Bir şeyi tutarlı bir şekilde yapmak disiplin gerektirir. Kazandığınız çizgiyi ve sürekliliği yok etmek içinse maalesef düzeninizi bir iki kereliğine bozmanız yeterli olacaktır. Bu süreklilik kırıldıktan sonra, yeniden toparlamak için uzun bir süre geçebilir. Ya da uzun süreli belirsizlik içerisinde yer alırsınız. Bu dünyada hemen hemen herkesin başına gelen bir olgudur. Ama bazen mola vermek iyi gelebilir. Ama bu molanın da süreklilik içerisinde planlı olması gerektiğini unutmadan.
Bazen planladığımız programın dışına çıkmamız gerekebilir. Bu önemli bir işimiz olduğu için ya da sadece sıkıldığımız için gerçekleşebilir.
Yani bir gün atlayabiliriz.
Bunda aslında yanlış bir şey yok. Arada sırada ara vermemiz gerekebilir. Ancak, bu atlamayı sadece plan dahilinde yaparsanız belirli bir görev, alışkanlık veya projeye devam etme olasılığınız daha yüksektir. Yani sürekliliği devam ettirebilirsiniz.
2 GÜN ÜST ÜSTE ATLAMAYIN
Bunun ardında yatan fikir, üst üste iki gün görev, proje veya alışkanlığınızı bir kenara atmamanız gerektiğidir. Kısacası kendinize arada sırada 1 günlük izin verebilirsiniz fakat bunu asla alışkanlık haline getirmemelisiniz. Rekabetçi bir dünyada yaşamamızın bir gereği olarak bazen kendimizi her gün bir şey üzerinde çalışmamız gerektiği fikrine aşırı kaptırırız. Başarısız olduğumuzda ise kendi kendimizi yeriz. Bu, daha önce kazandığımız rahatlama duygumuzu maalesef azaltır. Algımızı ve bakış açımızı olumsuz anlamda değiştirerek, bizi negatifliğe doğru iter. Bunu asla kendimize yapmamamız gerekmektedir. Buna ihtiyacımız yok. İhtiyacımız olan şey, bir günlük molanın sorunlu bir şey olmadığını anlamaktır. Bu molayla zihnimizi dinlendirebiliriz. Bazen sadece belirli bir görevden uzaklaşarak zihinsel veya fiziksel bir mola vermemiz gerekir.
Her gün bir şey yapmaya karar verdiğimizde, bunu tamamlamak için kendimize büyük bir baskı uygularız. Bu baskı da ivme kaybetmemize yol açar. Ancak tek günlük mola kuralına uyarak, hedef belirlemeye ve bu hedef üzerine kendimizi sıkmadan gitmeye başlarsak, başarıya daha rahat bir biçimde ulaşabiliriz.
SEROTONİN
Bir kitapta, ıstakozlar hakkında bir bölüm yer alıyordu. Bölümde ıstakozlar kavgayı kaybettiğinde, serotonin seviyesinin düştüğü ve bu durumun ıstakoz üstünlüğü hiyerarşisinde serotonini az olanı aşağıya doğru ittiği belirtiliyor. Serotonin, genellikle mutluluk duygularıyla ilişkili bir beyin kimyasaldır. İnsanlarda, psikolojik algılamalar veya fiziksel aktivite ile tetiklenebilir ve serbest bırakılabilir. Bir günlük mola kuralına uyduğumu zaman görev, proje veya alışkanlık ile ilişkimizi dönüştürüyoruz. Bir günü atlamak başarısız olarak görülmez. Aksine, sürecin bir parçası olarak kabul edilir ve size diğer görevlerinizi tamamlamak için gereken esnekliği ve hareketliliği sağlar. Bu molalarda da serotonin depolayarak aslında ileriki günlerdeki çalışma planımıza da yatırım yapmış oluyoruz.
Bir şey yapma isteğimiz bir kas gibidir. Bazen yorulur. Bazen sadece belirli bir görev veya alışkanlık yapmak için eğitilemez. Kendimize bir günlük izin verdiğimizde, dinlenme izni vermiş oluruz ki bu günümüzde yeterince yapmadığımız bir şey. Herhangi bir şeyde başarı istiyorsanız, her gün bunun üzerinde çalışmanız gerektiği konusunda yanlış bir kanı bulunmaktadır. Gerçek şu ki, gerçekten ihtiyacımız olan şey bu konuda sadece tutarlı olmaktır.
Yolculuğumuzda, başarısızlığı anlamak ve kabul etmek, hedeflerimize doğru ilerlemenin hayati bir parçası olabilir. Bazen başarısız oluruz çünkü durumu yanlış değerlendirebiliriz. Bazen de beklenmedik durumlar nedeniyle başarısız olabiliriz.
