Bugün Smyrnanın katillerini, çevremizi saran ihanetleri, politikacıları, bürokratları ve hırsızları yazmayacağım.. Hırslarının peşinden koşan zavallı insanlar ve egolarını, şiirsiz ve aşksız yaşamın cehennemini yazmayacağım.. Bugün size özel olarak ölüm tarihimi bildirmeye, hepimizin hayatındaki o mistik anın simgesi olan rakamlardan en ilginç olanı, 7 rakamı ile olan ilişkimi; bana ait özel bölümleri saklayarak sizinle paylaşmaya karar verdim.
Hayatımızın başlangıcında şunlar yazılıydı.. Tanrı sevdiği kulları, karışmasın diye numaralandırır. Benim de şansıma doğumumla birlikte çenemde 7 rakamı basılı olarak doğdum. 7. ayın ilk gününde. Yani,Temmuzda..
Benim için iyi ve güzel olan bu başlangıç veya 7 rakamının gizemiyle hayata sarılmanın artılarını hep yaşadım. Hayatın en şanslı kullarından biri olarak bu rakamı seviyorum. Benim gibi birçok insanın hayatında da çok önemli rol üstlendiğini de tahmin ediyorum..
Örneğin ben, 7 rakamlı bir ay veya günde öleceğimi biliyorum..
Size biraz abartılı gelebilir ama yaşadıklarım, 7. ayda başlayan hayatımın yine mutlaka kutsal saydığım 7 rakamlı bir günde sona ereceğini biliyorum.. Bu nedenle 7 rakamı, 7. aydan ürküyorum.. Veya çocuklar gibi neşelenip mucizeler ve sürprizler ayının-rakamının hayatımda açacağı yeni sayfaları ilgiyle merakla bekliyorum..
İnanılır gibi değil.. 7 rakamı çocukluğumdan beri hayatımı şekillendirmeye devam ediyor. Yalnızca benim mi ! Bütün insanlık tarihinde gizemli yerini koruyan tek rakam..
Dünyanın 7 günde yaratılmış olması, gökkuşağının 7 renkten oluşu, Dünyanın 7 Harikası
7 kıta, 7 okyanus, dünyanın çevresinde 7 gezegen, Büyük Ayının 7 yıldızlı oluşu, Tibetde 7 Buda, Çinde 7 kutsal element, Hindu geleneklerine göre insan vücudunda 7 çakra, Yahudilerin 7 kollu şamdanı, Pamuk Prenses ve 7 cüceler, 7 Başlı Canavar, bir haftanın 7 gün oluşu, 7 uyuyanlar, 7 kilise, 7 tepeli şehirler, müzikte 7 nota, Mevlananın 7 öğüdü, Antik çağlarda Dünyanın 7 Harikası, Müslümanların haç sırasında Kabenin etrafında 7 kere tavaf etmesi, Şeytana 7 kere taş atması, Safa ile Marva arasında 7 kez gidip gelmeleri, çocukların 7. ayda diş çıkarması, 7 yaşında yenilemesi, 7 kule zindanları, Mısır da Güneş Tanrısı Ranın 7 ruhlu sayılması, Fatiha süresinin 7 ayetli olması, tavla oyununda en yüksek sayının 7 olması, Atatürk adının 7 harften oluşması, 7 düveli yenmesi, ülkemizin 7 coğrafik bölgeye ayrılması, Kabe de 7 minarenin olması, Uğur böceğinde 7 benek, Milli Piyango biletlerinin 7 rakamlı olması, derneklerin en az 7 kişi ile kurulması, 7 aylık doğan çocuğun 8 aylık doğanlardan daha çok yaşama şanslarının olması, 7 rakamının Afrikalılarda Kwanza bayramının sembolü olması, Eskimolarda karın 7 isimli olması, sinemada 7 kardeşler, 7 bela, 007 filmleri ve Tiyatroda Hürmüzün 7 kocalı olması, çiçeklerden 7 veren gül, canlıların yüzünde 7 açık nokta olması, Kızılderililer ve Aborjinlerin 7 mevsim tanımlamaları, Tarot falında 7 rakamının zaferi simgelemesi, Mevlevilerin 7 selamı ve Gökyüzü 7 katmandan oluşması, Mevlananın doğum yılı 1207, Unesco tarafından Mevlana Yılının 2007 olması gibi..
Bu kadar örnekten kendime baktığımda, benim yaşamımdaki olayları da sanki önceden, doğduğum 7. Ayına göre ayarlanmış ve beni peşinden sürüklüyor gibi gözüküyor..
1957 yılının 7. ayında doğmuşum.
1967 yılının 7. ayında İlkokulu, 1973 yılının 7 ayında ortaokulu bitirdikten sonra, 1968 yılının 7. ayın da İzmire göç etmişiz. 1977 nin 7.ayında liseyi , 1981 yılının 7. ayında da üniversiteyi bitirdim.
1982nin 7. ayında Irak-İran savaşı nedeniyle bombalanan bölgeden, kurtuldum. 1983 yılının 7. ayında kısa dönem er olarak askerlikten terhis oldum.
1984 yılı 7. ayında denizci olarak memuriyet hayatım başladı. Artık doğum günüm olan 1 Temmuzu kabotaj bayramı olarak yıllarca kutladım. 1992 yılının 7. ayında liman başkanı oldum. 3 kez sözlendim, üçü de 7. yılında bitti. 1996 yılının 7. ayında ilk evliliğimi yaptım.
Memuriyet hayatımda 7 kez sürüldüm ve 7 kez davayı kazanarak görevime geri döndüm.
7. ayda boşandım. Boşanma davam 7 yıl 7 ay sürdü.. 7.000 tl tazminat ödedim ve aynı davada 777TL nafakaya mahkum oldum. (halen ödüyorum). 2. evliliğim yine 7. ayda oldu. Birçok hukuksal davayı 7. aylar da kazandım. Irak üzerindeki ambargoyu delmek için dünya şairlerinden oluşturulan uçak kaçırma eylem komitesinde 7 . kişiydim. Akşam saat 7 de eylem iptal edildi.. Uçak kurtuldu, sonra ben de..
Bu nedenle 70 yaşına kadar yaşayacağımı sanıyorum veya sonu 7 ile biten bir gün, bir ay veya bir yılda öleceğimi de biliyorum.. Eh , bu yıl biraz kritik.. 1957 yılının 7. ayında doğdum, şimdi de 57 yaşında ve 7. ayındayım... Ve tekrar iki adet 7 rakamı ile baş başayım. Ve müthiş şeyler olacak diye bekliyorum.. Yeniden doğum..
Mutlak olacak.. Kesin.. Hiç bir 7 rakamlı tarihte şaşırmadım.. Boşluk yok.. Mutlaka hayatıma yön veren, anlam katan, eksilten, çoğaltan bir şeyler oluyor. Bu nedenle 7. gün,7. ay ve sonu 7 olan günleri, ayları ve yılları seviyorum.
Bekliyorum bakalım bu ay, bu yıl neler olacak.. Mutlaka ilginç bir şey olacak ve ben bunu sizinle paylaşırım..
Mutlaka sizin de hayatınızda buna benzer anlar ve anılar oluşmuştur. Peki hiç düşündünüz mü? Bu kadar rastlantı olabilir mi diye.. Rakamların gizemi veya ifade ettikleri anlamın, insan hayatı üzerindeki etkisi nasıl oluyor diye.. Açıkçası ben merak ediyorum.. Ve bu konuda yaptığım araştırmaların hiç biri beni tatmin etmedi. Devam eden hayatın kendisi de bir gizem.. Bir varoluşla-yokoluş arasındaki uzaysal saniyelik bir sürecin içini doldurmaya-anlam katmaya çalıştıkça, zamanın uçarılığı karşısında şaşırıp duruyoruz.
Bu nedenle bu telaş.. Bu nedenle aynı anda on iş birden yapma kargaşası.. Bir çırpıda geçen hayata biraz daha anlam katmak ve bir misyoner titizliği ve telaşıyla çok kişi ile çok iş yapmak..
Ama öyle, ama böyle sonuç da zaman geçiyor.. Hayatımızın yarısı hep bu telaş ve kargaşa içinde sürüp giderken bir yerlerde noktalanacak.. Bizim için hayat bitecek, ama bir başkası için yeni başlayacak. Bu nedenle bizim yokluğumuzun yarattığı boşluk çok kısa bir süre sonra dolup devam edecek.. Bu hayatı çok da sevmemek gerekir. Tutunup da bağlanmamak gerekir. Bir gün en çok sevdiğimiz insanların aniden yok oluşlarına alışmak ve kabullenmek, hayatın bir gerçeği.
Yani, hayat kadar ölüm de gerçek. Kokladığımız güllerin bir süre sonra solmasına, rengi ve şeklinin değişmesine şaşırmıyorsak, hayatımızın ani değişimi de bizi veya kalanları da şaşırtmayacak. Yağmur aynı bulutlardan değil ama sürekli yağmaya devam edecek.