Çok bilinmeyenli ‘aile hekimliği’ denklemi

EMİNE YALÇIN

Aile hekimliği sisteminin Türkiye’ye getirilme gerekçesinin sevk zincirini uygulamak olduğunu vurgulayan Türk Sağlık Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimlerinin lehine herhangi bir çalışması olmadığını da anlattı.

SİYASİ RANTTAN DOLAYI VAZGEÇİLDİ

Türk Sağlık Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, aile hekimliği sisteminin ilk olarak 2005 yılında Düzce’de 2007 yılında da İzmir’de başladığını belirterek, şu an için Türkiye genelinde aile hekimliği sistemi faaliyette olduğunu söyledi. Aile hekimliği sisteminin Türkiye’ye getirilme gerekçesinin sevk zincirini uygulamak olduğuna da dikkat çeken Doğruyol, “Sevk zincirinin gelmesi durumunda sağlık harcamalarında bir azalma olacak. Ama bir taraftan sevk zinciri getirilmeye çalışılıyor diğer taraftan kamu hastane birliklerine bağlanan hastaneler birer işletme haline dönüştürülüyor. Bu durum sonucunda vatandaşın sağlığı ikinci plana atılmış oluyor. Önceki Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ, koruyucu sağlık hizmetlerini geliştirmekten ziyade devlet hastanelerine ve eğitim ve araştırma hastanelerine giden vatandaşlarımız için poliklinik sayısını artırmasıyla anılmıştır. Aile hekimliği sisteminde sevk zincirini uygulayamadılar. 2009 yılında yapılan yerel seçimler öncesinde Denizli, Isparta, Bayburt ve Gümüşhane illerinde sevk zincirini uygulamaya çalıştılar. 15 gün sonra vazgeçtiler. Neden vazgeçtiler? Siyasi ranttan dolayı vazgeçtiler. Yani oy kaybedeceklerinden dolayı vazgeçtiler” diye konuştu.

YILLIK İZİNE AYRILDIKLARINDA ÜCRETLERİNİ ÖDENMİYOR

Aile hekimliğine geçen hekimlerin tehditle ya da vaatle aile hekimliğine geçtiğini ileri süren Doğruyol, aile hekimliğine geçen hekimlere pembe tablo çizen hükümet yetkililerin şu an için aile hekimliği sisteminin içinden çıkılmaz bir sistem haline getirdiklerini söyledi. Aile hekimi olarak çalışan hekimlerin tüm primlerini ödemelerine rağmen yıllık izine ayrıldıklarında ücretlerinin ödenmediğini de iddia eden Doğruyol, “Bir aile hekimi yıllık izine çıktığında yanındaki diğer aile hekimi ona refakat etmektedir. Eğer yanındaki aile hekimi kendisinin yerine bakmayacaksa o aile hekimine yasal yıllık izni de verilmiyor.  Maalesef böyle saçma bir uygulama mevcuttur” şeklinde konuştu.

AİLE HEKİMLERİ HASTADAN DAHA MAĞDUR

Doğruyol, bir aile hekimi başka bir aile hekiminin yerine baktığı zaman muayene ettiği hasta sayısının artığını ve artan hasta sayısı sebebi ile hastanın bekleme süresi artarken aldığı hizmet kalitesinin düşebileceğini söyledi. Doğruyol, “Yönetmelik çerçevesi hastayı mağdur etmemek üzerine kurgulanmıştır. Belki lokal belki de bireysel olarak hasta mağduriyeti yaşanıyor olabilir. Burada aile hekimleri hastadan daha mağdur durumdadır. Çünkü yasal olan yıllık izinlerini kullandıklarında bile ücretleri kesilmektedir. Bu da mevcut hem kanunlarımıza hem de insan haklarına uymayan uygulamalardır. Bu konuda da düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bu durumun çözümü ne olmalıdır? Toplum sağlığı merkezlerimizde hem hemşire arkadaşlarımız hem de hekim arkadaşlarımız yeterli sayıda mevcuttur. Ya da yeterli sayıda değilse takviye yapılabilir. Yıllık izin alan hekim arkadaşımızın yerine mevcut olan iş yükünün diğer aile hekimine yüklenmesindense diğer toplum sağlığı merkezinden gelen doktor arkadaşlarda mağdur edilmeden yıllık izin alan aile hekimi arkadaşımızın yerine bakabilir” dedi.

AİLE HEKİMLERİNİ SIKIŞTIRMA ŞEKLİNDE ÇALIŞMALARI VAR

Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimlerinin lehine herhangi bir çalışması olmadığını da anlatan Doğruyol, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Sürekli olarak aile hekimlerine iş yükü bindirme ve aile hekimlerini sıkıştırma şeklinde çalışmaları vardır. Önce aile hekimlerimize hastane acillerinde nöbet yazıldı. Sonra cumartesi nöbetleri yazılmıştır. Cumartesi nöbetleri bir düzenleme ile birlikte halen kaldırılmadı.”

Haber Merkezi