2

Demokrasi Ve Şehitler Mitingi


  • Oluşturulma Tarihi : 09.08.2016 06:58
  • Güncelleme Tarihi :

Pazar günü İzmir kendi ruhuna uygun bir gün yaşadı. “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” nedeniyle bütün Ege’nin kalbi Konak Meydanı’nda attı. Heyecanla, hüzünle, umutla hayatın bütün renklerini kuşanmış insanlar, çoluk çocuk, yaşlı, genç düğüne gider gibi neşeli ve heyecanlı bir sayfada konak meydanında buluştular.

Mevsim yaz. Mevsim yangınların en çılgın saati. İzmir’e akın akın gelen Kuva-i Milliye’nin torunları alanları dolduruyor. Heyecanla koşturuyorlar saat kulesinin gölgesine, Kemeraltı girişine yakın noktadaki ağaçların gölgesine... Deniz kenarından gelen şortlu kızımızın yanında türbanlı bir kız bayrağı sallıyor. Çocuklar  annelerinin peşinden bayram yerine gider gibi şaşkın . Anneler, babalar yıllardır görüşmedikleri dostlarıyla karşılaşıyor. Bedenler ve yürekler sarılıyor. Gözleri dolu dolu  kucaklaşıyorlar. Dertleşiyorlar. Bunca şarkılı - türkülü açılışın son sesleri arasında kendi yürek çırpınışlarını  Valiliğin damına çöreklenmiş binlerce güvercine armağan ediyorlar.

Bayram yerinde hayat. Bayram telaşında insanlar ve bir yumruk olmuş sloganların arkasından  demokrasinin güçlü sesini, marşını  ve anaç  sıcaklığını paylaşıyorlar.

Sahnenin hemen arkasında yazılı  “Zafer Demokrasinin Meydanlar Milletindir” sloganı rüzgar olup uzak kıyılardan gelen insanların yüreğine ve oradan gözlerine düşen serin bir gölge oluşturuyor.

Bu insanlar koca şair, Nazım Hikmet’in şiirindeki “ Büyük İnsanlık”ın ta kendisi…

“Büyük insanlık gemide güverte yolcusu büyük insanlık.”

Konak Meydanı’na akın eden binlerce insan... Bayrak, flama, şapka ve kokart satanlar… Gevrekçiler, çaycılar tatlı bir telaşın içinde akıp geçen  inançlı insanlar hepsi ortak bir paydanın sayfasında, aynı kaderi yaşamanın ve belki de aynı kaderi değiştirmenin  buruk sevincini yollara, uzun yollara serperek koşturuyorlar...

Ellerinde kırmızı beyaz bayraklarıyla, flamaları ile koşturuyorlar... Umutla, dirençle ve birbirlerine gülümseyerek ve birbirlerinin kaderine dokunarak geçiyorlar tarihin unutulmaz sayfalarından...

Bunlar Nazım Baba’nın büyük insanlığı... Yurtlarından, dağlarından, gölgesinde hayaller kurdukları ağaçların filizinden, ekmeğin sıcaklığından, yârin umutlu bakışlarından gelen insanlar... Günübirlik iş bulduğunda içten içe sevinip yüreğini içine gömenler, yerde bulduğu bir parça ekmeği öpüp alnına koyanlar, lokmasını kendi gibi yoksullarla paylaşanlar... Aç, yoksul, işsiz ve umutsuzca inşaatları sırtlarında yükseltenler... İnananlar, inançlılar, ruhunu  komşusuna  armağan eden, lokmasını da paylaşan insanlar

Darbeye karşı birlikte omuz omuza yürümenin,  ortak sevincini taşıyarak koşturuyorlar... Alanlara... İsyana çağıran bir rüzgarın atlarını yüreklerinden dışarı çıkarıp hep birlikte toprak kokusuna, hayat ve özgürlüğe, bağımsızlık çığlığına koşuyorlar…

Kadınlar bol ve renkli; çiçekli desenlerde katlanmış aşkların suskunluğunu saklayan giysilerine türban çekmiş, sürmeli   gözleriyle... Ellerinde sıkılmış ruhların ve hayallerin peşinden kendi umutlarına koşan sese gidiyorlar... Ellerinde çocuk arabaları, ellerinde ekmek arabaları, ellerinde umudun son tekerleğini hayata armağan eden medeniyetin ilk ve tek sahibi olarak koşturuyorlar... Aydın’dan, Manisa’dan, Denizli’den, Muğla’dan, bu ülkenin yüreğinden.

Çocuklar bayram yerinde... İlk defa ırk din, dil ayırımı. Siyasi görüş ayırımı yapmadan   alanlarda yan yana ve aynı kaderi paylaşan insanlar kendi vatanlarına, kendi Cumhuriyetlerine, kendi kaderlerini belirleyen direncin onurlu sesine koşuyorlar.  Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde; satılmış Feto’nun asker kıyafetli  hainlerine, tanklarına, uçaklarına karşı kendi bedenlerini siper yaparak bir milletin kaderini değiştiriyorlar.  Başbakanın, muhalefet liderlerinin ve bütün halk bir yumruğa dönüşerek faşist Amerikancı cuntaya karşı  demokrasiyi, seçilmiş iktidarın ve yönetimin kutsallığını bir halkın iradesini  kuşanarak  yollara alanlara ellerinde bayraklarıyla hayata akıyorlar... İzmir; bütün Kuva-i Milliyecilerin, Batı’nın şımarık katilini, Rumları denize döktükleri yerden, ilk şehidimiz Osman Nevres-Hasan Tahsin’in parlayan gözleriyle  şaha kalkmış özgürlük savaşçılarının  emanetini  tekrar, hem de  hiç beklenmediği an da  tekrar ayağa kalkmasının şanlı tarihini, günlerini yazıyorlar. Demokrasi tarihimizin en soylu sayfasında direnmenin ve  CIA ajanı  satılmış Feto’nun hain asker giyimli katillerine karşı durup ölümü alnından; şehitliğin, sonsuzluğun kutsal şerbetinden  içmeye gider gibi cepheye gider gibi  alanlara koşuyorlar.

İzmir’imizin güzel yüreği  genç ve inançlı Valisi Erol Ayyıldız’ın, çok anlamlı ve güzel konuşması ile başlayan mitingin heyecanı ve kadim dayanışma ruhu  alanları coştururken kürsüden sırayla halkı selamlayan AK Parti ve CHP  parti il başkanları, B.Ş.B. Başkanı  Aziz Kocaoğlu, Eski Kültür ve Turizm  Bakanı, Ulaştırma, Teknoloji ve Denizcilik Bakanı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı; bilim kadını, İzmir’in simgesi güzel insan Prof.Dr. sayın Nükhet Hotar, AK Parti ve CHP İzmir Milletvekillerinin birlik mesajları, Cumhuriyet tarihi boyunca  özlenen tabloyu hafızalarımıza taşıdılar. İşte bu halkın özelliği, buydu; iyi günde, kötü günde birlikte olmak. Bütün kırgınlıkları, siyasi yarışları, egoları bir yana bırakıp düşman karşısında kenetlenebilmek. Kurtuluş savaşında en zor ve kötü koşullarda bile bunu yapan ve başaran bir halkın torunları da aynı şekilde halaya durur gibi kol kola, horon teper gibi omuz omuza, zeybek oynar  gibi  yan yana kenetlenerek, bizi bölmeye, Batılılara ve Amerika’ya kul köle etmeye hizmet eden Feto hainine ve yandaşlarına en güzel dersi veriyorlar...

Koşuyor insanlar... Umuda, dirence, kendini ifade eden bütün renklere... İnancın birlikteliğine, birlikteliğin gücüne, gücün kararlılığına, kararlılığın iktidarına, iktidarın direncine, Cumhurbaşkanının  Kuva-i Milliyeci duruşuna doğru koşuyorlar…

Hainlere karşı, halka silah kullananlara karşı, satılmış işbirlikçilerine karşı ulusal bütünlüğün bütün renkleriyle diri ve dirençli olmaya koşuyorlar. Özgürlük ve bağımsızlığı kendi karakteri sayan Mustafa Kemal’in özlediği günlere, ulusal bütünlüğe ve kardeşliğe, aynı kaderi paylaşmanın sevinciyle  yeni bir dünya için Konak Meydanı’nda  buluştular. Koşturdular... Kavuştular... Sarıldılar... Kazandılar...   

Demokrasi Ve Şehitler Mitingi
Ümit Yaşar Işıkhan
Yazarımız Kim ?

Ümit Yaşar Işıkhan