Giresunspor maçında belki de dünya futbol tarihinde ilk defa kendi takım arkadaşıyla kavga edip kırmızı kart ile oyundan atılan bir oyuncu oldu: Marcao.
Bu olaydan sonra yaşanacak gelişmeleri dikkatle takip ettim. Öncelikle Marcao’ya özür diletileceğine hepimiz emindik. Birçok insan da o özür dileyince “kol kırılır yen içinde kalır” yorumları yaptı.
Fakat taraftarlık bir yerde olaya at gözlüğüyle bakmakla eş değerdir.
Marcao’nun hareketinden sonra Fatih Hoca ve yönetimin verdiği mesajlardan olayın soğumaya bırakılması ve bir zaman sonra uzlaşma sağlanıp Marcao’nun cezasını çektikten sonra tekrar takıma dönmesi yönünde hareket edileceği mesajını aldım.
Fakat bu olayın üzerini bu şekilde kapatmak, ileride daha büyük olayların çıkmasına sebep olacaktır.
Nitekim tüm takımın Marcao’ya karşı tavır aldığı yönünde bilgiler her gün basına yansıyor. Yani takım içindeki dengeyi de bozdu bu olay.
Marcao’nun öfke kontrolü sorunu olduğunu daha önce Ümit Milli Takım maçında ve Halil Dervişoğlu ile yaşadığı olaylar zaten kendisinin ne kadar tolere edildiğini gösteriyor.
Kusura bakmasın sayın Fatih Hoca da Burak Elmas da.
Bu olayın ardından verilen kadro dışı kararı beni tatmin etmedi.
Randers maçı dolayısıyla böyle bir karar verilmesi yerinde fakat Marcao’nun takımdan gönderilmesi gerekiyor.
Bu olay takım içindeki birlikteliğin sağlanması için oldukça elzemdir.
Kerem’in de bu şekilde sahipsiz bırakılmadığını anlayıp, kulübe olan bağlılığının artacağını düşünüyorum.
Marcao ise Galatasaray’da olduğunu, babasının çiftliğinde olmadığını bu şekilde anlamış olacağını düşünüyorum. Kaldı ki takımdan gönderilirse belki kendisi için de hayırlısı olmuş olur bundan sonraki kariyeri için.
Çünkü gideceği diğer takımlarda böyle davranırsa futbol yaşamı çok uzun süremez.
Son olarak Marcao’nun yaptığı yanlıştan ötürü ailesine, eşine çirkince mesaj atan beyin yoksunları da artık kendine gelse iyi olur.
Bir adamın yaptığı hatanın faturasını, suçu günahı olmayan eşine kesmek barbarlıktır!