Beslenmede sağlıklı çözümler

Uzman Diyetisyen Aslı Kınsız, doğal beslenmenin önemine dikkat çekerek, gıda sanayinin ürettiği besinlerde de doğal maddeler kullanılmasına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti


  • Oluşturulma Tarihi : 28.08.2015 07:53
  • Güncelleme Tarihi : 28.08.2015 07:53
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Beslenmede sağlıklı çözümler

NİHAT AK

Son günlerde obezite, erişkin tip şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıklarının çoğalmasıyla sağlıklı ve dengeli beslenme daha da önem kazandı. Uzman Diyetisyen Aslı Kınsız, doğal beslenmenin önemine dikkat çekerek, gıda sanayinin ürettiği besinlerde de doğal maddeler kullanılmasına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Uzman Diyetisyen Aslı Kınsız, bir salgın hastalık hızıyla yayılıp çoğalan obezite, erişkin tip şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları ile Metabolik Sendromunun önlenmesinde sadece yağ tüketiminizi azaltmanızın yetersizliğine değindi. Çözümün daha düşük glisemik indeksli doğal, temel besinlere yönelmek ve besin üreticisi gıda sanayinin ürettiği hazır besinlerde bu kavramı daha fazla önemsemek olduğunu belirten Kınsız, “Düşük glisemik indeksli beslenme kolay, pratik, ucuz, sonuç alıcı, akılcı ve her şeyden önemlisi sağlıklı bir çözümdür” dedi.

GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK OLAN YİYECEKLER TERCİH EDİLMELİ

Glisemik endeksin ne demek olduğunu anlatan Kınsız, “Gıdaların kan şekerini yükseltme hızına glisemik indeks denir. Eşit miktarda karbonhidrat içerseler de yiyeceklerin kan şekerini arttırıcı etkileri birbirinden farklıdır. Bunun nedeni yiyeceklerdeki karbonhidratların sindirim sisteminden farklı hızda geçmesi ve emilmesidir. Gıdalar glisemik indeks değerlerine göre şeker yükseltici etkisi yüksek, orta ve düşük olarak sınıflandırılır. Glisemik indeksi düşük olan yiyecekler, kan şekerinin daha yavaş yükselmesine sebep olacağından daima tercih edilmelidir. Düşük glisemik indeksli besinlerin seçimi tokluk kan şekerinin kontrolünü sağlarken yüksek glisemik indeksli besin seçimi tokluk kan şekerinin yükselmesine neden olabilmektedir” diye konuştu.

ERKEN YAŞLANMAYA DA SEBEP OLUR

Glisemik indeksi düşük ve yüksek olan besinlere örnek veren Uzman Diyatisyen, “Posalı yiyeceklerin glisemik indeksi düşüktür. Bunlar kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur, kepekli ekmek, elma, armut, makarna, portakal ve yoğurt gibi besinlerdir. Glisemik indeksi yüksek olan besinler aynı zamanda erken yaşlanmaya da sebep olur. Bunlar beyaz unlu gıdalar, beyaz ekmek, pirinç, patates, şeker katkılı gıdalar, havuç, muz, kavun ve üzümdür. Kuru üzüm, kuru kayısı gibi kurutulmuş gıdaların da glisemik indeksi yüksektir” ifadelerini kullandı. Karbonhidratların hem içeriğinin hem de miktarının bir besinin glisemik etkisini değiştirebileceğini belirten Kınsız, “Diyetteki karbonhidratların hem içeriği hem de miktarı bir besinin glisemik etkisini etkilemektedir. Tüm taneli tahıllar gibi tane yapısının bozulmadığı durumlarda besin glukoza parçalanmamak için direnç gösterir, kalın barsağa geçer ve orada fermente olur. Ayrıca, yüksek lif içerikli besinler (özellikle liflerin çözünür olarak bulunması durumunda) daha düşük glisemik indekse sahiptir” şeklinde konuştu.

FİZİKSEL AKTİVİTE OLMAZSA OLMAZ

Glisemik endeksin uzun dönemli etkilerine de değinen Aslı Kınsız sözlerini şöyle tamamladı:

“Öğünün glisemik indeks ve lif içeriği yemek sonrası kan glukozunu etkileyen önemli göstergeler olmakla kalmaz ayrıca genel anlamda glisemik kontrolü de etkilerler. Diyabetli kişiler düşük glisemik indeksli liften zengin bir beslenme tarzı ile HbA1c (uzun dönem kan glikoz kontrolü ölçümü) düzeylerinde azalma sağlayabilirler. Ayrıca, beslenme tarzındaki diğer özelliklerin de kan glukoz kontrolünde uzun dönemli etkisi olabilmektedir. Bu açıdan kısmi önemi olan diyetin enerji yoğunluğudur. Enerji yoğunluğu fazla olan diyetler besinin alınan miktarına bağlı olarak fazla kalori verecektir. Eğer bu yüksek kalori alımı ile birlikte aşırı fiziksel aktivite olmaz ise o zaman bu tür beslenme tarzı ağırlık artışına neden olur.”

Haber Merkezi