Sayfa Yükleniyor...
1991 senesinden bu yana muayenehane diş hekimliği yapan Emre Aksu, ağız ve diş sağlığı konusunda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı
ONURHAN ALPAGUT
Uzun yıllardır kendi muayenehanesinde diş hekimliği yapan Emre Aksu, ağız ve diş sağlığında dikkat etmemiz gerekenleri İLKSES Gazetesine anlattı.
Emre Aksu, dişlerin yüzün vitrini olduğunun vurgusunu yaparak ağız ve diş bakımının doğru ve düzenli şekilde olması gerektiğini söyledi. Aksu, Öncelikle günde iki kez diş hekiminizin tavsiye ettiği şekilde en az iki defa kaliteli bir diş fırçası ile iki dakika fırçalanması gerekiyor. Bunun yanında her gün doğru bir şekilde diş ipi kullanılması da diş eti sağlığı ve ara yüz çürüklerinin önlenmesi açısından çok önemli. Tabi ki hiçbir şikayetiniz olmasa bile altı ayda bir diş hekiminiz tarafından diş ve diş eti sağlığınızın kontrol edilmesi de unutulmaması gerekli" şeklinde uyarıda bulundu.
"RASTGELE SEÇİM YAPILMAMALI"
Diş fırçası, macunu ve ağız bakım sularının seçiminde kişinin ağız ve diş sağlığı gereksinimine göre seçilmesi ve mutlaka bir diş hekiminin tavsiyesi üzerine olması gerektiğini belirten Aksu, "Sırf rengine, modeline ve diğer fiziksel özelliklerine göre değil kişinin ağız ve diş sağlığı gereksinimlerine göre diş fırçası ve diş macunu seçimi yapılmalıdır. Marketlerde reçetesiz olarak satılan ağız çalkalama sularının ağız hijyenini sağlamada ve diş çürüklerini önleme konusunda önemli bir yararı olmadığı gibi ağız florasını değiştirerek ve bir miktar yutulma ihtimalleri olduklarından zararlı olabilmektedir. Bu nedenle hastalarıma ağız çalkalama sularını tavsiye etmiyorum. Doğru ve düzenli diş fırçası ve diş ipi kullanımı ağız diş sağlığının iki önemli anahtarıdır" diye konuştu.
ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMLİ
Erken teşhisin ve kontrolün önemine vurgu yapan Aksu, önceden fark edilen diş çürüğünün erken tedavisinde hem tasarruf sağlanacağını hem de diş kaybının önüne geçileceğini söyledi.
Aksu sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Ağız ve diş sağlığı kontrolü hiçbir şikayet olmadığı takdirde altı ayda bir yapılmalıdır. Böylece oluşabilecek diş çürükleri ve diş eti problemleri ilerlemeden daha basit tedaviler ile çözülebilir. Bu şekilde diş kayıplarına kadar giden sürecin önüne geçebileceğimiz gibi hem uzun tedavi süreçlerinden kurtulunmuş olur hem de diş tedavisi için harcanan masraflardan önemli oranda tasarruf edilebilir.Diş ve diş etlerimizi sağlıklı tutmanın en önemli iki anahtarı doğru ve düzenli diş fırçalaması yapmak ve düzenli diş hekimi kontrolüdür. Bunun dışında şekerli ve asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durmak, lifli yiyecekleri daha fazla tüketmek, dişlerde mekanik travma oluşturacak kabuklu yiyecekleri ağızda kırmaya çalışmamak da önemlidir. Diş sağlığınız için mümkün oldukça şekerli ve asitli yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Çünkü şekerli yiyecekler ağız florasında devamlı bulunan bakteriler tarafından tüketilmekte ve oluşan bakterilerin metabolizma artığı da çürüklere neden olmaktadır. Mine yüzeyi bakterilerin asitlerine karşı bir miktar dirençli olsa da dentin yüzeyi gözenekli yapısı ile bakterilerin asitli metabolizma artıkları ile oluşturacakları hasara daha duyarlıdır. Bu nedenle şekerli gıda artıklarının mekanik olarak fırçalama ile dişi yüzeyinden uzaklaştırılmaması ve asitli yiyecek ve içecekler ile de mine yüzeyinin aşındırılması çift yönlü olarak çürük oluşumuna neden olmaktadır. Bunun tam tersine lifli gıdalar ise mekanik olarak diş yüzeyindeki artıkları temizlemektedir. Bu nedenle şekerli ve asitli yiyeceklerden uzak durmalı meyve ve sebzeleri de dişler üzerindeki mekanik temizleyici etkisinden faydalanmak için çiğ olarak tüketmeliyiz."
DİŞ HASSASİYETİMİ NASIL GİDEREBİLİRİM?
Birçok kişinin şikayeti olan diş hassasiyetine de değinen Aksu, "Dişin dış tabakası mine adı verilen kemikten sert ve geçirgen olmayan sert bir tabaka ile kaplı olsa da minenin altı mikro gözenekli bir tabaka olan dentin, onun içinde de damar ve sinirler içeren pulpa dokusu içermektedir. Dişin kök yüzeyi ise sement adı verilen yine gözenekli bir tabaka ile örtülüdür. Dişin mine dokusunun çürük, asitli yiyecek ve içecekler ve diğer aşındırıcı etkenler nedeniyle bölgesel olarak ortadan kalkması ve dentin yüzeyinin ortaya çıkması ile diş hassasiyeti başlayabilmektedir. Diğer bir diş hassasiyeti nedeni ise diş eti çekilmesine bağlı kök yüzeylerinin ve buna bağlı sement yüzeyinin ortaya çıkmasıdır. Oluşan bu diş hassasiyeti dentin ve sement yüzeyindeki gözenekleri kapatma özelliği taşıyan hassasiyet giderici özel diş macunlarının kullanımı ile azaltılabilir. Hassasiyet giderici diş macunlarının yetersiz kalması durumunda diş hekimleri tarafından uygulanan özel hassasiyet giderici jeller uygulanabilir. Açığa çıkan dentin ve sement dokusu geniş bir alanı kaplıyorsa, kompozit dolgu uygulamaları ile bu bölgeler kapatılabilir" dedi.
Haber Merkezi