- Sağlık
- 05.06.2025 09:49
Kurban etinin buzdolabında 24-48 saat bekledikten sonra tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Uzman Diyetisyen Adıtatar, et zamanında ve doğru tüketilmediği takdirde yaşanan rahatsızlıklara da dikkat çekti
Kurban Bayramı’na sayılı günler kaldı. Nasıl beslenilmesi gerektiği de merak konusu. Kurbanlıklar kesildikten sonra etin hemen tüketilmesi toplumumuzda yaygın bir örnek. Peki kesilen et ne zaman, ne şekilde ve ne sıklıkla tüketilmeli? Konuya ilişkin görüşlerine yer verdiğimiz Uzman Diyetisyen Deniz Zünbülcan Adıtatar önemli uyarı ve önerilerde bulundu.
Kurban etinin buzdolabında 24-48 saat bekledikten sonra tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Adıtatar, “Mümkünse hem sindirim sistemine destek olmak hem de vitamin ve mineral alımını desteklemek için et yanında zeytinyağlı yemek ve bol salatanın olduğu bir menü olmasını istiyoruz. Hafta içinde kuru baklagiller, sebze kaynakları ve diğer et kaynakları da unutulmadan planlama yapılmasında fayda var aksi takdirde yüksek kırmızı et tüketimi sağlık problemlerine de yol açabilir. Eğer ki etler uzun süre saklanmak isteniyorsa da birer pişirmelik parçalara ayrılarak 0-2 C’de 3-5 gün, -2 derecede buzdolabında birkaç hafta, -18 derecede 3-6 ay saklanabilir. Donmuş etleri çözdürürken etler soğuk suyun altında veya buzdolabında çözdürülmelidir. Mikrobiyolojik tehlikeleri önlemek adına çözdürülen etlerin tekrar dondurulmasına kesinlikle dikkat edilmelidir” bilgisini paylaştı.
Peki, et zamanında ve doğru tüketilmediği takdirde hangi rahatsızlıkları beraberinde getiriyor? Adıtatar, şu yanıtı verdi: “Kesilen kurban etinin bekletilmeden tüketilmesi rigor mortis yani ölüm katılığı sebebiyle sindirim problemlerine, hazımsızlığa neden olabilir. Bunun dışında genel olarak fazla miktarda et tüketimi ise fazla miktarda yağ ve protein demek, bu nedenle kalp-damar hastalıkları ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere bazı kronik hastalıklara neden olabilir.”
Kurban Bayramı’nda sıklıkla karşılaşılan şikayetlere de dikkat çeken Adıtatar, “Genelde karşılaştığımız sorunların başını kabızlık problemleri, kan şekeri ve ödem sorunları çekiyor. Çünkü kişiler genelde sebze, kuru baklagil gibi lifli gıdaları beslenmelerinden neredeyse çıkartıyor ve daha çok ete yöneliyor, dışarda daha çok zaman geçiriyorlar bu nedenle de sindirim sisteminde problemler özellikle de kabızlık sorunu ile karşılaşmış oluyoruz. Yine dışarda geçirilen zamanlar ya da ev ziyaretleri de kaçamakların ve tatlı tüketiminin artmasına sebep oluyor, özellikle de hassasiyeti olan kişileri tabii ki bu durum daha da zorluyor. Son olarak ödem sorunu da yine artan tatlı yani karbonhidrat tüketimi azalan su içme miktarıyla beraber çoğu kişi de gözlenebiliyor” dedi.
Öte yandan, bayramın sıcaklara denk gelmesinin ve bu yoğun sıcaklarda etin tüketilmesinin ne kadar doğru olduğunu da anlatan Adıtatar, “Bayramın sıcak havalara denk gelmesi öncelikle hijyen koşullarına çok daha dikkat edilmesi gerektiğini bize gösteriyor. Etin hazırlama ve saklanma koşullarına da dikkat ediliyorsa yani dediğimiz gibi bekletiliyor ve işleniyorsa bir de porsiyonuna dikkat ediliyorsa herhangi bir sorun yok, tabii ki et tüketebilirler” ifadelerine yer verdi.
Etin doğranma şekline ilişkin bilgiler kaydeden Adıtatar, şöyle devam etti: “Öncelikle etin doğranma şeklinden önce kesme tahtaları bizim için çok önemli. Çapraz bulaşma riskini ortadan kaldırmak için kesinlikle çiğ et kesilen tahtada başka bir şey kesilmemesi gerekmektedir. Ardından kişilerin etleri nasıl değerlendirmek istediğine bağlı olarak etler işlenebilir. Küçük paketler halinde mümkünse 1 yemeklik olacak şekilde, kuşbaşı olacak şekilde doğranan ya da kıyma haline getirilen etler paketlenmeli ve dondurucu kısmında saklanmalıdır.”
Kurban Bayramı’nı sorunsuz geçirmek adına sağlıklı ve dengeli beslenmek için önemli uyarılarda bulunan Adıtatar, “Bayram sabahına yumurtanın, bol yeşilliğin, sağlıklı bir karbonhidrat kaynağının olduğu güzel bir kahvaltı ile başlamalarını öneririm. Bu kahvaltı gün içinde yapılabilecek kaçamakların önlenmesinde etkili olacaktır. Gün içinde su tüketimi, kaçamak yapılmaması ya da yapılan kaçamakların telafi edilebilmesi için hele ki bu sıcak havalarda çok önemli. Bu nedenle mutlaka gün içinde 2-2,5 litre suyu içmeliler. Sindirim sorunu yaşarlarsa bitki çaylarından destek alabilirler. Özellikle kakule, kişniş, kimyon, rezene harika sonuçlar gösterecektir. Son olarak da herkesin ikram ettiklerini yemek zorunda olmadıklarını, seçici davranarak gerçekten yemek istedikleri ile kaçamak yapmalarını öneririm. Çünkü biz Türk toplumu olarak başkalarına ayıp olmasın diye kendi vücutlarımıza çok büyük ayıplar yapıyoruz” mesajını iletti.
Bayrama özel altın değerinde bir tarif de öneren Adıtatar, “Sindirimi destekleyen bir bitki çayı tarifi verelim. 3-4 kakule sıcak suya ekleyip 5-10 dakika demleyebilirler ve 1 çay kaşığı tarçın, 1 çay kaşığı zencefil, 1/2 limon suyu ilave edip tercihe bağlı ılındıktan sonra da 1 çay kaşığı bal ile tatlandırıp içebilirler… Sağlığımızın ve sevdiklerimizle geçirdiğimiz zamanların ön planda olduğu iyi bayramlar diliyorum” dedi.
