Galatasaray’da son günlerde yaşanan olayları almadan önce iyice gözlemlemeye çalıştım sevgili okuyucular. Birkaç gün haber takibi yapıp, gelişmeleri takip etmek de şu yazıyı oluşturmam da bana oldukça büyük katkılar sağladı.
Evvela şunu belirtmek isterim ki; teknik adam değişikliği futbolun doğasında olan bir şey. Ben Fatih Terim’i göndermenin yanlış bir karar olduğunu düşünmüyorum. Bilakis doğru olduğunu düşünüyorum.
Hoca, “Bana bir söz verdiniz. Galatasaray’ın geleceği için bir proje hazırladık. Kariyerimi riske attım. Arkamda durmadınız” diye sitem etmiş anlaşılan.
Gençlerle birlikte oluşturduğu yeni sistemin oturmadığını, yeni oyunculara ihtiyacı olduğunu söylemek istiyor Hoca. (Benim anladığım)
İyi de bu kadar yetersiz bir kadroyu kuran da sensin Fatih Hocam.
Hiçbir proje ligde 12. sırada yer almanı gerektiremez herhalde. Kaldı ki aynı oyuncu grubu ile Avrupa’da grubu 1. sırada bitirmeyi başarmayı ne ile açıklayabiliriz? Hoca kendi başarısına tesadüf mü diyor?
Artı Fatih Hoca’nın her sezon en az 5 ya da 6 maç ceza alıp takımını yalnız bırakması da büyük handikaplar oluşturuyor.
O sebeple tekrar dile getirmek isterim ki; bu ayrılık kararını doğru buluyorum.
Konunun ikinci boyutunu ele alalım bir de isterseniz. Domenec Torrent ve Burak Elmas’ı.
Eveeeeet! Sayın Burak Elmas’ın özgüvenli tavrıyla yanlış kararlara abone olması çok tuhaf değil mi sizce de?
Domenec Torrent ismi nereden çıktı bilmiyorum ama; ne gibi bir şey sizi bu hocayı takımın başına getirmeye ikna etti söyler misiniz? Torrent’i çok mu aradılar acaba?
Kariyeri boyunca ikinci adam olmaktan öteye geçemeyen bir adamda risk almak yerine daha az risksiz olabilecek bir insanı takımın başına getirmek daha iyi olamaz mıydı?
Hele ki rant devşirme, menajer oyunları… vb. ciddi iddialar, spekülasyonlar varken…
Torrent başarılı olsa dahi bu transferin yanlış olduğu o kadar açık ki!
Ben şahsen Burak Elmas’ın Başkan olarak çok başarılı olacağını hiç düşünmüyordum. Umarım yanılırım diye düşündüm hep.
Hala da umarım yanılırım diyorum ama; vücut dili bu kadar kendinden emin fakat gittiği yol bu kadar yanlışken ne yazık ki yanılmam mümkün gözükmüyor.
Son sözüm de sosyal medyada seçimden önce Burak Elmas çığırtkanlığı yapanlara gelsin.
Galatasaray’ı sosyal medyada destekleyen mercimek beyinli sayfaların büyük dönüşünü hayranlıkla izliyorum.
Mercimek kadar beyninizle boyunuzdan büyük işlere girince sonuç pek de istediğiniz gibi olmuyor!