Suyumuz Tükeniyor

Değerli okuyucular 6 Ağustos tarihinden beri  kentimizde uygulanan zorunlu su kesintileri Aralık ayına girmemize rağmen devam ettiği yetmezmiş gibi artık her gün uygulanmaya başladı. Bu da İzmir’deki su krizinin boyutunun ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yaz boyunca şu konusunda vatandaş olarak hassas davranmamız gerektiğini yazılarımda defalarca aktarmıştım. Gelinen noktada bunun ne kadar elzem bir şey olduğunu kış aylarında çektiğimiz susuzlukla görüyoruz. 

Bence kentimizde yaşayan bireyler olarak su krizine karşı yeterli sorumluluğu almadık. Bir eleştiri yaparken tabi ki çuvaldızı kendime de batırmaktan imtina etmiyorum. Gerekli önlemleri vatandaş olarak evvela biz almalıydık. Çünkü burda yöneticilere iş düştüğü kadar vatandaş olarak bize de büyük iş düşüyor. 

Su kullanımı kitlesel bir olay. Ne yazık ki şehrimizde su varlığı artık yüzde 1’in altına indi. Sadece Tahtalı Barajı’nda su kaldı. Kentin su varlıkları bir bir kayboldu. Bu yetmezmiş gibi İzmir olarak Manisa’nın su kaynaklarına da zarar verdiğimizi bildiriyor uzmanlar. 

Bir kez daha çağrımı yinelemek istiyorum. Geleceğin en büyük varlığı su. Suyun değerini iyi bilmeliyiz. Çünkü bu kaynak ne yazık ki tükeniyor. Çocuklarımızı tasarruf bilinci ile yetiştirmeliyiz. Evde tasarruf tedbirleri almalıyız. Yerel yönetimleri de vatandaş olarak bu konuda denetlemeliyiz. Suyun yaşamın kaynağı olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak suyun bitmedi durumunda insanoğlunun varlığı da bitmiş oluyor. Bu gerçeği artık unutmayalım.

Suyumuz Tükeniyor