2

BAK SEVGİLİM


  • Oluşturulma Tarihi : 04.11.2014 08:05
  • Güncelleme Tarihi :

BAK SEVGİLİM

Her zaman derim, şimdi de derim

ısırgan otları koymayın başucuma

papatya, nilüfer, yasemin

karanfil ve nar çiçeği dizin

yıllanmış çınar ağaçlarının serin gölgeliğindeki masama

kır çiçeklerini açın bir bir

duymadığım şarkıları söylesin, sarıdan yeşile yaprak

ruhuma işlesin güzelliği doğanın

yatışsın doruk noktasındaki, eylemi ellerimin

sen suna boylum, sevgilim

sen her gece saramadığım mor menekşem

göksel derinliğe gömülü gözleriyle karım

sarıl biraz daha yorganına

bilirsin soğudu havalar, üşütmeyesin

 

bu gece gök duru ve kara

gök  yıldızlarını saklamış bir avuç

usumda ateş böcekleri

kurşun gibi delip geçiyor sessizliği kedi gözü

 

bir çalı çırpı yakmak istiyor canım

ısınsın ellerim doyunca

doya doya seyretmeliyim ateşi

hem bugün derinden yükseliyor

çan vuruşlu kalbimin yankısı

oysa ben doğduğumda 

ılıktı eser

ateşti gök

 

biliyorum yadırgarsın sevgilim

her gece suskunluğunu, ıssız bir çöl gözlerimin

çitlenbik ağaçlarını, söğüt ağaçlarını

dağ kestanesini öpüşüm

 

bak sevgilim

bir gecekondu

yan yana uzanmış çıplak çocuklar

pembe ayaklarıyla güvercin uçuşuyor avuçlarında

bak, fırından yeni çıkmış köy ekmeğinin kokusu

soğuk yele yüklenmiş karşı dağlardan

bak sevgilim

ege denizi coşmuş, yırtıyor dalgaları

keskin kayalar, martılar ürkek

karanlık banyosunda bugün  yosun

 

sen şimdi uyuyorsun

gökyüzünün yutmağa ant içmiş

yıldızlarını sarıyorum tel tel saçlarına

aç gözlerini, bak sevgilim

selam yolluyor fabrikadan gece  emekçileri

bir meyve düşüyor dalından

başaklar kırılıyor bizim memlekette

oysa ilk yazın sürecindeydi  tenimizce o başaklar

yeni kucaklamışlardı ince kollarıyla güneşi

duyuyor musun gece çığlıklarını

bir bıçak yırtıyor kulakları, bir çocuk ağlıyor

bir kedi sokakta kalmış

uzak bir evin damında, yorgun düşmüş yavru serçe

 

bak bir seyyar satıcı

son geçişinde, terli sürükler arabasını

bir gün daha ezikliğin yorgunluğunda

ninni söyler mırıldanarak

yavaş yavaş kepenk indiriyor kaldırımlar

karşı sokakta bir çocuk doğuyor, karşılar yolunu gözyaşları

yaşlı bir kadın kilim dokuyor

nakış işliyor çeyizine bir genç kız

aç gözlerini, bak sevgilim

bir tohum düşmüş toprağa, irice bir tohum

boy verme zamanıdır bu sabah

 

bak bir türkü tutturmuş delikanlı

bir saz çalıyor, ardarda yakılıyor sigaralar

yalaklar bulanıklığını yitirmiş yakın bir köyün çeşmesinde

dinleniyor  harman  bitimi, orak, tırpan, döven

ada çayını, acı kahvesini, yudumluyor bir yorgun baba

kızgınlığı sürüyor, çekice dövülen örsün

hazırlanmakta  at arabaları

birlikte yürüyüşün, tepelerden

bu topraklarda

 

bak sevgilim, gün ışımakta

işçi otobüsleri sıra sıra, yanaşmakta duraklara

insanlar koşuşuyor.. koşturacaklar da

yorgun dizlerinin üzerinde

 

bu sabah, yarın sabah

yada öbür gün sabah

daha hızlı, daha dinç dizlerinin üstünde

koşturacaklar, yeni yaşama doğru

daha güzel günlere, koşturacaklar yorulmadan

doğum sancıları çekiyor şimdiden gecelerden, o sabah

ufukları yırtacak adımlar. eyleme geçecek,

çekice dövülen örs, tırmık, orak, döven

meyve verecek yere düşmüş tohum

gülecek içten ağlayan çocuk

bir türkü tutturacak, seyyar satıcı

her günden değişik

açacak kepenklerini yol...

BAK SEVGİLİM
Ümit Yaşar Işıkhan
Yazarımız Kim ?

Ümit Yaşar Işıkhan