Sayfa Yükleniyor...
Dünya Şiir Gününde, hayatın ve aşkın ırmağında ıslananları bir şiirimle selamlamak istiyorum Bu şiir, sevdaya yol olsun
Uykuya doymadı çocuklar. Ekmeğe ve süte.. Oyuncağa ve baba sıcaklığına.. Annenin ninnisine, toprağın saklambacına.. Dayının terli bıyığına, teyzenin nasırlı ellerine.. Amcanın çaresizliğine Rüzgarın yelkenine, dağların kekliğine, suların serinine.. Yangının mevsimine, soğukların değirmenine ve hayata ve oyuna doymadan gittiler... Gittik.
Hayat pencereden bakıyordu. Bedri Karayağmurlar da yaşlı bir evin cumbasından.
Dünyanın en şanslı insanları ressamlardır.
Yıllar önce,kıvırcık saçlı kadın,Feyza ablamla elimizde bu kentin bütün yükünü saklayan 10 bavulla ( iki bavul aslında ) İzmir terminalinden İstanbula, ordan kağnıların en büyüğü otobüsle Tito Yugoslavyasının başkenti Belgrada gidiyoruz..Yanımızda bacağı kırık, koltuk değnekli gazeteci yazar arkadaşım Yılmaz Soytürk ile zaman makinesine bindik..Feyza ablanın bavulları ve Yılmazın koltuk değneklerinin zamanı donduran ağırlıklarıyla güç bela vardık Belgradın sabahına..Her yer gül kokulu bir yağmurun ayak izlerini saklayan temizlikte.Sistemden mi, insanlardan mı, farklı bir serinliğin iç rahatlığıyla tren istasyonunun önündeki geniş alınlı kafeteryaya oturduk..Türkçe off..Bavullar yanımızda.Birbirimize bakıyoruz.
Azalıyoruz... Sürekli azalıyoruz...
Hayatın dar sokaklarında ayak izlerinin içinde biriken suların aynasından uçtu kuşlar. Kanatlarını rüyalarımıza vererek gittiler. Sessizce uykudan uyanmış ellerimizin şaşkınlığıyla. El sallamadan rüyalarımıza ve donup kalan gölgelerimizle. Oyuncakları kırılmış çocukların şaşkınlığıyla baktık arkalarından dostlarımızın. Rüyalara karıştılar. Bulut olup yağmura koştular. Çiçek olup rüzgarda kanat izlerinde yaprak bıraktılar. Ve gittiler ellerinin sıcaklığını, umutlarının çılgınlığını bırakarak saçlarımızda.
Havada sırılsıklam yağmur toplanıyordu. Uzun soluklu masallardan kaçıp gelen kuşlar, son şarkılarını söylemek için koşturan çocuklara hüzün bakıp kanat verdiler... Zaman durmuş saatlerin içinde usulca kabuğuna çekiliyordu Çocuklar, çocuk olmanın rengindeydi. Ve uzun kuyruklu bir uçurtmanın peşinden uçarak kuşlara doğru koştular... Kanatlarıyla anılarını saklayarak kondukları Kadifekaleden körfeze son kez uçmanın serinliğini, yağmurun ılık damlalarıyla gözlerine silip sustular Gözleri buğulandı çocukların, kuşlar kanat renklerini kızıla boyayıp attılar yolun taşlarına, hayatın sığındığı renklere, rüzgarın kardeşliğine, kurtuluşa Devrime
Parti programları, partilerin siyasi kimliğini ve hedeflerini belirleyen en temel belgelerdir. Programlar ayrıca, somut sorunlara somut çözümler öngören metinlerdir. O nedenle, özellikle günümüzde parti programlarının, partililerin ve toplumun katılımına açık olarak yapılması son derece önemlidir. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaşın Sunuş yazısıyla bize gönderilen CHPnin Kültür-Sanat Politikası kitapçığında iyi niyetle sıralanmış sorunlar ve çözüm önerilerinin yetersiz kaldığını veya güncelleştirilmesi gerektiğini gündeme getirmiştir.
Sanat formasyonu almış insanlar çok şanslı insanlardır..
Karanlık ve derin gökyüzünün içindeki pırıl pırıl inci tanelerini; yıldızları sevgilisine armağan eden insanlar öldü. Gökyüzüne bakıp mutlu ve güzel bir gelecek hayal edenler veya kayan her yıldızın arkasından ölecek birisini veya gizemli bir haber beklemenin sayfalarını düşünen insanlardan kimse kalmadı. Bu sonsuz atmosferin içinde kaybolanların ayak izleri de silindi. Artık gökyüzüne bakıp da romantik bir atmosfere hayallerini serpen kuşağın son küheylanları da gitti..
Edebiyatın yarattığı dostluk ortamı diğer sanat dallarında var mı bilemiyorum Ama şiirle, öykü, deneme veya roman içinde yoğrulan ruhların yaratıcıları, birbiriyle karşılaştığında aynı dili konuşması ve birbirini herkesten daha çok algılamasının keyfi farklı olur.
27 ülkede temsilciliği bulunan Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliğimizin Türkiye kurucu üyelerinden, Fotoğraf Sanatçısı sevgili İskan Kazak arkadaşımın önerisiyle başlatılan Deniz Yıldızlarından Kardelenlere sevgi ve dayanışma projesinin son basamağında, hayırsever dostlarımızın katkılarıyla toplanan bağışların dağıtımı için Hakkari yollarındayız.
Kentler kimlikleriyle yaşarlar..Çocuklar ve kuşlar da öyle.
Kentler kimlikleriyle yaşarlar. Çocuklar ve kuşlar da öyle.
Dünyanın en güzel insanına dokunmamışsanız tanışmış sayılmazsınız..
Bilgelerin sabır tespihinden kopan inci tanelerinin renk değiştirdiği kıyılarda saklambaç oynayan zeytin ağaçları da kıvırcıktı. Ve tarih çocukların anılarında uçurtma olmadan önce zamanla içine kapanan bu kıvırcık sayfalarla başlardı. Pencere açıldı, maviye boyalı kepenklerin arasından küçük bir kız baktı..
Başta Fransa olmak üzere bütün Avrupa ülkelerinde gelişen ırkçılık hareketlerinin temelinde kapitalizmin çöküşü yatar... Daha doğrusu dini ittifak zemini üzerinde gelişen kapitalizmin; ünlü çıkar ilişkiler platformu, Avrupa Birliğinin iflas çanlarının artan çığlıklarını duyuyoruz.
İnsanlık tarihi açısından Fransanın sicili bayağı bozuk. Olumlu, olumsuz etkileriyle uygarlığın gelişimine katkı koyduğu gibi, yeryüzünde uygulanan katliamların da başrol kahramanlarındandır.
Seni sevdim Madrina. Doğumumla başlayan yangınların ilk kıvılcımını gözlerinden almıştım Madrina.Sonra saçlarının, ekin sonrası dağınıklığı ve ellerinin sıcaklığı rüyalarıma..Kutsal bir sayfadan çıkıp gelen bir rüyaydın yoksulluğuma.Açlığımı örten umutlarımın ateşi hep seni taşıdı geleceğimin mevsimlerine.Çocuktun ve hep ordaydın Madrina..