Sayfa Yükleniyor...
Veya ayrılıklara
Her aşk diyalektik olarak içinde karşılığını yüreğimizde taşınırken elbette paylaşımın coşumu yanında gözlerinde hüznünü de taşımaktadır. Belki de her iki alternansın birlikte iç içe taşınmasıyla oluşan anaforun yarattığı fırtınada Pandoranın kutusu saklıdır. yani, şiir
Yürekten taşan renklerin, akıl süzgecinde toplumsal formasyona göre şekillenmesi, poetik konumlandırılması ile ulaşılmaya çalışılan sonuca şiir diyebiliriz Bence de doğru sonuç budur Ancak bu tanımla yola çıkarken karmaşık yüklemlerden uzaklaşarak algılanan söylemlerin sonucunda hayatla bütünleşen duygu ve düşüncenin sanatsal yansımasında oluşan şiir sizi alıp çoğul rüzgara ulaştırıyorsa orda durmanız gerekir. Durup o fırtınayı solumak ve büründüğünüz yeni renklerle o akıntıya katılmak gerekir. Veya kaçınılmaz sonuçtur.
İşte günümüzde çağımızda yozlaştırılan insan ilişkilerinin ardında kalan sevdalara olan özlemlerimizi, hüzünlerimizi, ancak hayata tanıklığını toplumcu gerçekçi anlayışın saflarında yaşayan, sürece im koyan şairlerin samimiyetiyle orantılı, pratiksel doğruluğun imgesel büyüsü içinde sunulmasıyla mümkündür.
İşte mümkün diyebileceğimiz şairlerden biri. Şair İsa inan. Veya bana göre çağdaş Hasreti İsa 1980 yılından beri sessizce soluduğu ve bizimle paylaştığı sevdalarıyla, Yüreğini Aşka Hazırla adlı ilk yapıtı ile aramıza katılırken, içinde akan deli ırmakların kenarlarında yeşeren ve uzun süredir renklerini unuttuğumuz çiçeklerle buluşturuyor hayata / insana dönük aşklarını.
İsada aşk, umuttur. Aşk direnmektir ve insani olanın egemenliği için yüreğini düşünceyle örgütlemektir. Sessiz bir çığlığın içinde hayatı anlatan, ayrıntıları dizelerinde gizleme başarısını gösterdiği bu yapıtında ustaca yasak bir aşkın veya özlemlerin renkli beneklerini bizimle paylaşmaktadır. Hayatının bir özeti olan duyarlılığın aşk boyutundaki ironiyi, kapalı imgeye bulaşmadan duygu ve düşüncelerini herkesin algılayabileceği düzlemde paylaşırken yine de kendine sakladığı veya bizim keşfetmemizi istediği imleri saklamaktadır. Bir emekçi olarak halkın içinden gelmenin güzelliğini ve saflığını da kendine özgü bir söylemle şiirimize kazandırmaktadır.
Şiirdeki dizeler, dizelerde sakladığı illegal renkler bizi Uruguaylı Eduardo Galeano ya sürüklüyor.
Sevgili Hazreti İsa yasaklı bir şair değil, tutuklanmış veya sürülmüş bir şair değil.
Ancak dizelerinde bize taşıdığı gizemin bir ucunda bir emekçi duyarlılığı veya kimliği ile sevdasını paylaşırken somut düşüncenin yerine imge veya renkler arasındaki kurguyu hayatla buluşturmasında özgün bir yaklaşımı yakalamaktadır.
Şair İsa İnan, farkında olmadan dünyanın öbür ucundaki Didasko Perezile özdeş ruh veya ailesel dayanışmasını farklı versiyonlarda yaşıyor, diyebiliriz...
Aşktan ve ülkenin yaşadığı psiko siyasi atmosferi içindeki duyarlılığın ortak noktalarına baktığımızda, İsanın Eduardo Galeanonun idol kahramanlarından birisi gibi karşımızda duruyor
Ülkede, politik tutuklular (veya halk ne fark eder) izin almadan konuşamazlar. Islık çalamazlar, şarkı söyleyemezler, hızlı yürüyemezler, tutuk evinde kelebek, yıldız ve kuş resmi yapmaları yasaktır.
Bir görüşme gününde beş yaşındaki kızı Milay geliyor. Milay, babasına bir kuş resmi getiriyor. Gardiyanlar resmi tutukevi girişinde yırtıyorlar.
Ertesi Pazar Milay babasına bir ağaç resmi getiriyor. Ağaçlar yasaklı olmadığı için resim içeriye alınıyor. Didasko kızının saçlarını okşayarak resmi övüyor, sonra ağaç dalları arasına serpiştirilmiş, yarı gizlenmiş duran, renkli küçük beneklerin ne olduğunu soruyor portakal mı bunlar? Yoksa başka bir meyve mi?
Milay, küçücük parmağını babasının dudaklarına bastırıyor:şşşş
Sonra eğilip babasının kulağına fısıldıyor:Saçma konuşmasana. Görmüyor musun, göz bunlar. Senin için gizlice içeri soktuğum kuşların gözleri
Bu kısa öyküdeki benekler İsanın dizeleri arasına serpiştirilmiş ve keşfedilmeyi bekleyen kuşların gözleri gibidir
Unutulmuş bir öykünün içinden çıkıp geliyorsun
saçlarının ıslaklığı gözlerinde kalıyor
Hangi şaraba yazılsam üzüm kokuyorsun
İşte İsa İnanın şiirlerindeki dizeleri arasında serpiştirilmiş renkli beneklerin anlamı. Kuşlar, aşkta ve kavgada özgürleşebilmenin renkli kanatlarıdır...
Bir sesten doğdun be çocuk
seninle başladı
adına devrim dediğimiz
o büyük yolculuk
İnsanlık tarihi boyunca insanın özgürleşmesi için birileri bedel öderken, sırtını sistemin kokuşmuşluğuna adayan popülist şairlerin varlığı yanında keşfedilmeyi bekleyen benekler gibidir. İşte bütün ayrıntı ve saflık, güzel duyarlılıklar burada saklanmaktadır. Bana göre, gerçek şairler kuşların gözlerinde saklanmaktadır. Keşfettiğiniz anda hayatınızda özgürlüğün kanat çırpınışları başlar. İşte yeryüzü havarisi olarak kaybettiğimiz beyaz atlılar, havariler onlardır Hayat ve umutlar yaşlanmadan durdukları yolun başında bir kuş sürüsüne dönüşüp istedikleri yöne uçabilirler Olgunlaşan mevsimlerin tortuları arasında yeni bir söylemin acıları içinde kıvranan şairlerin yolu çok uzun gözükse de bir gün berrak bir suyun kıyısında kaybettikleri aşkları için uzun soluklu ezgiler dökerler. Bütün hayat artık birkaç sayfadan ibarettir.
Yürek ve düşünce katmanları inatla yeni sayfalara doğru kanat çırpan kelebeklerin renklerini sözcüklere armağan ederek şairin ağlamasını beklerler... Çünkü ağlamak bir şair için cehennemden çıkışın kapısıdır. Ve özgürleşen sözcüklerin elinden tutarak dağlara çıkmak ve oradan kartalların yüksekliğinden yine hayata düşmektir. Böyle bir süreci tamamlayan şairler azalsa da, başkasının rüzgarı ve kanatlarıyla dağlara ulaşan sesin peşinden koşsalar bile, onları anlamlandıracak anaforun kendi yıkıntıları arasından geleceğini bilenlerdir İşte bu yıkıntılar arasında kendi sesini bulmaya çalışan bir şairdir sevgili İsa.
O zaman yüreğinizdeki özgürlük kokusunu ve çırpınışları şiirle buluşturarak yola çıkın Yolunu kaybeden şiir ve şair belki gözlerinizden ufuklara çizilen bir hayatın kıyısında sizi beklemektedir. Öyle gözükse de şairlerden yakın geçiniz. Oyuncaklarını severek bakınız gözlerine Onlar, sözcüklerin aşka ulaşan iç mırıltıların fırtınaya dönüştüğü ve sırat köprüsünden çocukları kaçıran sufilerin yorulduğu mekanların şarap kokusunu saklamaktadır. Hoş geldin şiir arenasına hasreti İsa Gözlerindeki bütün benekler, aşk olsun.