İnsan vücudu; yaşam boyunca gelişerek, değişmektedir. Bu değişim sürecin sağlıklı bir şekilde yaşanabilmesi için dengeli ve yeterli beslenmeyle birlikte, düzenli fiziksel egzersiz alışkanlığını kazanabilmek büyük önem taşımaktadır. Ancak böylelikle, yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı bir hayat mümkün olmaktadır.
Egzersiz, düzenli olarak yapıldığında, vücudun bağışıklık direnicini artıran, sistemlerin fizyolojik kapasitesini geliştiren ve metabolizmaya olumlu katkılar veren fiziksel aktiviteler bütünüdür. Sedanter ( hareketsiz) yaşam tarzının, vücut kas kitlesinde azalmaya, metabolizma hızında yavaşlamaya yol açarak, bağışıklık isteminin zayıflamasına ve bununla birlikte birçok kronik hastalığa neden olduğu bilinmektedir. Son yıllarda küresel bir salgın hastalık olarak da adlandırılan obezite, hareketsiz bir yaşam biçiminin doğal bir sonucu olarak, vücut yağ oranında da görülen artış olarak ifade edilmekte ve sağlıklı yaşam adına ciddi bir problem olarak değerlendirilmektedir. Bütün bu olumsuz metabolik gelişmeleri engelleyebilmek için, yaşam boyu spor alışkanlığını kazanarak, düzenli ve bilinçli bir egzersiz programını günlük hayata taşıyabilmek, her geçen gün daha da önem kazanmaktadır.
Düzenli yapılan antrenman ve egzersizler metabolizmada birçok olumlu gelişmeye neden olmaktadır. Olumlu etkileri öncelikle kardiyovasküler sistemde görülmektedir. Kalp ve dolaşım sistemi düzenli egzersize göstermiş olduğu fiziksel uyum sonucunda, kalp atım sayısı azalmakta ve daha az nabız atımı ile yeterli miktarda kalbe kan pompalanabilmektedir. Bununla birlikte, düzenli egzersizlere bağlı olarak, vücut yağ oranı azalırken kas oranında gözle görülür bir artış meydan gelir. Salgılanan hormon seviyesi ideal seviyede kalarak, metabolik fonksiyonların gelişimini sağlarken, immun ( bağışıklık) sistemi de hastalık yapan zararlı etkenlere karşı daha dirençli hale gelecektir.
Düzenli fiziksel aktivite duygu durum üzerinde de olumlu etkiler göstererek, bireyin duygusal olarak daha olumlu bir bakış açısı içinde, öz saygı, kendine güven ve pozitif ruh halini ortaya çıkaran duygularının gelişmesine katkı verecektir. Egzersizin psikolojik yapıya olumlu katkılarını değerlendiren çeşitli bilimsel yayınları inceleyen Nuriye Bayar’ın yaptığı araştırmalar, egzersizin kişinin kendisini daha mutlu, olumlu ve dinamik hissetmesine neden olan serotonin, dopamin ve endorfin gibi hormonların, düzenli egzersizle kandaki seviyelerinin artığını göstermektedir. Böylelikle, düzenli egzersiz alışkanlığı, psikolojik yapıya olumlu katkı sunarak, bireyin günlük yaşamın getirdiği kaygı ve stresten arınmasına ve hayata karşı daha olumlu bir bakış açısı kazanabilmesine neden olmaktadır.
Dünyanın içinde bulunduğu Korona Virüs pandemisi nedeniyle, sağlıklı yaşam koşullarının daha da önem kazandığı günümüz yaşam koşullarında, egzersiz ve sağlık ilişkisini daha net olarak görebilmek ve düzenli egzersiz alışkanlığını hayata kazandırmak, sağlıklı yaşam adına çok olumlu bir katkı olacaktır.