Yerel seçim heyecanı yavaş yavaş hissedilirken, aday adayları da bir bir kendilerini belli etmeye başladı. Bu süreçte özellikle vaatlerini anlatan aday adayları, partileri tarafından aday olarak gösterilmeyi bekliyor. Bu bekleyiş sırasında ise maalesef abartı vaatler de ortaya çıkabiliyor. İzmirliler olarak senelerdir başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediyelerinden yana yaşadığımız memnuniyetsizlikleri buradan dilimiz yettiğince duyurmaya çalıştık. İLKSES Gazetesi olarak vatandaşın taleplerini dinledik, şikayetlerine her zaman gazetemizde geniş yer ayırdık. 2014 yılından bu zamana gazetemizde yer ayırdığımız haberleri inceleme fırsatınız olursa eğer, İzmir’de vatandaşın birçok sıkıntı yaşadığını görebilirsiniz. Çok temel olan bu sıkıntılar maalesef mevcut yerel yönetimler tarafından bir türlü giderilememekteydi, hala da çoğu için herhangi bir adım atılmıyor. Bunun yerine sağlam kaldırımlar yeniden yapılıyor, temel ihtiyaçlardan ziyade gereksiz etkinlikler için büyük bütçeler ayırılıyordu. Maalesef Kocaoğlu’nun “Aday olmayacağım” açıklamasından sonra İzmirlilerin birçoğu derin bir “oh” çekti. Bu rahatlama içerisinde çok fazla şikayet ve hayal kırıklığı bulabilirsiniz…
Şimdi gelelim aday adaylarına. Burada yıllardır hep beraber yaşıyoruz. Neyin ne olduğunu beraber gördük. Vatandaşın sıkıntılarına, şikayetlerine ve isteklerine hepimiz şahit olduk. Bununla beraber, yerel yönetimlerin eksikliklerini de yaşadık. Yani hepimiz hatanın nerede olduğunu ve sıkıntıyı biliyoruz. Demem o ki bu yaşananlardan ders alarak iyi bir seçim stratejisi oluşturmak mümkün. Fakat bu stratejiyi bir merdiven olarak kullanmamak, dürüst olmak gerek. Yani temelde İzmirli söylediklerini yerine getirecek bir başkan istiyor. Oyunu da buna göre verecek.
Peki aday adayları neler yapmalı? Biraz bunlardan bahsedelim.
- Mutlaka herkesle konuşmalı. Dokunmadığı insan kalmamalı. Şikayetleri can kulağıyla dinlemeli ve bunlar için çözüm önerileri oluşturmalı. Vatandaş için çalıştığını partisi de dahil olmak üzere herkes görmeli, hissetmeli.
- Asla laf kalabalığı yapmamalı. Temelde “asıl” mesajlarına yer vermeli.
- Stratejisini iyi oluşturmalı. İletişim anlamında başarılı olmalı ve medyayla da arasını iyi tutmalı. Bu şekilde hedeflerini insanlara duyurma konusunda sıkıntı yaşamayacak ve hedef kitleye rahat bir biçimde ulaşabilecektir.
- Çalışma sırasında mutlaka ekibin içerisinde eğitimli ve tecrübeli insanları barındırmalı. Bazen bakıyoruz, yapılan iş güzel ama geçilen basın bülteni çok kötü yazılmış. Haliyle vatandaş da işin ciddiye alınmadığını düşünerek, bu adaya ya da aday adayına güvenmiyor.
- Seçim bölgesi tabiri caizse karış karış bilinmeli. Nerede ne var, kimlerle konuşulmalı, kimlerin sıkıntıları var; hepsi iyi bir biçimde analiz edilmeli.
- Aday adaylığı yarışını asla kişiselleştirmemek gerek. Yapılması gereken vatandaşa gerçekten ve dürüst bir biçimde onlar için çalışılacağı mesajını vermek ve bu sözü de seçildiği takdirde tutmaktır.
- Aday adaylığı sürecinde sadece kendi projelerine yer vermeli ve onları anlatmalı. Rakibi kötülemek puan kaybettirecek bir davranıştır. Bunu genellikle söyleyecek sözü olmayan insanlar yapar.
- Parti örgütü ile iyi bir iletişimde olmak önemlidir.
- Mütevazi olmak gerekir.
- Nerede nasıl konuşacağını bilmeli, konuşurken kendine olan güveni hissettirmesi gerekir.
PARTİLER NE YAPMALI? Partiler de adaylarını belirlerken mutlaka üstteki kriterleri iyi incelemelidir. Bunun dışında “torpil” yapmamalı, gerçekten halka dokunacak kişileri aday koltuğuna oturtmalıdır. Ek olarak ilçe belediye başkan adaylarının o ilçede yaşamış olması ve o ilçeyi biliyor olmasını göz önünde bulundurmalıdır. “İthal” aday istemeyen vatandaş çok ve bu konuda da haklılar. Bırakılsa kaybolacağı bir ilçeden aday gösterilen bir kişi o ilçe için ne yapabilir ki? Bu husus da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Tüm bu kriterler iyi analiz edildiği zaman gerçekten de o koltuğu hak edecek birileri aday gösterilebilecektir. Bu da hem vatandaş hem de güzel kentimiz İzmir için çok iyi bir adım olacaktır.
Günün Vegan Tarifi Tatlı Patatesli Mantar Malzemeler 1 adet tatlı patates 10 adet mantar Yarım su bardağı haşlanmış nohut Zeytinyağı Tuz, pulbiber Dilediğiniz bir sos Mantarlarımızı temizliyoruz ve saplarını ayırıyoruz. Daha sonra yumuşayana kadar kaynamış suda haşlıyoruz. patatesi de başka bir ocakta yumuşayana kadar haşlıyoruz, soğumaya bırakıyoruz. Mutfak robotumuza soğuttuğumuz patatesi, nohudu, zeytinyağını, tuzu ve pulbiber koyuyoruz. Robotta püre haline getirene kadar çevirdikten sonra mantarlarımızı bu karışımla dolduruyoruz. Son olarak istediğiniz türde bir sosu üzerinde gezdiriyoruz.
Halk için çalışın
