Bayramları toplumsal bir harç olarak görüyorum. Kimin ve hangi bayram olursa olsun, toplumun birlikte kutladığı, paylaştığı bütün ritüelleri önemsiyorum. Kaldı ki, bütün dinlerde inançla pekişen böyle özel günlerin insanları birbirine yaklaştırması, sosyal paylaşıma rehberlik etmesi, birbirine sarılması, barışması, toplumsal yaşam adına da çok önemlidir.
Öncelikle saygı
Hangi kimlikten olursa olsun, kendi yaşam dizgesi içinde önemsediği ve kendi gerçekleri doğrultusunda bu etkinlikleri gerçekleştirmesi, kültürel boyut olarak geleceğe taşıması gereken değerleri muhafaza etmesi ve önemsemesine saygı duyulması gerekir.
Toplumsal yapı içinde önemsenen bu ritüellerin yaşatılması bütün toplumlarda, ayrıca yönetici erkin görevleri arasındadır.
Evet, amenna İnandık
İster dini bayramlar, ister milli bayramları kutlarken çevremizde var olan olumsuzluklar ister istemez hafif veya derinden bir burukluk da bırakmaktadır.
Sen burada eğlenirken, haksız yere tutuklanmış birilerinin acı çekmesini bilmek, aç insanların hızla arttığı bir dünyada, bolluktan şımarıp mevcut ve sınırlı kaynakları gereksiz yere harcamak, sen eğlenirken komşunun hastanede can çekiştiğini bilmek, her gün her yerde patlayan bombaların başka bir ülkede bile olsa, insan ölümlerine, çocuk ölümlerine tanık olmak insanı acıtır.
Dünyanın küçüldüğü bir zaman diliminde hala toplu halde bayram yapabilecek bir aşamaya gelememiş olmamız, insan evrimini hala tamamlayamadığını da gösterir.
Dünya halklarının barış içinde ekmeklerini paylaştığı, sömürünün bittiği ve kardeşçe birbirine sarılması aşamasını sağlamadan insanoğlunun Ayı, Marsı, uzayı fethetmesi komik geliyor
Afganistan da yıllarca devam eden iç savaş, Natonun Birleşmiş Milletler desteğiyle bir halkı yok etmesi, doğal kaynaklarına el konularak yoksulluğa terk etmesi, milyonlarca kara mayını ile aç ve sakat bir toplumun oluşmasına ve bütün bunların modern hayatın merkezinde yer alan insan hakları havarisi kesilen ülkelerin desteği ile yapılması kabullenilir gibi değil
Irak-İran savaşıyla iki Müslüman ve zavallı halkı birbiriyle savaştırıp milyonlarca insanın ölmesini sağlayan bütün ülkelerin yediği insan eti, içtiği kandır. Emperyalist ülkelerin bu acımasızlığı karşısında susan bütün insanlar din, dil, ırk ayırımı yapmadan bu katliamlarda suç ortağıdır. Yakın dönemde işgal edilen Irakta dünya mirası kültürel değerlerin talan edilmesi, hala her gün bir yerlerde araç patlatılması ve masum insanların öldürülmesi insanlığın utanç tarihine yeni sayfalar eklemektedir.
Komşumuz, tarihsel kardeşimiz Suriye de ipini koparan örgütlerin hem de aynı dinden örgütlerin çoluk çocuk yaşlı genç, kadın ayırımı yapmadan komşularını, kendi insanını öldürmesini ve bütün bu kan deryasına bakıp da bunu dini inançla buluşturması vahşetini hiçbir dine sığdıramıyorum Arada kalan değişik din ve ırktan insanlara uygulanan vahşeti ve bu çağda hala bu tür ayrılıkçı düşünce ve eylemleri algılamakta zorlanıyorum.
Libya da milli kaynaklarını millileştirmiş ve halkının refahı için harcamaya çalışan ama deli ama akıllı bir lideri, halkı kandırılarak iç savaşa yöneltilmesi ve kendi liderini kendisi linç eden toplumun hepsini suçlayamıyorum Ancak bu olaya karışıp da Müslümanım diyenleri, kendi dinlerinin katili olarak görüyorum..
Mısır da demokratik seçimle iktidara gelenleri askeri darbe ile indirip, karşı çıkan yurttaşını kendi ibadethanelerinde camide tarayarak öldürmelerini hiçbir demokratik yapılanmaya,inanç özgürlüğüne sığdıramıyorum..
Müslümanların kutsal mekanında, Mekke de, Medine de kanlı postallarıyla, ahlaksızlıklarıyla Conilerin, Amerikan askerlerinin dolaşmasına, ülke yöneticilerinin hala kendilerini Müslüman saymalarına, kendi halklarına kan kusturmalarına karşı aydınların duyarsız ve görmemezlikten gelmelerini hazmedemiyorum...
Kendi ülkemde, demokrasi taleplerini romantik bir sahnede dile getiren gençlere karşı orantısız güç kullanılmasına, gaz fişekleriyle gençlerimizin öldürülmesine, demokrasi adı altında faşist bir ruh inşa edilmesine, ülkede korku imparatorluğu kurarken her yolu mubah görenlere suskun kalamıyorum
Filistin Kanayan yüreğimin yorgun sayfası On yıllardır işgal altında Binlerce gencini şehit vermesine, topraklarının tümü işgal altında olmasına rağmen,Birleşmiş Milletlerin yanlı yaklaşımını ve İsrailin uyguladığı soykırımı şiddetle kınıyorum..
Balkanlarda yaşayan Boşnak Müslüman halkların kendi topraklarından sürülmelerine,onlara uygulanan şiddeti ve soy kırımı, öldürülen binlerce insanın çığlıklarına sırtını dönen faşist ırkçı yapılanmalar; Rusyayı,Yunanistanı,Sırbistanı ve bütün Ortodoks ittifakının bu çağa yakışmayan düşünce ve politikalarını o halka yakıştıramıyorum.
Kendi ülkemde Roboski katliamını yapanları ve bunca zulüm karşısında suskun kalanları, Suruçta bu ülkenin otuz bir gencini öldürenleri, Cizrede açık hapishane yaratanları, kendi halkını ve kendi dağlarını otuz yıldır bombalayarak düşmanlık tohumlarını sulayanları affetmiyorum.
Ezidi halkını, Süryanileri, Ermenileri, Müslümanları, Türkleri, Kürtleri, Arapları kısacası yoksul ve mazlum insanları öldüren, göçe zorlayan ve Ortadoğuyu mezbahaya çeviren İnsan hakları maskesi takmış, demokrasi havarisi kasapları ve beslendikleri zihniyetin ana kaynağı olan global sermayeyi ve Amerikan emperyal bekçilerini ve uşaklarını, devletleri, derin yapıları, Gladyoları, PKK terör örgütünü bütün dil din ve ırklarda şiddetten beslenenleri, hayatı kana bulayanları ve kandan beslenenleri şiddetle kınıyorum
İşte bu münhal üzerine, bayram sizin neyinize
Bayram benim neyime
Çocuklar, analar, babalar öldürüldükçe, aç kaldıkça, evinden, sevdiklerinden, kedilerinden, toprağından uzak kaldıkça ne anlamı var bayramların. Ekmeğe doymadan ölen bu insanlar var oldukça nasıl eğlenebilir insanlar, nasıl sarılabilir çocuklarına hayat.
Biliyorum ve inanıyorum, en güzel bayramı, Barışı hep birlikte kardeşçe ve eşit yurttaşlar olarak kutlayacağız bu topraklarda. Yeter ki, dostça ve sevgiyle uzansın birbirine yüreklerimiz Ellerimiz