350.org, tüm dünya ülkelerine yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle açık bir mektupla taleplerini iletti. Kovid-19 pandemisinin ulusal hükümetlerin ve uluslararası toplumun çok hızlı ve daha önce görülmemiş düzeyde eyleme geçmesini gerektirdiği dile getirilen mektupta, bu gibi olaylarda nelerin yapılması gerektiği ifade ediliyor. Maalesef bizler de Çin’in henüz olayların başında durumu gizlemesinin sıkıntılarını çekmeye devam ediyoruz. Bununla beraber Donald Trump hükümetinin ilk etapta durumu ciddiye almaması, ABD’de büyük sorunlara yol açtı. Keza Avrupa’da da durum aynıydı. Ülkemiz ise bu krize başından gerekli önemi gösterdi ve şu an son verilere göre durumumuz iyiye gidiyor.
Şimdi gelin beraber 350.org’un pandemi gibi durumlarda neler yapılması gerektiğini ifade eden mektubuna bakalım. “Şu anda yapılan tercihler, önümüzdeki yıllarda, belki de onlarca yıl boyunca toplumumuzu şekillendirecek. Karar vericiler derhal yardım ve uzun vadeli iyileşme sağlamak için adımlar atarken; Kovid-19’dan çok önce başlayan servet eşitsizliği, ırkçılık, ekolojik gerileme ve özellikle de iklim krizi gibi birbiriyle ilişkili krizleri göz önünde bulundurmalıdır; bunların oluşturduğu risk şimdi daha da artmıştır. Şimdi, hayat kurtarmada kararlı olma; Adil Bir İyileşme ile gerçekten daha sağlıklı ve daha eşitlikçi bir geleceğe giden yolu çizmede cesur olma zamanıdır.”
İLKELER
350.org’un istediği “Adil İyileşme” şu 5 ilkeyi içermektedir:
İnsanların sağlığına öncelik verilmelidir, bunun istisnası olamaz: Her yerde sağlık hizmetleri desteklenmelidir; herkesin bu hizmetlere erişebilmesi sağlanmalıdır.
İnsanlara doğrudan ekonomik destek sağlanmalıdır: İnsanlara ve çalışanlara (özellikle de mevcut sistemlerde marjinalleştirilenlere), kısa vadeli ihtiyaçlarımıza ve uzun vadeli koşullarımıza odaklanılmalıdır.
Çalışanlara ve topluluklara yardım edilmelidir: Belirli sektörlere yönelik yardımlar, hissedarlara veya şirket yöneticilerine değil, topluluklara ve çalışanlara yönlendirilmelidir. Özellikle iklim kriziyle mücadele etmeyen şirketlere asla yönlendirilmemelidir.
Gelecekteki krizlere karşı dirençlilik artırılmalıdır: Çalışanlar ve topluluklar için ihtiyacımız olan sıfır karbonlu geleceğe geçişi ve adil bir iyileşme ile dönüşümü destekleyecek milyonlarca düzgün ve uygun iş yaratmalıyız.
Sınırlar ötesinde dayanışmalar ve topluluklar oluşturulmalıdır; otoriterlik güçlendirilmemelidir: Bu ilkeleri kullanarak krize yanıt verebilmeleri, sınırlar ötesinde ve topluluklar arasında çözümler paylaşabilmeleri için düşük gelirli ülkelere ve topluluklara teknoloji ve finansman desteği sağlanmalıdır. Bu kriz insan hakları, sivil özgürlükler ve demokrasiyi çiğnemek için bir bahane olarak kullanılmamalıdır.
Şimdi, hayat kurtarmada kararlı olma; adil bir iyileşme ile gerçekten sağlıklı ve eşitlikçi bir geleceğe giden yolu çizmede cesur olma zamanı. Bizi bekleyen kriz, mevcut aşırı büyümeci paradigmanın krizidir. Yeni, yeşil bir ekonomiye geçerek bu krizin yıkıcı etkilerinden korunmak mümkün olacaktır.
Bana kalırsa da yeşil bir dünya düşlemek, yeşil bir dünya hedefi için gerekli adımları atmak ve bunu tüm dünya ülkeleriyle beraber yapmak; hayatımızı daha sağlıklı, daha temiz bir hale dönüştürecektir. Her zaman için daha “yeşil” olmayı istemeliyiz.
Evde kalın,
Sağlıklı kalın.
