Aşı oldum diye rehavete kapılmayın!

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

Türkiye’de yeni tip koronavirüs salgınının etkisini kırmak için aşılamalar 14 Ocak 2021 tarihiyle başlamış oldu. İlk etapta sağlık çalışanlarına uygulanan Kovid-19 aşıları risk grubuna göre, aylar içinde toplumun tümüne uygulanması planlanıyor. Bu durum uzun zamandır içinde bulunduğumuz psikolojik bunalım durumunun etkisiyle toplumda salgın bitti havası yaratabilir. Uzmanlar ise yaptıkları deneyler sonucunda aşıların büyük ölçüde etkili olabileceğini fakat tek başına salgına son vermeye yetmeyeceğini belirtiyor. Aşı olan bireylerin, rehavete kapılıp maske, mesafe ve temizlik konusunda önceki hassasiyeti koruyamamasına neden olabileceğinin altını çizen Uzman Psikolog Cansu Yılmaz, aşı olduktan sonra bir süre daha uzmanların uyarıları dikkate alınarak, kurallara uyulması gerektiğini söyledi. Yılmaz, bu şekilde pandemi sürecinin daha kolay atlatılabileceğini dile getirdi.

TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL

Kovid-19 aşısıyla ilgili pek çok kişinin fikir ayrılığına düştüğünü ifade eden Cansu Yılmaz, “Uzmanlar Kovid-19 aşısı üzerinde yaptıkları deneyler sonucunda aşının büyük ölçüde etkili olduğunun fakat tek başına yeterli olmadığının da altını çizmektedirler. Dünya Sağlık Örgütünün de yaptığı açıklamada, aşının Kovid-19’u tamamen ortadan kaldırmayacağını fakat Kovid-19’la mücadelemiz açısından büyük bir adım atıldığını bildirmiştir. Aşının tamamen salgına son vereceğine yönelik düşünceler, kişilerin rehavete kapılarak maske, mesafe ve temizlik konusunda önceki hassasiyeti koruyamamasına neden olabilir. Dikkat edilmesi gerek kurallara ve ölçütlere uyulduğu, rehavete kapılmadığı taktirde, pandemi sürecinin daha kolay atlatılabileceği görüşündeyim” ifadelerini kullandı.

ÇEKİNMELERE YOL AÇIYOR

Toplumda Kovid-19 aşısının yan etkilerini konusunda bir panik havası olduğunu ifade eden Cansu Yılmaz, “Aşı olduğu konusundaki söylemler ve düşünceler kişileri aşı yaptırma kararlarını büyük ölçüde etkilemektedir. Bu konuda sosyal medyada çıkan haberlerin kısa sürede yayılmasıyla kişilerin kafaları karışmış durumda. Aşıyla birlikte genetiğimizin değiştirileceğine dair iddialar, mikroçiplerle takip edilebileceğimize yönelik haberler gibi pek çok gerçeği ispatlanamamış söylentiler sonucunda pek çok kişi aşı olmaktan korktuğunu ve aşı olmak istemediğini bildiriyor. Şu anda bir belirsizliğin olması da insanların aşı olmak konusunda çekinmelerine neden olabiliyor” diye konuştu.

Pandemi sürecinin insanlar üzerinde maddi, manevi olumsuz etkileri bulunduğunu belirten Cansu Yılmaz, “Eve kapandığımız bu dönemde eskisi kadar sosyal bir yaşam süremememiz ve pek çok kaygı yaratacak sebeplerden ötürü ruh sağlığımız oldukça olumsuz etkilenmektedir. Ruh sağlığımıza olan etkileri oldukça fazla olmakla birlikte depresyon riski de göz ardı edilemeyecek derecede yüksektir. Depresyon kısaca kişinin önceden keyif aldığı aktivitelerden ve durumlardan artık eskisi kadar keyif alamamasıdır. Pandemi süreci gibi ani değişimlerin olmasıyla ve bu duruma uyum sağlama sürecinde depresyona daha yatkın olabiliyoruz. Depresyondaki kişiler günlük aktivitelerini yapma konusunda oldukça zorluk çektikleri için depresyonu engellemenin de en önemli adımı kişinin günlük aktivitelerini gerçekleştirebileceği bir hedef belirlemesidir” dedi.

RUH SAĞLIMIZI KORUMAK İÇİN

Kişinin uyku düzenine dikkat etmesi,

Çoğu zaman yemek yeme konusunda da isteksiz olunabileceği için beslenme düzeninin de sağlanması,

Kişinin öz bakımını aksatmamaya özen göstermesi,

Hareketsiz kaldığımız bu süreçte evde egzersiz, yoga, meditasyon gibi aktivitelerde bulunulması,

Kişinin sevdikleriyle bu süreçte görüntülü bir şekilde görüşmesi, onlara zaman ayırması,

Kişinin eğleneceği ve keyif alacağı yeni aktiviteler denemesi gibi adımlarla depresyonla daha kolay baş edilebilir. Kişi bu adımları uyguladığı halde hala kendini üzgün, çökkün ve hiçbir şeyden keyif alamıyorsa psikolojik bir destek alması fayda sağlayacaktır.