Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının hepimizi evlere kapamasıyla beraber, kendimize yönelik daha çok aktivite yapmaya başladık. Kimimiz kitap okumaya sardık, kimimiz yogaya başladık, kimimiz ise kendimizi geliştirmemizi sağlayacak online eğitimlere başvurduk. Bu adımların hepsi aslında olumlu. Ama maalesef evde kapalı kaldığımız psikolojisi bu olumlu adımları bazen yenebiliyor. Buna izin vermediğimiz sürece aslında durumumuz pek de kötü değil. Sonuçta hayatın keşmekeşinden fırsat bulamadığımız birçok şeyi yapmayı öğrendik. Düşünün yemek yapma becerisi sıfır olan insanlar bile şu an ekmek pişirebiliyor! J Neyse bugün sizlerle konuşmak istediğim konu kitaplar ve az kitap okumak.
Planladığınızdan ya da istediğinizden daha az kitap okuyorsanız, merak etmeyin bu durumda olan yalnızca bir siz değilsiniz. Sürekli kitap alarak, dağ gibi okunacak kitap listesi biriktirmek hepimizin sıklıkla yaptığı şeylerden birisi. Ben de kitap okumayı çok severim ama gün geçtikçe daha az kitap okuduğumu fark ettim. Peki bu durumu nasıl aşabiliriz? Öncelikle kendinize yılda şu kadar kitap okuyacağım diye bir hedef belirlemeli ve kendinizle yarışmaya başlamalısınız. Fazla kitap okuyamamaya en önemli bahanemiz kitapların pahalı olması. Bu nedenle kitapları internet üzerinden toplu olarak almanızı tavsiye ediyorum. Yine bununla beraber birçok ikinci el satış platformunda da uygun fiyatlı kitapları kolaylıkla bulmanız mümkün. Bunun bir diğer faydası da elinizde ne kadar kitap olursa, hedefinizin sizin için o kadar kolaylaşacak olması. Eğer evinizde daha fazla kitap varsa, daha fazla seçeneğiniz olacak ve bu daha fazlasını okumanıza yardımcı olacak. Bir kitap envanterine sahip olursanız, okuma ivmenizi rahatlıkla devam edebilirsiniz.
VAKİT BULAMAMAK?
Kitap okumaya vakit bulamıyorum: Bu da en büyük bahanelerimizin ikincisidir. Ben de sürekli olarak bunu öne sürüyorum. Ama aslında kitap okumak için o kadar vaktimiz var ki. Biz sadece bu vaktin farkında değiliz. Örnek olarak hafta sonları ve tatil günlerinde en az bir saatlik okuma süresine uyabiliriz. Bunun dışında programımızın aralarında da emin olun kitap okumak için çok süremiz var. Örneğin karantina bittikten sonra trende, metroda, otobüste, dolmuşta, İZBAN’da işe ya da okula giderken, eve dönerken bu vakti kitap okuyarak değerlendirebiliriz. Bu nereden baksanız günlük 1 saat kitap okuma demek. Hele de İzmir’de trafik sorunu olduğunu düşünürsek, zaman daha da artıyor. Bununla beraber; yemek yerken, randevuları beklerken, tuvalette, iş aralarında da kitap okuyabiliriz. Genel olarak, herhangi bir bekleme ya da boş zamanı, kitap okuyarak geçirilebilecek bir zaman olarak düşünün. Diğer herkes internette gezinirken ya da sürekli birilerinin fotoğraflarını beğenirken, siz birkaç sayfa okuyun.
KENDİNİZİ BİRAZ ZORLAYIN
Dilediğimiz kadar kitap okumamızı sağlamak için bir diğer yapmamız gereken şey de kendimizi biraz olsun zorlamak. Sevmediğimiz halde, elimize aldığımız kitabı bitirirsek kazanacaklarımızı düşünmeliyiz. Şöyle ki ben bazen kötü kitap okuyup, kötü albümleri dinliyor, filmleri de izliyorum. Bunun sebebi ise “kötü” şeyler hakkında da bilgi sahibi olabilmek, eleştiri, kritik yeteneğimi geliştirmek. Belki bir kitap çok satılanlar arasında bulunur ama siz sevmezsiniz. Her durumda bir görev duygusuyla hareket etmek yerine, bu kitabı okuyarak kazanacaklarınızı düşün. Gerçekten yapamıyorsanız da kendinizi zorlamayın, kitabı birkaç hafta elinizde süründürmek yerine sayfalarını çevirirken zevk alacağınız bir şeyler okumaya başlayın.
