Sayfa Yükleniyor...
M.S. 6 yüzyılda Bağdat Kütüphanesi yakılmış ve Ortadoğu’nun tarihi yok edilmiştir.
M.S. 13 yüzyılda İstanbul Kütüphanesi haçlılar tarafından yakılarak Bizans’ın tarihi yok edilmiştir.
M.S. 14 yüzyılda Katolik kilisesi, Katarların kitaplarını ve Skolastik düşünceye aykırı gelen diğer kitapları yaktılar ve büyük bir değeri yok ettiler.
İspanyollar, fethettikleri Endülüs Emevi Devleti’nin Avrupa topraklarına sinen İslam izini silmek adına M.S. 14.-15. yüzyıllarda Endülüs Emevi Kütüphanesini yaktılar. Ardından bununla da kalmayıp M.S. 16. Yüzyılda; Maya ve İnka uygarlıklarına ait el yazmalarını yaktılar.
Naziler tarafından 1945 yılında Berlin Kütüphanesi yakıldı. Bu vahamet Yakın Avrupa tarihinin en büyük kaybı olmuştur. Almanya’nın milli ve siyasi görüşüne uygun olmayan kitapları, Yahudilerin kaleme aldığı kitapları yaktılar.
2003 yılındaki bilgi katliamı da Bağdat Kütüphanesi’nin yakılması ile gerçekleşti. Kütüphanede geçmiş dönemlere ait kitap ve dergilerin yanı sıra gazeteler, fotoğraflar mikro filmler ve haritalar da yer almaktaydı. Ayrıca Osmanlı dönemine ait pek çok belge, kitap ve dergi de bulunmaktaydı. Irak’a ait yapıtlar; Bağdat Ulusal Arşivi, Kur’anlar Kütüphanesi, Ulusal Kütüphane, Evkaf Kütüphanesi, Beyt’ül-hikme Kütüphanesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Kütüphanesi ve Sahaflarla ünlü olan El- Mutanabbi Caddesi’nin yakılması ile Irak’ta köklü bir medeniyet sıfırlanması yaşandı. Yangınlara baktığımızda hepsinin ortak amacının ya din savaşı olduğunu görüyoruz ya da yeni gelen devletin eskide var olan devletin izini silme amacı güttüğünü görüyoruz. Toplumlara baktığımızda bir önceki medeniyetin bilimini ilerleteyim insanlığı ileriye taşıyayım gayesi maalesef ki görünmüyor. Kendi toplumumuz açısından konuşacak olursak bilinen 16 bin yıllık Türk tarihimiz olduğu kanıtlanmış bir gerçek olsa da maalesef ki 16 bin yıllık geçmişimizin yapıtlarını bir arada bulundurduğumuz bir kütüphanemiz yok. Kitap ve makale okumayı da sevmediğimiz için kendi öz toplumumuzdan bihaberiz. Bilimin elimizdeki telefonlardan ibaret olduğunu sanarak yaşıyoruz. Toplumumuza küçük bir katkımız bile olmadan toprağa karışıyor bedenlerimiz. Gerçekten biz bu muyuz? Hayır. 16 bin yıllık geçmişe sahip Kadim Türk toplumu, ecdatlarının başarılarına bak ve özüne dön! Tarihin gerçek kahramanları, tarihi iyi bilenlerdir.