Sayfa Yükleniyor...
Yerel Yönetimleri nasıl bilirsiniz diye sormayacağım.
Ölülerin arkasından kötü söz söylemeyi yasaklayan bir kültürden gelen bu toplum, gelmiş geçmiş bütün başkanların ne nane olduklarını çok iyi bilir. İyisini de kötüsünü de, hırlısını da, asfaltını da, takunyasını da, boksörünü de bu kenti kasabaya çevireni de iyi bilir ve bir yere de kaydeder. Bu nedenle, halk söylemez, yapar.
İzmir insanı vefalıdır. Bu nedenle asla iyilik yapanı ve kötülük yapanı unutmaz ve beyefendileri takdir ettiği gibi hainleri de mutlaka cezalandırır. Ayrıca bu kentin belleğini tutan gazeteci arkadaşlarımız ve aydınlarımız da asla unutmaz. Tabi, çıkarları doğrultusunda renkleri değişmeyen gerçek yurtsever aydınlardan söz ediyorum. İzmirin kendine özgü ruhunu Roka, balık, boyoza satmayanlardan.
Taha Akyol üstadın İzmir seçmeni ile ilgili saptaması sanırım bazı şeyleri açıklamaya yeterli olur Atatürk döneminde çok partiye geçiş denemesi olan Fethi beyin Serbest Fırkası en büyük ilgiyi İzmir de görmüştü. Bayar, Menderes DPnin, Özal ANAPının kalesi İzmirdi.
Demirelin Başbakanlığı döneminde Asfalt Osman Belediye Başkanlığı döneminde İzmir APnin yıkılmaz kalelerinden biri değil miydi? Sonra Kıbrıs fatihi Ecevitin estirdiği rüzgarla Boksör İhsanın ringe dönüştürdüğü İzmirde, sonra birden bire Özalın partisine; uzun süre sağın takunyacısına yönelen aynı rokacı İzmirliler değil miydi?
Genel olarak liberal sağ kimliğinde olan bu kentin, sola dönük sempatisi; ideolojik duruşundan çok vefalı ve kente/ülkeye yapılanları unutmayan özelliği ile tarih sahnesinde tanıklığını sürdürmeye devam etmesinden kaynaklanmaktadır.
Gâvurluğu da oradan geliyor zaten Bu kent unutmaz.
1867 yılında ilk belediyeyi kuran Smyrnanın asil evlatları olan levantenleri unutmadığı gibi küçük Paris diye anılan bu kenti Ortadoğunun bir kasabasına çeviren vizyonsuz ve beceriksiz yöneticilerini de unutmayacaktır. Son 50 yıldır tanık olduğum bu kentin kabuğunu değiştiren ziynetli zihniyetlerin ve muhterem başkanlarını, benim kadar 78 kuşağım da çok iyi bilmektedir.
Yeşil İzmiri, yeşil yoksunu Kerbelaya çeviren beyefendileri ve bu kenti Çin settinden gökdelen cehennemine çevirmekle, Agora ören yerinin üzerinde çok katlı beton otoparkı yaptırarak geliştiğini sanan zavallı beyinlerin gerçek anlamda İzmire ihanet ettiklerini bu halk asla unutmayacaktır.
Sarı kışlayı yıkanları da, körfezi doldurarak kanala çevirenleri de; sahilde fabrika yapımına müsaade eden ile kentin kalbine demir çelik (Metaş) ve çimento fabrikasını (Çimentaş) kuranları da Dünyaya açılan İnternatıonal Fair- İzmir fuarını herkesin gözü önünde panayıra dönüştürenleri de Pınarbaşında herkesin masasını koyduğu, ayaklarını serinlettiği, Allahın suyunu fabrikalara satanları da Kentsel dönüşüm adı altında yoksul insanların manzaralı evlerini TOKİye peşkeş çekenleri, bir kilometrelik metroyu on yılda bitiremeyenleri, Balçova da teleferik arızasını on beş yılda tamir edemeyenleri de. Mahalle aralarını çöplüğe dönüştürenleri ve yalnızca lafta devrimci olanları da unutmayacaktır.
Gelişmeyi gökdelen sayısıyla özdeş sayan zavallı mahlukat ekibi ile bu kentin canına okuyan, iki ülkeden iki sanatçıyı ağırlarken uluslar arası havalar atan kentin kültürel haritasından ve potansiyelinden haberi olmayan zavallı kişiler. Sosyalist bir yazar ve gavur İzmirli bir yurttaş olarak sizinle aynı şehirde yaşamaktan utanıyorum.
Ama unutmayın, bu kent vefalıdır, asla unutmaz.
Utanmadan kirli paslı demir yığını üst geçitlerine Akdenizin kültür kenti diye yazan zavallı yaratıkların kör-topal zihniyetleriyle halkla alay etmelerinin unutulacağını sananlar büyük yanılgı içindedirler Bunu asla unutmasınlar İzmir halkı vefalıdır. Hırsızı da, yalakayı da, cahili de, sahtekârını da, maskeliyi de rüşvetçiyi de ve gerçek yurtseverleri de çok iyi bilir.
Son yıllarda, yaz kış, üstü açık duraklarda halkı perişan eden, halk düşmanı ulaşım politikalarını uygulayanları Halkın yürüme alanlarını; kaldırımları beyefendilerin masalarına, eğlence sektörüne babalarının hayrına hibe edenleri Soylu atların nal eskittiği Alsancakı açık fuhuş merkezine çevirenleri; sokak başı-lamba dibi fuhuş ve uyuşturucu pazarına göz yumup genç kuşağı zehirleyenleri, nemalananları ve bunu kendi etik anlayışlarına uygun bulan beyefendileri Halka ait olan bütün mekanları babalarının çiftliği gibi kullananları da Bu halk asla unutmayacaktır.
Gâvur İzmir halkı sabırlıdır. Gâvur İzmir halkı vefalıdır.
Yapılan güzellikleri de unutmaz. Yapılan ihanetleri de
Sahi, bu kentte kaç tiyatro, kaç kütüphane, kaç galeri, kaç kültür merkezi
Kaç park var, halka açık? Pardon, kişi başına düşen yeşil alanınız ne kadar acaba!
Çocukların güvenle oynayabileceği kaç parkınız var!
Sahi kaç dönümlük, kaç meydanınız var? Kaç stadyum, spor merkezi, yelken kulübü, kaç adet sosyal tesissiniz var? Kaç ressam yaşıyor bu kentte, kaç şair, yazar, aydın, bilim insanı Kent ile ilgili kaç AR-GEniz var acaba! Bu mu sizin Belediyecilik anlayışınız, bu mu sizin halkçılık algınız, bu mu sizin hizmet anlayışınız
Expo hatırına, sevgililerinizle gezmeye gittiğiniz ülkelerden hiçbir şey; ilginizi çeken ve Memleketimde de yapsam dediğiniz hiçbir mimari uygulama, meydan, park, müze, galeri görmediniz mi! Hadi yurtdışından vazgeçelim, hiç mi Eskişehire, Konyaya, Gaziantep ve Aydına uğramadınız?
Bu işin sırrını hiç mi merak etmediniz!
Haklısınız, merak etmeye gerek yok. Çünkü siz, askıdaki boş bir ceketsiniz. Biraz buruşuk, biraz lacivert ve kaşar kolalısınız Hiç merak etmeyin, bu gâvurlar zamanı geldiğinde sizi askıdan indirmeyi de bilecektir.