Sayfa Yükleniyor...
Maradona’nın ismi geçince futbolu seven hemen herkesin bir dost meclisinde, futbol sohbeti yaptığında onunla ilgili bir iki çift sözü olmuştur. Görsel medyada gelişen teknoloji onu sadece bizden bir önceki kuşağın izlediği efsane olmakta öteye geçirdi. Bugün futbolu seven küçük çocuklar bile onun en az birkaç görüntüsünü seyretmiş ve onun adını zikreder hale gelmiştir.
*****
Ben küçükken mahallenin ağabeylerinin futbol sohbetleri yaptığı ortamlarda Messi mi? Ronaldo mu? soruları değil de Pele mi? Maradona mı? sorularının olduğunu görürdüm hep. Bazı ağabeylerin bir kısmı Maradona’ya yetişmişti ve onu izleme fırsatına nail olmuştu fakat Pele’yiz izleyecek kadar “old” ağabeyler yoktu aramızda. Onlar da kendi ağabeylerinin ortamlarında Pele’yi işitmişti. Kısıtlı imkanlar ile de olsa izleyebilen çok az bir kesim var idi.
*****
O sohbetler de Pele’nin golcülüğüne (ki 1000 gol barajını geçtiği bilinir) Maradona’nın ise eşsiz futbol yeteneğine, çalım özelliklerine dem vurulurdu. Bizler de o ağabeylerin ağızlarının içine bakardık. Hayatım boyunca futbol sohbetlerinden en fazla keyif aldığım ortamlar olmuştur. Çünkü çok az şey görmüşsündür ve hayal gücünle tamamlarsın parçaları… Belki de en güzel tarafı da bu olurdu bizler için.
*****
Biraz büyüyünce ve elimizdeki imkanlar artınca Maradona’nın hayatını, gollerini, oynadığı takımları, kazandığı kupaları araştırıp, ona hayran olan gençlerden bir tanesi oldum bende. Ve Maradona’nın en sevdiğim özelliği de ortalama takımları çok büyük kulüpler haline getirmesi idi. Boca, Argentinos Juniors, Newels Old Boys, Sevilla, Barcelona ve Napoli… Barcelona harici oynadığı takımlar aslında kendi yerel liglerinde güçlü olsa da sansasyonel başarılar elde edebilecek takımlar değildi.
*****
Maradona’yı büyük yapan da işte buydu sanırım. Maradona bir başkaldırı o sebeple benim için. Güçsüz takımların, pahalı ve büyük oyunculardan kurulu takımları yenebilmesi, büyük başarılar elde edebilmesi, bir oyuncunun bir şehri zafer sarhoşu edebilmesi, hayranlarının kendine tapabilecek kadar sevdirmesi ve daha birçok şey Maradona ile başladı. Napolililer 2 lig şampiyonluğu, bir UEFA Kupası, bir İtalya Kupası, bir de İtalya Süper Kupa kazanmak kendileri için uzak bir ihtimal iken, onunla bu başarıları elde etmesi elbette ki ona olağanüstü bir sempatiyi beslemelerini beraberinde getirecekti ve öyle de oldu.
*****
Efsaneyi, efsane yapan bir diğer özellikleri ise spekülasyon yaratan hareketleri oldu. 1986 yazı İngilizlerin hayallerini “Tanrının Eli” ile çalması onu futbol içerisinde bir ikol haline getirdi. Bu gol İngilizlerin futbola bakış açısını da değiştirdi. O sebepledir ki İngilizler futbol oyun kurallarının adil bir şekle gelmesini istedi. Fark ettiyseniz birçok yeni kuralın içinde de İngilizlerin parmağı vardır. O da “Efsanenin” onlara attığı kazığı asla unutmadıklarından ileri gelir.
*****
Daha bir ton hikaye anlatılabilecek bir ömür yaşadı Maradona. Hepsini anlatmak mümkün değil ki belgeselleri çekilecek kadar büyük bir efsaneydi. 80’li yılların çocukları çocukluk anılarını, 90 yılların çocukları hikayelerini kaybetti. Gecekondudan imparatorluğa uzanan bir yol diye okumuştum bir yerde onun hikayesini. Belki de en iyi anlatan kelimeler bunlardı onun hayat hikayesini. Ve artık aramızdan ayrıldı…