiğine göre seslerden oluşuyordu. Tam da burada Hazrat Inayat Khan’ın bir sözü düşüyor aklıma; sesin sırrını bilen, evrenin sırrını da bilir. Biz kendi dünyamızda sesin gizemine ulaşamadık henüz. Ama o devirlerde Antarktikalılar bu gizemi yer altının kapılarını açacak anahtar niyetine kullanmışlar. Piramide dönersek, bu piramidin 1900 metre genişliğinde tabanı olduğundan söz ediliyor yani dünyada bulunan başka eşi benzeri yok. Piramidin içinde 12 büyük şehir ve tüneller bulunmuş bu da Agarthalıların varlığını sorgulamamızı sağlıyor bir nevi. Çünkü yer altındaki yaşamı hep Agartha- Şambala ile sembolize ettik bunca zaman. Seslerle kapıların açıldığını ve geçiş kapılarından söz etmiştim. Bu yüzde 20’lik kısma ulaşılamama nedeni de bu giriş kapılarının henüz bulunamamış olması. Fizyon ile tarihlendirmesi yöntemi yapıldığı ve bu piramidin yaşının 500 bin yıl önceye uzandığı söylenmekte. Bu piramit ayrıca içinde devasa ana gemiyi barındırıyor. Piramitteki her açılan odayla biraz daha yer altına inildiğini söylemiştim. Bunun nedeninin de dünyanın çekirdeğindeki enerjiye ulaşmak olduğundan söz ediliyor. Böylece dönüş için de gerekli enerjiyi bulacaklardı. Tabi eğer gerçekten dönerlerse, belki de Antarktika onların evleri. Bunca bulguya rağmen kimi araştırmacılar bu keşfedilen şeylerin piramit olmadığını, sadece piramide benzeyen dağlar olduğunu varsaymaktadır. Ancak bizim konumuzda geçen Antarktika piramidi yer altında bulunmuştur. İçinde tüneller ve giriş kapılarında sırlar barındırmaktadır. Amaç yer küreye ulaşmaktır. Dağlar ise yer küreye ulaşmanın aksine çevresinde bulunan karasal alanlardan daha yükseğe ulaşmış olan kara kütleleridir. Piramit dışındaki diğer bulgular ise UFO’lardı. Biri kıta kabuğunun yüzeyinde, tamamen sağlam ve yaklaşık 200 bin yaşındaydı. 30 m. çapa ve 12 m. yüksekliğe sahip bu geminin 51. bölgede saklandığı söylenmekte. Günümüzün meşhur 51. bölgesi. Diğeri ise kıtanın 2 km derinliğinde parçalanmış bir şekilde bulundu. Yaşı ise 55 binlere dayanıyor. Parçalanmasının 2 sebebi olabilirdi biri düşmesi ikincisi ise iki ayrı medeniyetin birbiri ile savaşa girmesi. Bunları kanıtlayamayız ancak kanıtlanan bir gerçek var ki ABD Deniz Donanmasının en iyi subaylarından biri olan Amiral Richard B. Byrd’ün 1947 yılında şubat-mart aylarında günlüğünde yazdıklarında saklı. “...Kristal kente giriyorum... Sizin buraya girmenize izin verdik çünkü siz dünyanın yüzeyinde tanınan asil birisiniz.” Dünyanın yüzeyi mi? diyor ve soluğumu tutuyorum. Gülümsüyor ve “Evet, şu anda İç Dünya’nın Arianni bölgesindesiniz. Sizi görevinizden fazla alıkoymayacağım, güvenle yüzeye geri döneceksiniz. Ama şimdi Amiral sizi neden buraya çağırdığımızı söyleyeceğim. Irkınızın Japonya’da Hiroshima ve Nagasaki’de patlattığı ilk atom bombalarıyla çok ilgiliyiz. Bu nedenle alarma geçtik ve uçan araçlarımızı yolladık, biz bunlara ‘Flugelrad’ diyoruz. Sizi gözlüyorlar ve ırkınızın yüzeyde ne yaptığını araştırıyorlar. Bütün bunlar geçmişte kaldı Amiral ama biz devam etmek zorundayız. Irkınızın savaşlarına ve barbarlığına daha önce hiç karışmadık ama şimdi durum farklı. İnsanlık için uygun olmayan doğal bir gücü yani atomik enerjiyi öğrendiniz. Özel görevlilerimiz dünyanızdaki güçlere mesajlar veriyorlar ama henüz bir tepki vermediler. Şimdi sizi dünyamızın varlığını gören bir tanık olarak seçtik. Irkınızdan binlerce yıl daha eski olan kültürümüzü, bilimimizi göreceksiniz Amiral.”... Metnin uzun halini Amiral Byrd Antarktika yazarsanız internette bulacaksınız. Sonuca gelmek istiyorum.”11 Mart 1947’de Pentagon’da bir toplantıda hazır bulundum. Olanları anlattım, keşfimi açıkladım ve üstadın mesajını aktardım. Her şey gereğince kaydedildi. Başkan’a bilgi aktarıldı Ama geciktirildiğimi veya alıkonduğumu hissediyorum. Yüksek Güvenlik Örgütü ve bir tıp ekibi ile uzun görüşmeler yaptırdılar, bir kasıt algılıyorum. Büyük bir sıkıntı içindeyim, ABD Ulusal Güvenlik koşulları gereğince, sıkı kontrol altındayım. Ve sonunda emri aldım; bildiğim her konuda kesin olarak sessiz kalmam isteniyor, bunu insanlık adına yapacakmışım. İnanılmaz ama ben bir askerim ve emirlere uymaktan başka yapacak bir şeyim yok.”
Günlüğüne yazdığı bu cümlelerden sonra Amiral deli olmakla suçlandı akıl hastanesine yatırıldı. Ailesi itiraz etti. Kontroller yapıldı doktorlar tarafından Amiral’ in deli olmadığı kanısına varıldı. Hastaneden çıktı. Ne tesadüf ki çıktığı gece öldü(rüldü)... Antarktika ile ilgili yapılan çalışmalar gizlendi. Yaklaşık 1800’lü yıllarda keşfedilmiş olduğunu varsaydığımız kıtayı aslında biz bu tarihten 300 yıl önce keşfetmiştik. Türk denizcisi Piri Reis’in 1513’te çizdiği haritada Antarktika’nın izleri vardı. Dünya bunu kabul etmek istemese de bu konuda ikiye ayrılsa da. İnanıyorum ki geçmişteki ecdatlarımız gibi değerli bilim insanlarımız gibi biz de yarım kalan bu gizemi çözeceğiz ve Türk ekibimiz yer altına da inmeyi başaracak bir gün Antarktika’da. Çünkü gerçekler, buzların altında saklanmaktan bilinenden çok daha fazlasını hak ediyor.