Akıcı konuşma bozukluğuna rağmen Oxford’da doktora başarısı

Henüz 8 yaşındayken akıcı konuşma bozukluğu başlayan ve yıllarca birçok tedaviye rağmen bu durumu tamamen aşamayan Dr. Birtan Demirel (35), tüm zorluklara rağmen pes etmeyerek hayallerinin peşinden gitti. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde (İEÜ) marka iletişimi yüksek lisansı yapan Demirel, ardından dünyanın en saygın üniversitelerinden biri olan Oxford Üniversitesi’nde deneysel psikoloji alanında doktora yaparak tarihi bir başarıya imza attı.

Oxford Üniversitesi’nde, aralarında Albert Einstein, Oscar Wilde ve J.R.R. Tolkien gibi isimlerin bulunduğu seçkin mezunlar arasında yer alan Demirel, şimdi kendi yaşadığı konuşma bozukluğunu anlamak ve benzer zorluklar yaşayanlara yardımcı olmak için bilimsel çalışmalar yürütüyor.

“BU BİR RAHATSIZLIK DEĞİL, İLETİŞİM BİÇİMİ”

Demirel, konuşma bozukluğunu bir kusur değil, farklı bir iletişim biçimi olarak görmeye başladığı andan itibaren hayatının değiştiğini söylüyor. İlkokulda parmak kaldırmanın bile cesaret gerektirdiğini ifade eden Demirel, çekincelerine rağmen eğitim hayatına devam etti ve başarıdan başarıya koştu.

Liseyi İzmir’de tamamladıktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Ardından İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde marka iletişimi alanında yüksek lisans yaptı. Eğitimi sürecinde sinirbilime ve psikolojiye olan ilgisi giderek artan Demirel, İtalya ve Almanya’daki akademik çalışmalarıyla deneyim kazandıktan sonra Oxford Üniversitesi’nden kabul aldı.

OXFORD’DA ÜÇ YILDA DOKTORASINI TAMAMLADI

Oxford’da sadece öğrenci değil, aynı zamanda nörofizyoloji ve davranışsal sinirbilim dersleri veren bir akademisyen olarak da görev alan Demirel, doktorasını üç yılda tamamladı. “Oxford bana sadece bir unvan kazandırmadı; öğrenme tutkumu besledi, merakımı canlı tuttu” diyen Demirel, şimdi konuşma bozukluğu üzerine projeler geliştiriyor.

KENDİ SES KAYDIYLA SAHNEYE ÇIKTI

Demirel’in üzerinde çalıştığı yöntemlerden biri, Oxford’daki ilk yılında yaptığı dikkat çekici bir sunumla başladı. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı bir bağış gecesinde konuşma yapması istenen Demirel, konuşma bozukluğuna rağmen bu teklifi kabul etti. Kendine özel geliştirdiği bir yöntemle —sesini önceden kaydedip kulaklıkla dinleyerek sahnede senkron şekilde konuşma— sunumunu başarıyla tamamladı. Bu yöntem şimdi bilimsel olarak test ediliyor.

Yöntemi “bir gözlük gibi” tanımlayan Demirel, “Taktığınızda dünya netleşir, çıkardığınızda bulanıklaşır” diyor. Şu anda Oxford Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tim Denison ile birlikte bu yöntemi geliştirerek daha fazla insana yardımcı olabilecek bir hale getirmek için çalışıyorlar. Beyin görüntüleme tekniklerini kullanarak, konuşma başlamadan hemen önce beyinde neler olduğunu anlamaya çalışıyorlar.

“KONUŞMA BOZUKLUĞUNA BİLİMSEL ÇÖZÜM YAKLAŞIYOR”

MRI, fMRI ve MEG gibi gelişmiş tekniklerle, konuşma bozukluğu sırasında beyinde oluşan biyolojik sinyalleri analiz eden ekip, bu verilerle gelecekte bireylerin konuşmasını akıcı hale getirecek müdahaleler geliştirmeyi hedefliyor.

“NE SÖYLEDİĞİNİZ, NASIL SÖYLEDİĞİNİZDEN DAHA ÖNEMLİ”

Oxford’daki eğitimi sırasında Stanford, Boston Üniversitesi ve New York Üniversitesi gibi önde gelen kurumlarla da iş birliği yapan Dr. Demirel, konuşma bozukluğuna sahip bireylerin yalnız olmadığını ve bu konunun bilimsel yollarla çözülebileceğini vurguluyor. “Hayatım boyunca olağanüstü zekâ ve yetenekle birçok insan tanıdım ama kusursuz biriyle hiç karşılaşmadım. Önemli olan, yargılamak yerine merakla ve ilgiyle dinleyebilen biri olabilmek” diyerek, benzer zorluklar yaşayanlara umut veriyor.

Kaynak : BÜLTEN