Her soyun kendine has fiziksel özellikleri olduğu gibi tinsel anlamda da incelediğimizde belli bir ortak karakteristik yapıya sahip olduklarını görmekteyiz. Slavlar incelendiğinde eğlenceyi seven- korkusuz, Almanlar disiplinli - çalışkan, Japonlar üretken - çalışkan, Türkler ise militarist ve cesurdurlar.
Peki bu karakteristik özellikleri simgeleyen ortak bir öğe mümkün müdür?
Bazı milletlerin kültürel özelliklerinin gelişmesinde sembollerinin etkili olduğunu düşündüm.
Peki ya siz, düşündünüz mü hiç, neredeyse her ülkenin milli hayvani bir sembolü var, bunun nedeni nedir, diye? Ülkeleri bu sembollerinden tanımak mümkün müdür ya da belli ırklara mensup insanlar karakteristik özelliklerinden dolayı bazı hayvanları kendileri ile özdeşleştirmiş olabilirler mi?
İlk Fransızları inceleyelim. Fransızlar için özellikle spor müsabakalarını düşünecek olursak “horoz”un yeri yadsınamaz ölçüde önemlidir. Çünkü horoz, sadece bir kümes hayvanı değildir onlar için. Gecenin bitişi güneşin doğuşu ile birlikte her sabah yeni bir günü müjdeler. Karanlığı örten güneş gibi erdemlidir, güçlüdür, istikrarlıdır. Bu yüzden Fransızlar için bir sembol haline gelmiştir, diyebiliriz.
Peki ya Amerika? Hiç Amerika bayraklarında ya da tişörtlerinde yer alan kel (beyaz) kartalın burada işi ne, bu sembolün anlamı ne, diye düşündünüz mü? Bu kartal, 1782 yılında Amerika’nın sembolü olarak kabul edilmiştir. Nedeni ise ihtilal savaşlarına dayanmaktadır. Bu savaşlardan birinde bir askerin; “They are shrieking for freedom (Özgürlüğümüz için dönüyor)” dediği dile getirilmektedir.
Bu nedenle Amerika halkı için saflığı ve özgürlüğü belirten beyaz kartal, Amerika’nın milli sembolü olmuştur. Devletin mühründe yer alan bu kuşun bir ayağında 13 ok, diğer ayağında zeytin dalı bulunmaktadır. Savaşı ve barış ifade eden bu karşıt semboller Amerika’nın dış siyasetine ışık tutmaktadır, diyebilir miyiz? Barış zamanı beyaz kartalın başı zeytin dalına, savaş zamanı ise oklara bakmaktadır.
İngiltere için aslan. Ormanlar kralı aslan tarihin her devrinde gücü simgelemiştir. Örnek verecek olursak; Antik Yunan zamanında da aslanın Tanrı için ya da kral için savaştığı inanışı vardı. İngiltere de belki krallık olduğundan dolayı, belki “güç” öğesini kendi ırkıyla özleştirdiklerinden aslanı milli sembol olarak kabul etmiştir.
Kartal gözüyle özdeşleşmiş Almanlar ileri görüşlülükleriyle, çalışkanlıklarıyla bilinir. Hitler’in emriyle kabul edilen kartal sembolü Almanların resmi devlet armalarına baktığımızda da gözümüze çarpmaktadır.
Rusya’nın sembolü kimilerimize şaşırtıcı gelecektir eminim. Çok çok affedersiniz sinirlendiğinde birbirlerine “ayı” diye hitap edenlerimiz var bizim. Evet, kulağa çok kaba bir tabir gibi gelse de ayı figürü, Ruslar için (belki de bulundukları coğrafi konumundan ötürü) güç demektir. Soğuk hava şartlarında, Rusya’nın ormanlık alanlarında hakimiyet kurmuş bu hayvanlar, Ruslar için milli sembol haline gelmiştir.
Çin - ejderha ilişkisine gelelim. Oğlun bir ejderha gibi olsun (Çin Atasözü). Geçtiğimiz yıllarda çok tartışılan gündeme oturan bir konuydu bu hatırlayanlarınız vardır. Asya turu sırasında ABD Başkanı Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında geçen bir diyalogda Cinping’in Trump’a; “Biz kendimizi de ejderhanın soyundan gelen insanlar olarak tanımlıyoruz” şeklindeki sözleri sosyal medyada yerini almıştı. Çinliler için kutsal olan bu sembol daha da araştırmaya değerdir belki?
Biliyorsunuz uygarlıklar arkalarında bir sembol bırakır ve bu sembolün taşıdığı bir mesaj vardır mutlaka. Çinliler için geçmişlerine dayanan ejderha ne kadar kutsalsa bizim için de Bozkurt en az o kadar kutsaldır.
Türkmenistan’a da gitseniz, Kazakistan’a da gitseniz, Azerbaycan’a da gitseniz, marsa da gitseniz! Türk varlığını bozkurta borçludur. Oğuz Kağan Destanı’nda Türk’ün atası Oğuzhan savaşa giderken boz yeleli bozkurtun her zaman ordunun önünde gittiği, Türklere yol gösterdiği, utku kazandırdığı yazmaktadır. Bozkurt Destanı bittiği yerde Ergenekon Destanı başlar. Ergenekon Destanı ise Türk - bozkurt ikili ilişkisinin en bilinenidir. Dağdaki demiri eriten Türkler, bozkurt önderliğinde Ergenekon’dan çıkar. Tıpkı bozkurt gibi Türklerde esareti kabul etmemiş ve bozkurtla özdeşleşmişlerdir. Ne demişler aslan ve kaplan güçlü olabilir fakat bir bozkurdun sirkte gösteri yaptığı görülmemiştir.