Sayfa Yükleniyor...
Ölmeden önce ne yapmak isterdiniz? diye sorulur hep. Bugün farklı olarak; ölmeden önce ne yaşamak istiyorsunuz? diye sormak istiyorum sizlere. Mesela Antik Çağ’da yaşamak ister misiniz? Ya da hayal ettiğiniz her şeyi bulabileceğiniz bir çarşısı olan yerde? Tabi elle tutulur gözle görülür somut hayaller kurun ama :) Ya da başka başka yaşamlar. Bunları yaşamanın tam şu an mümkün olduğunu söyleyebilirim sizlere. Bugün 4 Şubat Dünya Kanser günüymüş. Bazen kendimize ya da sevdiklerimize ne kadar kaliteli bir yaşam sunabileceğimizi bilemiyoruz maalesef. Ama farklı bir önemi olan bugünde, güçlü duruşumuzla güzel şeylerde bahsedelim. Mesela İzmir’den... İzmirli okuyucularım ne kadar şanslı olduğunuzun farkına varın lütfen ve bulunduğunuz şehre farklı bir bakış açısıyla bakın bugün. İzmir’de yaşamıyorsanız da hayatınızda en az bir kere İzmir’i yaşayın. Bir daha unutamayacaksınız zaten.
Derin sessizliğiyle zamanı, akarken durdurduğuna şahit olduğumuz, birbirini seven tinlerin buluşma noktası, İzmir Saat Kulesi. Sabah kahvaltınıza körfez manzarasının eşlik ettiği, iki caddeyi birbirine bağlayan Tarihi Asansör. Düşman işgalinden kurtulan güzel şehrimiz İzmir’imize ilk Türk bayrağının asıldığı asil Hükümet Konağı. Ulu Önderimizin İzmir’deki evi, sıcak yuvası, Atatürk Müzesi. İzmirli olmayanlara bile sorsak bilmeyen yoktur Kemeraltı Çarşısı’nı. İçinde 15 bin dükkanıyla bizi selamlıyor bu tarih sanat yuvası. Camisiyle, Kızlarağası Han’ıyla. Taştan toprağa aradığınız ne varsa Kemeraltı Çarşısı’nda. Gezilecek yerler dedik, tarih dedik. Bu yönden bir şehri en iyi anlatan şey de arkeoloji müzesidir bence... İzmir’de ve çevresindeki yerlerde yapılan kazılarla şehrin eski tinini yaşamanız için İzmir Arkeoloji Müzesi sizi bekliyor. Kimi zaman bakım evi olmuş kimi zaman doğum evi kimi zaman hastane kimi zaman yetimhane. Oldukça ilginç yapısı duvarlarında ise mezar taşlarıyla dikkat çeken bir diğer müze, İzmir Etnografya Müzesi. İzmir halkının sosyal yaşamından kopan figürlerle çıkıyor karşımıza. İzmir’in kültür sentezi yaşadığı Bizans, Roma ve Osmanlı’nın izlerini taşıyan ve bizim bu kültüre sahip çıkmamız gereken, Büyük İskender’in rüyası, sessiz ve eşsiz Kadifekale. Antik Çağ’ın çocukları değiliz belki ama bu çağı yaşamak Efes’le mümkün. Selçuk sınırları içerisinde tiyatrosuyla, kilisesiyle hem dini hem de sosyal zenginliği olan bir çok ülkenin rağbet ettiği bir kent. İzmir’in merkezindeyken sizi alıp bambaşka bir şehre bambaşka bir kültüre götüren Agora... İzmir Tarih ve Sanat Müzesi, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi, St. Polycarp Kilisesi, Bet İsrael Sinagogu, Hisar Camii ve daha fazlası... Hitit, Frigya, Lidya, İyonya, Bizans, Roma, Pers, Moğol ve Osmanlı gibi bir çok medeniyetin silinmez izlerini barındıran, tarihin farklı bir çok müziğine eşlik etmiş bu güzel şehir... İzmir. İzmir’imiz... Mavi denizlerin gözlediği, güneşin en sıcak dokunuşuyla sarıldığı bu muhteşem şehir. Ulu Önder Atatürk’ün Milli Mücadele uğrunda 3,5 yıl düşman işgalinden kurtarmak için mücadele ettiği ve Türkiye Cumhuriyetimizi kurma kararı aldığı bu muhteşem şehir. 9 Eylül 1922’de Belkahve’den kahvesini içerek uzun uzun izlediği bu muhteşem şehir... Bu şehirde yaşıyorsak şanslıyız. Bu şehri yaşadıysak, daha da şanslıyız...