Merhaba değerli okuyucularım. Bildiğimiz üzere bu hafta sonu 2020 YKS’yi geride bıraktık. Bu yıl ki sınav tarihin en ilginç sınavlarından bir tanesi oldu. 2020 YKS’nin diğer sınavlardan en önemli farkı ise bu sene gençlerin hem sabırları sınandı hem de bilgileri. Süreci yöneten uzmanlar tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınının sınava girecek adaylara bulaşmaması için önce sınav tarihini ertelediğini duyurunca panikleyen adaylar, “ikinci dalga açıklamada” sınavın tarihinin tekrar öne çekilmesiyle “ne oluyoruz” diyerek iyice kaygılı bir sürece girdi. Sınav sabahı yaklaşık 2, 5 milyon genç ne yazık ki olumsuz duygularla sınav giriş yerine uğradı.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezinin (ÖSYM) sürprizleri ne yazık ki sınav tarihleri ile sınırlı değildi. YKS’nin ilk ayağı olan Temel Yeterlilik Sınavında (TYT) özellikle Türkçe kısmından gelen sorular adaylar tarafından oldukça zor bulundu. Anlama dayalı uzun paragraf sorularından yıldıklarını belirten adaylar, sınav sonrası sosyal mecralarda sürekli bu konu üzerinde yorumlarda bulundu. Öğrencilerin şikayetlerini kısmen doğru bulsam da onlardan ayrı olarak bu durumu şöyle değerlendiriyorum: ÖSYM anlama dayalı soruları artık uzun yıllardır soru havuzunda bulunduruyor. Gerekçeleri ise üniversite adaylarının sadece bilgilerini ölçmek değil aynı zamanda okuma alışkanlıklarını da ölçmek. Bu sebeple uzun paragraf sorularını eleştirmek yerine artık bu duruma adapte olup, bu tür soruları artık kabul etmeli ve çözmeliyiz diye düşünüyorum. Haftaya bu konuda daha detaylı bir yazı yazmayı planlıyorum.
Gelelim değinmek istediğim bir diğer konuya. TYT Türkçe kısmında gelen ve zor olarak değerlendirilen bir soru sınavdan sonra sosyal mecralarda oldukça fazla konuşuldu. Bu soruda anlatılan şahıs nevi şahsına münhasır tarzı ve şarkılarıyla dikkatleri üzerine çeken Mabel Matiz idi. Mabel Matiz’in diğer müzisyenlerden farklı olan tarzı artık toplumda kabul görmüş ki ülke çapında yapılan bir sınavda soru olarak insanların karşısına çıkabildi. Zira Matiz’in tarzı bundan birkaç yıl öncesine kadar bile eleştiriliyordu. Sesi değil elbet ama gerek giyim tarzı gerek çektiği klipler tırnak içerisinde tabir etmek gerekirse “değişik” olarak tabir ediliyordu.
Fakat burada temel olarak değerlendirmek istediğim şey ise Mabel Matiz’in tarzını rastgele oluşturmadığı aksine post modern toplumda ‘kültürlerin birleşimi’ olarak nitelendirebileceğimiz bir tarz yaratmaya çalıştığıdır. Soruda da geçtiği üzere özellikle Maya albümünde bunu çok net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. Matiz’in şarkılarında hemen herkes kendine değen bir şeyler görebiliyor. Hareketli görünen hatta yer yer dans ettirebilecek kadar kıpır kıpır olan ezgilerin altında yatan hüzün müzikseverlere aynı anda birden fazla duygu yaşatabiliyor. Bu sebeple Sayın Matiz kuşağımızın önemli sanatçılarından bir tanesi olduğunu düşünüyorum.
Sınavda Mabel Matiz ile ilgili gelen soru ise bence cevabı çok da zor değildi. Sosyal Medya ile yetişen yeni neslin olayları gereğinden fazla abartma yönelimi bir anda konuyu farklı yerlere çekti diye düşünüyorum zira aynı sınava bende girdim ve cevabı bulmak benim için zor olmadı. Ama olsun bunların hepsi birer tecrübe. İki ay sonra 28 yaşını doldurmuş bir yazar adayı olarak sizlere tavsiyem, yaşadığımız hiçbir şeyi boşuna yaşamıyoruz. Her bir yaşadığımız şeyin altında bizlere sonraki hayatımızda çok büyük destekleri olacak nice tecrübeler yatıyor. Sınavı kötü geçen kardeşlerim ise bir sonraki sene daha iyi çalışıp başaracaklarına eminim. Bu arada Matiz’in en beğendiğim şarkısı Ya Bu İşler Ne? O yüzden bu yazıya başlık olarak seçtim. Bu şarkıyı ise tüm sınav mağduru kardeşlerime gönderiyorum. Sağlıcakla kalın.