2

TANRI  SOSYALİST Mİ..


  • Oluşturulma Tarihi : 29.07.2014 09:08
  • Güncelleme Tarihi :

Bütün tek tanrılı dinler,sancılar içinde .

Din; toplumsal bir düzen adına, insanlar arasındaki ilişkilerde sevgiye dayalı  birleştirici harç olması gerekirken, ayrıştıran, bölen, sömüren ve  savaşların  merkezinde yer alması veya uygulayıcılar tarafından  farklı yönlere çekerek öznel çıkarlarına hizmet aracı olarak kullanılması çağımız insanının dinsel  formasyonunda  çelişkiler ve  sorgulamalarını da getirmiştir..

İnsanoğlunun ayakları üzerinde durup, çevresini gözlemlediği günden beri çözemediği olayların ve hayatın süreç içindeki gelişimi sırasında  akıl yolu ile çözemediği, algılayamadığı, olayların başlangıcını, sonucunu, nedenini ve sorumlusu olarak hep  korktuğu, sığındığı, sevdiği, saygı duyduğu ve algılamakta zorlandığı Tanrı’ya bağlayarak rahatlamayı seçmiştir.

Hangi dinden olursa olsun, “benim gibi düşünmüyor” diye, bir insan, bir toplum yok edilebilir mi.. Veya mensup olduğun dini kullanıp, insanları sömürmek, insanlığın ortak malı olan doğal hayatı  yok etmek  tek tanrılı bütün dinlerde suç değil mi.. Sevgiye dayalı Hristiyanlık, paylaşmaya dayalı Müslümanlık, dayanışmaya dayalı  Musevilik  inançlarının temelinde hep insan, doğa ve hayatın yaratandan ötürü kutsanması ve korunması  gerekirken birbirlerini boğazlaması, yok etmesi  Tanrı’nın  insanların huzuru ve sevgi içinde, paylaşarak ve kardeşçe dayanışma içinde bu hayatı kucaklaması gerekmiyor mu..

Birileri yalan söylüyor..

Ya Tanrı’nın elçileri veya  sonradan gelen mirasçıların tanrısal söylemleri  kendi çıkarlarına göre şekillendiren  din adamları ve  politikacılar..

Biliyoruz ki, Tanrı adildir. Koruyucudur, bağışlayandır, dosttur, yoldaştır, sevgilidir ve hayatımızı belirleyen bütün kavramların ve kuramların ilham  sahibidir. İnancımız oranında seven, koruyan, veren, alan ve bütün hayatın öznesi sorun ve yanıtlarını yükleyerek rahatlıyoruz...

Bir sosyalist,  demokrat kimliğinde  hayatı gözlemleyen bir birey olarak dinin halkları uyuşturmak ve sömürünün devamı konusunda  bir araç olarak kullanıldığını, yönetici erkin, silahı ve  uyuşturucusu olduğunu  bilmek sorunu çözmüyor.. Hayatı, doğayı, uzayı ve insanı  keşfettikçe  sonsuz  hikmetin sahibi olarak inancımı pekiştirip, ilk gençlik yıllarındaki inançsızlığımın yerini doldurmaya  çalışırken, benim gibi milyonlarca insan olduğunu da biliyorum.. İdeolojik  birikimin hayata yansıdığı zaman diliminde yetersiz kalması, haklı ama azınlıkta ve hep Yusuf gibi kuyuda  kalmanın teslimiyetini itiraf edilmesi, çözümü getirmiyor.

Tanrı neden suskun..

Öyle ki, yapılan bütün haksızlıklara hemen anında tepki göstermesini, bizi acıtanlardan intikamımızı alsın diye bekliyoruz.. Veya  dünya olayları karşısında Tanrı’ya  yüklediğimiz misyonluk oranında  ani refleks ve  eylemci  olmasını, duygularımızı  okşamasını bekleriz..  

İsrail’in  yok edilmesini, Emperyalist Amerika’nın  Vietnam’da, Afganistan’da, Irak’ta  döktüğü kanda boğulmasını, Avrupalıların, Amerika’yı işgal ederken Azteklere  soykırım uyguladığı milyonlarca yerli halkın intikamının  alınmasını yine  Tanrı’dan bekleriz.. Yani, gücümüzün yetmediği yerde en güçlü imgeyi koymak  bütün tek tanrılı dinlerin ortak  paydası..

Peki, Tanrı  başı sıkışınca yalvaran Amerikalıyı mı  yoksa, haksızlığa uğrayan, soyulan, öldürülen  suçsuz   yerliyi mi desteklemeli !..

Her kesimin, katilin ve maktulün, suçlunun ve suçsuzun sığındığı aynı Tanrı olunca , Tanrı ne yapsın !.. Her iki tarafın da “tekbir” deyip bir birbirini kestiği, “Allah… Allah..” deyip veya ucu aynı yere bağlanan değişik din ve dillerdeki dualara sarılıp, birbirine ölüm yağdırırken  Tanrı hangisini savunsun..

Katiller.. Caniler.. Amerikan askerleri, İsrail  kasapları  saldırırken  okuduğu  dualar, korkudan sığındıkları ve güç talebinde bulundukları  Tanrı, tek tanrılı dinlerin ortak noktası değil mi.. Öldürdükleri masum insanların korkudan sığındıkları aynı Tanrı değil mi.. Müslüman’ın, Yahudi’nin ve Hristiyan’ın  Tanrı’sı aynı değil mi..

Yahudi’nin  İshak’ı, İbrahim’i, Yusuf’u, Müslüma’nın da  İbrahim’i , Yusuf’u değil mi.. Temelde akraba olan bu  halklar, dini liderleri farklı diye nasıl birbirine bu kadar acımasız olabilir..

Hristiyanların İsa’sını çivileyerek çarmıha geren Yahudilerle  nasıl  aynı paydada buluşup ortalığı kana bulayabiliyorlar.. Veya  öldürülen  başka dinden olunca  ortak hareket edebiliyorlar..

Hepsinin  peygamberleri  bunları nasıl  kutsayabilir.. Nasıl kabul edebilir bu zulümlerini.. “Komşun aç iken  sen tok yatıyorsan bizden değilsin” diyen  bir din, “Seni tokatlayana öbür yanağını da dön” diyen başka bir  mensubu ile  nasıl savaşır.. Ve  nasıl kendi peygamberine, kutsal kitabına ve Tanrı’nın emirlerine karşı gelebiliyor.. Dinlerin temel öğretilerine bu hırs, kazanç, öfke ve kan nerden  bulaştı..

Tanrı hanginizi savunsun.. Hanginiz haklısnız.. Hanginiz günahkar.. Bütün bu sapmalar ve acımasızlığın temelinde insanı bu kadar acımasız yapan, zavallı insanın kendi yarattığı şeytana-paraya tapmasıyla başladı. İnsanlığın yarattığı  ve esiri olduğu maddenin her şeyin önüne geçmesi, yaratanını esir alması zavallı insanoğlunun  zavallılığının göstergesidir.

Kapitalizm… Bütün insanlığın ve bütün dinlerin çukurunu kazan ve bütün insani değerleri yok edip silen,  katliamların, ve din savaşlarının temelindeki virüs.. Bir sosyalist,  demokrat kimliğinde  hayatı gözlemleyen bir birey olarak din adamlarının ve oradan beslenen politikacıların  halkları uyuşturmak ve sömürünün devamı konusunda  bir araç olarak  dini kullandığını, yönetici erkin, silahı ve  uyuşturucusu olduğunu  bilmek sorunu çözmüyor.. Tek sorun Kapitalizme, Emperyalizme ve Siyonizme karşı  bütün insanların  birleşmesi..

Çünkü, insanlığın ve bütün hayatı kucaklayan iyi, temiz, güzel ve barış  imgelerinin  katili bunlardır. Kendi çıkarları için Tanrı’yı satan ve kullananlar da bunlardır.. Tanrı’yı öldüren, Cehennemin gerçek sahibi ve mimarları da  bu zavallı  renklere tapanlardır. Bu nedenle  Tanrı, toplumcudur.. Adil ve kardeşliğin, sevginin ve paylaşmanın en kutsal adıdır. İnançlı insanların savaşa karşı savaşması, kendi dinlerindeki  sevgi ve birleştirici unsurları ortak paydada çoğaltması, hırs ve öfkeye karşı dostluğu ve kardeşliği, paylaşımı savunması, bütün kutsal kitapların ortak imgesidir..

Umutluyum.. Adalet ve barış için.. Özgürlük için.. Kurtuluş için.. Sömürü bitecek.. Çünkü Tanrı’nın  Sosyalist olduğunu  biliyorum. 

TANRI  SOSYALİST Mİ..
Ümit Yaşar Işıkhan
Yazarımız Kim ?

Ümit Yaşar Işıkhan