Hayatın kendisi bir oyun,demek kolaylığına kaçmak istemiyorum ama şu an da Ortadoğu da oynanan büyük bir oyunun figüranları ve seyircileri olarak sahnedeyiz.
Aslında taşeron örgütler savaşına dönüşen bu kargaşanın arkasında kimin olduğunu bilmek için kahin olmak da gerektirmiyor..
Stratejik ve petrol kaynaklarını kaybeden veya Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanyanın dev petrol firmalarının tezgah kurduğu İranda şahın devrilmesiyle çıkarlarının zedelenmesi yeni bir oyunun sahnelenmesini gündeme getirdi. Irak sınırından İrana, İran sınırından Iraka provakatör ajanlarca başlatılan ateş ve karşılıklı birkaç askerin öldürülmesi ile başlayan savaş milyonlarca insanın; gencin, yaşlının, çocuğun, kadının ölmesini sağlarken, her iki ülkenin de ekonomik anlamda çökmesine neden oldu. İranı destekleyen silah satıcıları devletler, aynı silahın karşılığını diğer ülkeye satarak ortalığı kızıştırmış, yaptıkları desteklerle her iki toplumun da çökmesine neden olmuştur. Bütün bu ilişkiler, başta emperyal güçler ve senarist İsrailin istemleri doğrultusunda devam ederken ortalığı kızıştırarak kardeş iki halkın birbirini yok etmelerine olanak ve ortam yaratmışlardır.
Ne oldu ? Karşılıklı iki halkın gençleri cephede öldü. Sanayisi çöktü. Ekonomisi iflas etti.. işsizlik, açlık ve yaralı bir hayatın kanaması devam ederken piyonlar devreye girdi..
2.perde senaryo gereğince İsrailin çıkarlarına tehlike oluşturan ,insan gücü, silah gücü ve ekonomisi biten , Saddam Hüseyinin ortadan kaldırılması.. Kuveyt savaşta ekonomisi iflas eden Irakın petrol gelirlerini baltalayan petrol fiyatlarını ayarlaması, Irakın psikolojisini bozdu. Araya giren ajanlar sayesinde Irak-İran savaşı boyunca ekonomik kayıplarını karşılamak üzere Irakın Kuveyte girmesi, petrol yataklarını ilhak etmesi gerekiyordu. Senaryo tamamdı. Emperyal güçler Saddamın arkasında. Kuveyte girmesi ve savaş zararlarını oradan karşılaması gerekiyordu. İrana karşı Irakı savunan, destekleyen Kuveyt bu kez kendisi bu oyun içinde piyondu.. Kuveyt diye bir devlet yoktu.. Kuveyt zaten Irakın bir parçası söylemleri ve tarihçilerin fetvaları Irakın ikinci kez oyuna gelmesine yeterliydi. Arızalı tankları, topları, uçaklarıyla güç bela Kuveyt işgal edildi. Irakta savaşacak genç yok.. Pakistan, Afganistan ve Mısırlı paralı savaşçılar işgalin konukları.. İngiltere, Amerika ve İsrail.. Oyunun gerçek perdesinde sahne dekorunu değiştirip Kuveyt senin.. Gir dedikleri Saddama karşı birleşik haçlı cephesi açarak ;yaralı, aç, çıplak, yorgun, silahsız, ilaçsız ve yalnızca perişan olmuş bir halka saldırdılar.. Irakı bölmek, her bölgeye ayrı bir etnik yapı kurmak, hepsine ayrı ayrı silah satarak birbirlerini bitirmeleri için zemin hazırlamak kolaydı. Kuzeyde Kürt bölgesi, orta da Sünni ağırlıklı ve güneye Şii- Basraya bağlı yönetimler kukla bir devletin zavallı piyonlarıydı. Kürt, Arap, Türkmen, Ezidi, Süryani ve diğer etnik kökenli halkların kardeşçe ve aynı kaderi paylaşarak yaşadıkları bu kutsal toprakların içine bir virüs girmişti. Bu virüs birleştirici değil ,ayrıştırıcıydı. Böldüler.Ölen yoksul, öldüren yoksuldu. !
3.Perde aynı piyonlar tarafından bu kez; Türkiye, Katar, Suudi Arabistan gibi sözde Müslüman devletleri de yanlarına alarak projenin uygulanması için alt yapının hazırlanması, hamallığı, çöpçülüğü ve nakliye işi bu Müslüman ülkelere verildi... Burada hedef; İsraile vadedilmiş toprakların hazırlanması için arada bulunan tampon bölgenin temizlenmesiydi.. Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Amerikanın Rusya, İran ve Çine müdahalede kullanacağı yeni askeri üslerin kurulması, uydu devletçiklerin ,hedefe ulaşıncaya kadar kurulmasına zemin hazırlanmasıdır. Proje gereği Suriye halkının kışkırtılması; Saldırılar, iç bölünmeler, kışkırtmalar, karşı cepheler, göçler, ölümler ,talanlar, katliamlar sonucunda başlayan iç savaş , yine milyonlarca insanın hayatına mal oluyordu.. Yine birileri silah satıyor, yine birileri sahnede din, kitap, ırk ve para temelinde hayata kan dağıtıyordu.. Büyük Ortadoğu Projesi gereğince arada tampon devletçikler kuruluyor, piyonlar çoğaltılıyor.. Ölen yoksul, öldüren yoksuldu. !
4.Perde,yine diğer perdelere bağlı olarak bu kez Mısırda açılıyor.. Gerici faşist dikta rejimine karşı yapılan seçim sonucunda iktidara gelen Muhammed Mursinin Amerika ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından tebrik edilmesi senaryo gereğiydi. Amerikaya çağırılan ve dönüşünde darbe yapan faşist general Abdulfettah El Sisi ile başlayan katliamlar, yine İsrailin istediği bir sahneydi. Oyun içinde oyun sırasında binlerce genç insan silahlarla tarandı, hapishanelere atıldı, asıldı, yok edildi..
İşte burada asıl kahramanlar sahneye çıkıyor.
Suriyenin bölünmesinde başrol oynayan Türkiye Mısırdaki gelişmeleri kınadı. Sözde demokrasiyi savundu. Suriyenin bölünmesinde ve iç savaşta sponsor olarak rol oynayan Suudi Arabistan general Sisiyi destekledi. Bölünmeyle karşı karşıya olan Suriye ise, kendisini parçalamaya çalışan Amerika, Suudi Arabistan yanında yer aldı. İran Suriyenin parçalanmasına karşı çıkarak Beşar Esadı savunurken, darbe ile tutuklanan M.El Mursi tarafını tuttu. Faşist general Sisiyi kınadı. Satranç oyunu devam ediyor..
Ortadoğuda Amerikan ve İsrail onaylamadan kuş uçmazken, birden topu, tüfeği, füzesi, uçaksavarları, binlerce ordusuyla IŞİD karşımıza çıkarılıyor. Amerikan film sütudyolarında çekilen görüntülerin yine Mosad ve CIA tarafından dünya basınına servis yapıldığını anlamayan zavallı halk, büyük bir oyunu korkuyla izlemektedir. Bu yapılanmanın da BOPnin bir devamı olduğunu, bu örgütü üç yıl önce bir araya gelen ve basına da yansıyan İsrail Başbakanı, Amerika Dışişleri Bakanı ve muhterem el Bağdadinin fotoğrafları unutuldu.,Balık hafızalı insanlar hala bu örgüte, Sünni İslam Devleti olarak bakıyorlar. Bir taşla birkaç kuş vuruluyor.. Irakın ortasında Şii yapılanmanın kalbinde Sünni , bir yapay devlet kurmak. İranın akdenize uzanan yolunu kesmek, ilerde , işi bittiğinde Ortadoğudaki Monarşik yönetimlerin ; Küveyt, Katar, Suudi Arabistan ve Katar gibi emir, şeyh, kral ve sülaleleriyle kuklalara karşı kullanmak, Kuzey Irakta Kürdistan ve Orta Irak ile Doğu Suriye de kurulacak bu yapay devlet yalnızca Amerika ve İsrail çıkarlarına hizmet edecek. Bu senaryoda kobay olarak bulunan Türkiye, Suudi Arabistan ve Katarın rolü bittiğinde diskalifye edileceklerini ve zorba bir yönetime zemin hazırladıkları için tarihsel bedel ödeyeceklerini kendileri de bilmektedir.
Türkiyenin oluşturulan saldırı koalisyonuna ,rehineleri bahane ederek katılmayacağını bildirmesinden bir gün sonra rehinelerin serbest bırakılmasını nasıl değerlendirebiliriz.. ! Elbette, Türkiyenin bahanesini silmek üzere Amerikanın bir oyunuydu. Tavşana kaç, tazıya tut diyen güç, bu oluşumu ve senaryoyu hazırlayandır. Bu kadar basit.. Oyuna dikkat !..