2

HİTLER’İ KİM GÖNDERDİ..


  • Oluşturulma Tarihi : 15.07.2014 06:40
  • Güncelleme Tarihi :

Bütün tek tanrılı dinlerin anavatanı Ortadoğu’da yıllardır devam eden katliamlara varan savaşlar, bu hafta  Siyonist İsrail’in Gazze’ye  saldırısıyla yeniden şiddetlendi.. Emperyalizmin vurucu gücü, karakolu  olarak Ortadoğu’da var olan bu virüsün insanlık tarihinde  yarattığı  travmanın devam edeceğini yine kendi kutsal kitaplarında mevcut olduğunu; yüzyıllarca kutsal  duvarlara yaslanıp ağlayacaklarını ama asla tanrının onları bağışlamayacağını, bütün dünyaya dağılarak, Yahova’ya  karşı işledikleri suçun bedelini  yaşam boyu korku ve mutsuz  olarak  yaşayacaklarını  biliyorlar. Tevrat ve Zebur  tanrının mesajı ise, buna önce kendileri  inanmak zorundalar.

Sodom Gomore den beri  süre gelen  tanrının özel kavmi olma özelliklerini kaybetmelerine  hala ağlayarak  kafalarını kıpanın içinden çıkarmadan  ağlama duvarına  çarpmaları,  tanrıya ihanet etmelerini  bağışlatmaz.. Cinayetlerine devam etmelerinin, tanrıdan korkmadıklarının da göstergesi olduğu için  tanrı tarafından lanetlenmiş bir ırk olarak, asla  mutlu ve huzurlu bir yaşamları da olmayacaktır..

Yazık, Filistinlilerden çok İsraillilere  acıyorum. Hitler’i Tanrı mı göndermişti !..

Yoksa, kendisi de Yahudi  olduğu söylenen Hitler’in  arkasında bulunan özel konsülün planladığı şekilde; yoksul, zayıf ve sakat Yahudileri yok edip, arınmış ve özel seçilmiş Yahudilerin adanmış kutsal topraklara göç etmesini, yerleşmesini  sağlamak ve hızlandırmak için mi  seçilmişti.. Avrupa da, Balkanlar’da ve o dönemin Sovyetler Birliği’nde  yaşayan Yahudilerin  kurulu düzenlerini bozarak, Ordadoğu’ya göndererek vaat edilmiş topraklarda  İsrail devletini kurmak için miydi, bunca senaryo..   Bunca  yoksul ve zayıf Yahudi’nin  yok edilmesi ve  Ortadoğu’da  bütün emperyal güçlerin ileriye dönük rahat kullanabileceği, petrol  pazarını denetim altında tutabilecekleri  karakolun  kurulması için mi Hitler gibi  dengesiz bir lideri kullandılar..

Kapitalizmin, emperyalizmin, rant ve  beslenme kaynakları konusunda  çok rahat uzlaşıp din, dil, ırk ayırımı yapmadan  birlikte hareket edebilecekleri,  yerine göre ortak  kullanabilecekleri  senaryoları olduğunu  herkes bilir.  Burdan hareketle, İsrail halkının geçmişindeki hüzün  ve acılar  Hitlerin armağanı değil, onları kullanmak isteyen emperyal güçlerin, 2. paylaşım  savaşının armağanıdır..

Halen öyle.. İsrail’in şimdi ve ilerde yaşayacakları, tarihsel olarak  kendisine biçilmiş bir rolden ibaret değildir. Ortadoğu’da petrol bittiğinde, İsrail’in  karakolu da kapanır..

Osmanlı İmparatorluğu’nun planlı olarak ve her parçası  zamanı geldiğinde kullanılmak üzere  küçük devletlere  ayrılması, petrol bölgelerinin, Müslüman ülkelerinin denetlenmesi, petrollerine el koydukları gibi  karşılıklı düşmanlar yaratarak silah deposu haline getirilmelerini hep bu projeye  gereğidir.. Son yıllarda BOP gereğince  başlatılan  ve  provakatör ajanlarıyla düğmeye basılan “Arap Baharı” “Demokrasi “ söylemlerini maskeleyerek  Kuzey Afrika’da ve Ortadoğu’da  işlenen cinayetler hep bu projenin zamansal  tasarımıdır. İran’daki çıkarlarını kaybeden Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya  ve  İsrail kurmaylarınca hazırlanan senaryo ile Irak’ı ve Saddam’ı bitirmeleri, bir taşla  on kuş vurmanın  zaferiydi.. Bütün bu projeler, salt petrol yataklarını ele geçirmek değil, orda yaşayan halkları da ayrıştırarak oluşturdukları mikro devletleri de  üs olarak kullanabilmek ve silah satarak dünya hakimiyetlerini sürdürebilmek içindir..

Onlar, hiçbir halkla dost değildirler.. Dünya sermaye sınıfının, globalizmin, evrensel sömürü dizgesinin dini imanı da yoktur. Çıkarları için kullandıkları partner ülkeleri rolleri bittiği anda siler, yerine  daha aktif ve sömürü çarkını hızlandıracak yetenek ve fiziki koşullara sahip ülkeleri  veya  yöneticileri seçip kullanırlar..

İşin ilginç yönü nedir biliyor musunuz!. Bu ülkelerin çok korkak oluşları..

Asla, aynı koşullarda  bir lider veya toplumla; düşmanla  savaşmazlar.

Önce bir bahaneyle, çakallar gibi, hedef ülkenin etrafını sarıp, temel gereksinimleri konusunda  ambargo  uygulayarak içten zayıflatırlar.. Sonra iç kargaşa ile  iç savaş başlatılıp askeri ve  silah stoklarını bitirirler.. Laboratuvarlarında ürettikleri yeni model silah-hastalıkları havayolu ile serpip, ekonomik ve  insan potansiyelini  zayıflatırlar.. Yorgun düşmüş bir halkı, silahları olmayan, yiyecek ekmeği kalmayan, içecek suyu, ilacı olmayan halk, gençliğini kaybeden bir  halkı; savaşmaya  hali kalmayan halkı, devleti yenmek çok kolay..

Dünyanın en büyük gücü olmak gerekmez.. Rambolar, zırhlar, son sistem silahlar gerekmez.. Kaslı vücutlar, biyonik askerler gerekmez..Uçaklar, füzeler, kimyasal silahlar  gerekmez.. Bir çocuk gibi, kendiliğinden  gelip teslim olacakken  tepelerine; savunmasız sivillerin  tepesine binlerce uçakla, binlerce  sorti yaparak, naklen yayınlarla bütün dünyaya gözdağı verirler.

Böyle mazlum halklara karşı kazanılan zafer, zafer değildir.. Böyle  mazlum, yoksul ve aç kalmış  ülkeleri dedem de  esir alabilir.. Hem de  füzelerinize ihtiyaç duymadan.. Kağıttan kaplan olan bu ülkeler, dünyanın en korkak ordusuna sahiptir. Ve yenilgilerini bile manipülasyonlarla  zafermiş gibi  dünyaya  yayarlar.. Tarih bunların gücünü değil, tam tersi korkaklığın, zavallılığın, acizliğini yazacaktır.. İşte Vietnam, işte Afganistan, işte Irak, işte Suriye ve işte Filistin..

Soykırıma varan cinayetleri artık “Demokrasi havarisi” maskeleriyle saklayamayacak kadar elleri ve dişleri kan içinde olan emperyalist ülkelerin ve uşaklarının  sonu yaklaşıyor. Halklar, özellikle gençler savaşa değil barış için birleşiyor.. Sömürmek için değil, paylaşmak için yarışıyor.. Bütün teknolojik  yönlendirmelerine  rağmen sosyal medyada  oluşan  yeni bir hayat algısı bu pisliklerin sonunu getirecektir.

Ortadoğu’nun  kabadayısı İsrail,  korkusunu  yenmek için sürekli  mazlum Filistin halkına saldırıyor. Gazze yıllardır işgal altında.. İlaç yok, silah yok, ekmek yok, iş yok, ekonomisi  sıfır  olan  Filistin halkına uzaktan bomba yağdırmayı, silahsız Filistinlilere saldırmayı kahramanlık sayıyor.. Yazıklar olsun.. Bu zulüm İsrailoğulları’nın sonunu getirecektir.

Hitler’i Tanrı’nın  görevlendirdiğine inanmaya başladım.

 

HİTLER’İ KİM GÖNDERDİ..
Ümit Yaşar Işıkhan
Yazarımız Kim ?

Ümit Yaşar Işıkhan