Sayfa Yükleniyor...
Galatasaray’da seçimle ilgili yine çeşitli iddialar ortaya çıkarken; bir sonraki senenin planlanması konusunda ne yazık ki ciddi endişeler taşıdığımı dile getirmek istiyorum.
Biliyoruz ki bu sene Galatasaray gibi bir camia için sportif başarı anlamında bana göre alnında kara leke sayılabilecek bir sene oldu.
Gençleştirme zırvalığı, yanlış yönetim tarzı, teknik adam meseleleri, etkisiz performanslar…
Bu yıl birçok yönden sonraki seneler için ders olmalı sarı kırmızılı camiaya.
Önümüzdeki senenin planlaması için ise Başkanlık seçiminin bir an önce yapılması gerekiyor.
Fakat başkan adaylarının demeçlerini incelediğimde ne yazık ki tam olarak güven alamıyorum.
Misal Eşref Hamcıoğlu’ndan bahsedeyim.
Geçtiğimiz günlerde basına verdiği bir demeçte, “Benim kişisel tercihim. Alman genç bir teknik direktör olacaktır. Türk yardımcı hocalarla karıştırıp ortaya güzel bir şey çıkarmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bu yöntem uzun yıllardır kullanılıyor aslına bakarsanız ama; yeni şeylerin deneneceği izlenimi de verdi. Nitekim kamuoyunda, taraftarlar nezdinde çok tartışıldı.
Bu kadar kötü bir sezonun ardından deneme yanılmaya ayıracak bir zamanı var mıdır Galatasaray’ın; Sanmıyorum!
Bence de Alman ekolü, Galatasaray için oldukça uygun. Sayın Hamamcıoğlu Alman ekolünü sevebilir fakat umarım farklı anlayışlardan uzak ve olması gerektiği gibi sistem oturtulur.
Sayın Metin Öztürk’e gelecek olursak;
Kendisinin son iki senedir Galatasaray Başkanlığını en çok isteyen ve bunu en çok belli eden aday olduğunu düşünüyorum.
Fakat basında anlaştığı iddia edilen futbolcular doğruysa ya da Nuri Şahin’e takımı emanet edecekse, bence seçilmemesi kulübün yararına.
Aslında her iki adaya da çağrım; gelişen futbolu takip etmeniz güzel ama tercih edecekleri adaylara ve deneme yanılma yoluyla herhangi bir aksiyona kapılmalarıdır.
Çünkü seçimden daha önemlisi seçimden sonraki süreçtir.
Kendilerine başarılar dilerim.